Parkı sulayan adam

Geçen bahçe sularken, bahçe dediğime bakmayın. Aslında bir park!

Aklınıza Park sulama deyince, Bu işi gönüllü yaptığım, sorumlu vatandaşlık bilinciyle hareket ettiğimde gelmesin. Bu aslında benim işim. Belediyenin sözleşmeli bahçıvahıyım. yani bundan maaş alıyorum (artı yol- yemek içinde).

Ha bahçıvan dediysem de öyle botanik, peyzaj işlerini yaptığım sanılmasın; Sadece sulama. Bazen etraftan geçen ufak çocukları ıslatarak şaka yapma (tabi lise çağındakilere yapmam çünkü hepsi benim boyumda. Bu yaşta veletlerden dayak yeme hadisesi olursa mazaallah...) , iç çamaşır giymediğine inandığım kızların göğüslerini ıslatma. (Napim bu hollywood bize az sapıklık aşılamadı ).

Neyse, işe her gün takım elbiseyle geliyorum. Nedeni ise: İş için mülaakata davet edildiğimde, takım elbiseyle gittim. Bu sırada mahalleden takım elbiseyle giderken, mahallenin gülü Cemile'nin beni takımlar içinde görüp, şöyle bir eda ile camdan gülümsemesi.

Eee neticede bu mahalle sakinleri takım elbiseliyi mahallede, sadece haciz memurları geldiğinde görebilmişlerdir.

Efendim mülaakata geldim. Yüzümde pis bir sırıtmayla: "Özel Kalem'den Cengiz Bey'in çok selamı var" diyerek görüşmeye başladım. İyi geçti ve işi aldım. ( Cengiz Abi'yede çok selamlar burdan. Peder:  "bi ara gelsin eyisinden hakiki anamur muzu ayırttım" dediydi. )

Her gün işe takım elbiseyle gitmek ve tam Cemile'nin evinin önünden geçerken 'hey sen akşam raporları masamda istiyorum' edasıyla yürümek iyi de; işe gelip, kulübeye girip; dikdörtgen, kutu tipi, siyah evrak çantamı açıp, içinden tulumları giymek zulüm valla anlatamam.

Neyse nerden nereye geldik. Geçen bahçe sularken diyordum, Takım elbiseli genç bir çocuk vardı bankta yanlız oturuyor, içli içli elindeki kağıt tomarına bakıyordu. Yanına yaklaştım. Sorunu neymiş sordum. İş yerindekiler mobing midir doping midir nedir, onu yapıyorlarmış. Ona üzülmüş. Burada her dünyası yıkılmış gibi duran insanlara yaptığımı yaptım : Kendimi anlattım.

İnanın herkes, 'dünya s..kinde olmayan adam' yaşam tarzımı bir guru'luk seviyesine çıkarttılar. Ferrarisin satan bilge değildim ( gerçi olsa hemen satar parasıyla daire satın alıp kirasıyla da gül gibi geçinirdim. O ayrı! ), ama ben parkı sulayan adamdım.