Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı ABDULLAH BEDELOĞLU

http://blog.milliyet.com.tr/abdullahbedeloglu

12 Şubat '21

 
Kategori
Hukuk
 

Parlamenter sistem gelir mi

TÜRKİYE’YE PARLAMENTER SİSTEM NASIL GELİR?

 

Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Türkiye’ye parlamenter sistem gelir mi? Parlamenter sistem kuvvetler ayrılığının olduğu sistemdir. Yürütme, yasama, yargı erklerinin ayrı olduğu sistemdir. Başkanlı parlamenter sistemden önce parlamenter sistem var mıydı? Hem yasama hem de yargı yürütmenin elindeydi. Anayasaya göre cumhurbaşkanı yürütmenin başıydı. Cumhurbaşkanını belirleyen siyasi iktidardı. Yargı organı mensuplarının atanma usulleri cumhurbaşkanına yetki veriyordu.. Mülki idare başkanları cumhurbaşkanının onayı olmadan ne atanır ne de görevden alınırdı.Azınlığa çoğunluk verip parlamentonun( Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin) yasama hakkını elinden alıp azınlığa, hükümete veren sistem vardı.

Vesayet krizi vardı.

Cumhurbaşkanlığı seçim krizi vardı.

Başkanlı parlamenter sisteme geçildiğinde cumhurbaşkanına ait görevler aynen kaldı. Ne yapılabilirdi? Yargı organlarının başkanlarının ataması, mülki idare amirlerinin ataması ve görevden alınması meclis TBMM) onayına bırakılabilirdi.

Eski parlamenter sistem geleneği sürdürüldü. Eskiden parlamenter sistem ne kadar varsa şimdi de o kadar var.

Merkez Bankası başkanını, Diyanet İşleri Başkanını başbakanın teklifi ile cumhurbaşkanı atar ve cumhurbaşkanı görevden alırdı. Şimdi de aynı cumhurbaşkanı atar cumhurbaşkanı onları görevden alır. Ancak cumhurbaşkanının teklifi ile meclisin onaylaması ile ataması ve görevden alınması gerekirdi.. Meclis onayına bağlanabilir idi. 

Neymiş parlamenter sistem yokmuş. Parlamentoyu yediler de bizim mi haberimiz yok?

Parlamento denilen yer Türkiye Büyük Millet Meclisi orada duruyor.

TBMM kaldırıldı da milletin mi haberi yok? Bugün başkanlı parlamenter sistem var.

Parlamenter sistem yok!

Kuvvetler ayrılığı yok! Ne zaman vardı da şimdi yok oldu?

Gensoru olması parlamenter sistem demek değildir. Neymiş gensoru varmış.

Eskiden kuvvetler ayrılığı yoktu. Şimdi de yok. Yürütme daha önce de yasamanın yerine kanun hükmünde kararname çıkarıyordu şimdi de çıkarıyor.

 

Meclis hükümet sistemi 23 Nisan 1920’deki yönetim şekliydi. 12 Eylül 1980 İhtilalcilerinin anayasası da aynı anlayışa hizmet etti.  Başkanlık sistemi, cumhurbaşkanını halkın %50+1 ile seçilme hakkı verilmesi ile parlamenter sistemin önü açıldı. Ülkede daha önce olmayan parlamenter sistem oluşacak. Çünkü önceleri kimse kuvvetler ayrılığı istemiyordu.

Gerçi kuvvetler ayrılığını isteme konusundaki samimiyete halk inanır mı? Cumhurbaşkanlığını alıp da kaçan mı diye sormaz mı?

Hukuki prosedürü(USULLERİ) olmadığı halde parlamenter sistem lider uzlaşmaları özellikle CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel gayretleri ile oldu. Devlet Bahçeli ve Erdoğan’ın özel gayretleri ile oluştu.

 

Parlamenter sistem yasama yetkisinin yasama organında olduğu sistemdir. Yasamanın çoğunluğun elinde olduğu bir sistemdir. Parlamenter sisteminin önündeki engel %10 barajı sistemidir. Niçin %10 barajı geldi? Türkiye’yi iktidarsız ve hükümetsiz bırakmamak için geldi. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi bu sorunu ortadan kaldırdı. Artık hükümetsiz, cumhurbaşkansız kalma ihtimali kalktı. Bu sebeple parlamenter sistem önündeki tek engel %10 barajı kaldı. Yüzde on barajı kalkınca parlamenter sistem gelmiş olacaktır. Yüzde on barajı kalkınca yasama yetkisi yasama organında kalmış olacak.

 

De fakto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiilî" ya da "pratikte" anlamında kullanılan Latince deyiş. "Kanuna göre" veya "hukukî olarak" anlamına gelen "de jure" ile karşıt olarak sıkça kullanılır. Yasal bir durum tartışılırken, "de jure" kavramı, konu hakkında kanunların ne söylediğini, "de facto" kavramı ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir. Bu uygulama, yasal olabilir ya da olmayabilir.

 

Totaliter tutuma karşı tepki duyan siyasi partiler %10 barajını delme uzlaşıları yaptı. Fiilen gerçekte parti uzlaşmaları ile %10 barajı kaldırılmış oldu.

 

Bunun sürdürülebilirliğinin önüne geçmek için uzlaşı yapan siyasal kurum ve kişileri ihanet ile suçlama abluka altına alma politikaları mı yapılmaktadır?

 

Rahmetli Cesur Yürek Prof.Bakır Çağlar hocama ithaf olunur.Ruhu şad mekanı cennet olsun.

 

 

1983 yılında bu konuya parmak basmıs.Yasama organının yasama yetkisinin elinden alınıp hükümete verilmesi demek parlamenter sistemin kaldırılması demektir.Totaliter bir rejimin oluşması demektir. "Seçim kanununun parlamenter sistemi kaldıracağını, gelen iktidarın anayasal düzeni değiştirip totaliter yönetime dönüştüreceğini meclisin elinden yasama yetkisini alıp fermanla yöneteceğini buna engel olacak güç yok."Demişti. Ben hayır var. Ordu bunların olmasına izin vermez.İhtilal ile siyasi iktidarı devirir demiştim.Ordu engel olamadı. Muhalif olanlar genel kurmay başkanı dahil sivil, asker, bürokrat hapse atıldı.Cumhurbaşkanlığı makamını  parlamenter sistemin yegane güvencesi olarak görenler de Özal'ın cumhurbaşkanlığı ile o güvenlerini de yitirdiler. Uluslararası hukuk güvenliği de yasama organının baskılanmasına engel olamadı.

Bizim anayasa hukuku hocamız 1983 yılında 1982 anayasasının totaliter rejime sebep olacağını öyle olduğunda kim direnecek Anayasa mahkemesi mi direnecek?Siyasi partiler mi direnecek?Millet silahlı kuvvetlere inanırdı?İhtilal mi bekleyecekler? Soruya daha açıklık getirirsem, yürütme yasamanın yetkisini elinden alırsa parlamentoda üstün çoğunluğu ele geçirirse ne olur?Çoğulcu demokratik sistem, kuvvetler ayrılığı ortadan kalkar. Fermanla yönetilen devlet şekline döner.2018 öncesi böyleydi.Parlamento değil yürütme yasama yetkisine sahipti.%10 barajı çoğulculuğu kaldırmıştı.Başkanlık sistemi ile seçim öncesi ittifaklar durumu değiştirdi. Yargıya gelince yargı cumhurbaşkanlığına bağlı, cumhurbaşkanı iktidarın,yürütmenin başı, bugün nasılsa dün de aynı idi.Değişen bir şey yoktu.Fransız, Amerikan sistemi ayrımına girmeyeceğim. Söyleyeceğim tek şey keşke Fransız Sistemi olduğu gibi kabul edilseydi.Muhalefet o zaman abuk subuk eleştiride bulunamazdı. Parlamenter sistem yok diye bağıramazdı.Dünkünden daha çok parlamenter sistem var bugün. Ama sürdürülebilirliği zor. Çoğulcu demokratik sistemi ve parlamenterizmi yaşatmak için yüzde on barajı kaldırılmalı ya da yüzde 5'e indirilmeli.

Herhalde kabul edersiniz ki Türk siyasal hayatında en büyük kırılma CHP ve DYP'nin sonrasında DSP,ANAP MHP'nin %10 barajı altında kalması idi. Baraj %5'e indiğinde veya kalktığında böylesi kırılma ve siyasi depremler olmaz.Aynı türden siyasi depremler olur mu? AKP ve MHP barajın altında kalırsa ne olur? Sürpriz iktidar gelir mi?Turgut Özal cumhurbaşkanı oldu, ANAP eridi. Demirel cumhurbaşkanı oldu, DYP eridi. Erdoğan cumhurbaşkanı oldu, AKP mi eriyecek?

 

Başkanlı parlamenter sistem, hem parlamentoyu hem cumhurbaşkanını halkın seçtiği temsili demokrasiden doğrudan demokrasiye geçiştir. 

Devlet iktidar kavgasını kaldıran bir sistemdir. Vesayet- siyasi iktidar kavgasını kaldıran sistemdir.

Halkın cumhurbaşkanını seçmesine karşıyım diyen partiler halk düşmanı olarak görülür. Halka hakaret etmiş, incitmiş olur.

Parlamenter sistem yok demek yalan söylemektir. Parlamento vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi kaldırılmadı.

Kuvvetler ayrılığı kalktı demek isteniyorsa olmayan kuvvetler ayrılığı kalkmış olamaz. Zaten kuvvetler ayrılığı yoktu.

Cumhurbaşkanı zaten başbakanla birlikte yönetiyordu. İktidar hem yürütme,yasama ve yargı atıyor, görevden alıyordu. Kaç defa parti kapatıldı, dokunulmazlık kaldırıldı? Yargıyı, orduyu, hükümeti kim atıyordu?

Partisiz cumhurbaşkanı olacakmış. Palavra ya da hayalperestçe yaklaşımdır. Saltanat istiyorum demekle özdeş yaklaşımdır. Ancak saltanatta olabilir.Başka türlü hiçbir şekilde olamaz.

Anayasaya anayasa mahkemesi başkanları cumhurbaşkanı olacak. Vesayetle devlet yönetilecek mi yazacaksınız?

Neymiş padişahlıkta yokmuş bu yetkiler. Padişaha ne sadrazam, ne de meclis dayanırdı..

Tek akılcı yol %10 barajını kaldırmak, milletvekillerinin asli yasama haklarına sahip çıkması olacaktır.

Abdullah Bedeloğlu

 

 

 
Toplam blog
: 152
: 2363
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yü..