Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

Parola: rövanş ; işareti: cadı avı….

Parola: rövanş ; işareti: cadı avı….
 

Yeni Türkiye ......


Son günlerin en hararetli tartışmaları 28 Şubat çevresinde oluyor. Bu bir anlamda cambaza bak taktiği, AKP+The Cemaat koalisyonunun isteği ve gayreti ile  asıl gündemi moda deyimi ile eksen kaymasına uğratacak özellikte ve güzellikte bir tartışma ortamı, ülkeme, milletime hayırlı olsun, bu kutlu doğum haftasında hayırlara vesile olsun.

Bu arada hapşıran bir kimseye sakın “Çok yaşa!!” demeyin, bunun yerine “ Allah rahmet etsin” deyiniz, bu toz duman arasında, diyanet işleri böyle buyurmuşlar, eh ne yapalım ülke iklimi bu anda ona müsait, artık hepimize “ Allah rahmet etsin” ..

Hemen unutmadan ilave edeyim, 28 Şubatın  tarikat şeyhi Müslüm  Gündüz ve müritleri de müdahil olarak arz-ı endam eyledi. Şenlik başlıyor, bazı eksiklerle de olsa..

The Cemaatin tüm yazar çizer takımı zaten “cadı avına” çıkmış durumdalar..

İşin garibi 28 Şubatın gerçek mağdurları ise acı, acı gülümseyerek bu olanları seyrediyorlar sanırım..

Kırk gün birine “deli” dersen deli olurmuş  sanırım, biz de 4 yıldır “darbe” ile yatıp  “darbe” ile uyanıyoruz, Allah korusun toplumca “darbeci” mi oluyor ne ?

Gelelim asıl gündeme, gözlerden kaçırılan birkaç konu var, en başta yeni Anayasa çalışması, Suriye’de olanlar, küreciğe konuşlanan “füze kalkanı”, cari açık, halkın gündemini etkileyen temel gereksinimlere yapılan zamlar, benzin fiyatlarının sürekli artışı gibi aslında, halkın gerçek gündemini oluşturan ne varsa gündemden düşürülmekte, “darbe” paranoyası ile sürekli gündeme yeni, yeni operasyonlar alınması tamamen bir toplum mühendisliği çalışması olarak algılanmalıdır.

Elbette darbeler yargılanmalı, ancak yandaş medyanın en çok kullandığı başvuru kaynaklarından anketler , özellikle de Nazlı Ilıcak’ın, başvurduğu ve sürekli AKP’nin önde olduğunu gösteren anketler genel kabul görür ve en son GENAR’ın yaptığı bir ankette ise “Halkın % 67,6 oranında adaletli bir yargılama olmadığına” inandığı bir ortamda, her türlü yargılamanın dikkatlice yapılması ve adaletten ayrılmamak gerekmektedir. Yoksa kimse darbeler yargılanmasın demiyor. Bugün ülkedeki iklim acaba adil bir yargılamaya ne kadar müsait?

Bütün yandaş basında kalem oynatan ve haber programlarının vazgeçilmez polemikçileri hep bir ağızdan, ama hiç fark olmadan, sanki bir merkezden düğmeye basılmış gibi, 28 şubatın rövanşı için cadı avına çıkmış durumdalar..

Niyet okuma bunlarda, konuyu çarpıtma bunlarda, karalama, itibarsızlaştırma adına ne derseniz deyin her şey var bunlarda…

Rövanş ve intikam mantığı ile yapılan yargılama, ideolojik bir yargılamadır. Hakim kararını açıklarken, “ Türk milleti adına” diye başlar ve kararını millet adına verir, atanmış olmasına rağmen, yani seçimle göreve gelememesine rağmen, yoksa onları oraya atayan zihniyetin adına bir karar veremez ve vermezde. Ancak “yeni Türkiye düzeninde” tıpkı, Yassıada hakimleri gibi “sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” mantığı ile hareket edecek bir yargı sistemi, köşe yazarlarının istekleri doğrultusunda hareket eder ve adil yargılamadan saparsa, Yassıada darbe mahkemelerinden ne farkı kalır. Ortaya çıkan durum o zaman ki askeri darbe sonucu yapılan yargılama, şimdi ise karşı devrimi gerçekleştiren sivil darbenin yargısı olmaz mı?

Bugünlerde tam da yazdıklarımı teyit eder bir gelişmeyi de paylaşmak isterim. ABD’ de ikamet eden, çarpıcı yazıları ile MİT hedef alan ve herkes hakkında her şeyi söyleyebilen bu çok bilen, bir bilen değil yani, 28 Şubatın yargılandığı bu günlerde, asker kaçağı olduğunun belgesini  yayınlayan bir internet haber sitesini MİT’in kurdurduğunu söyleyip, 18 nisan 2012 tarihli yazısında şöyle diyor Emrullah Uslu : “Başbakan Erdoğan 28 Şubat hakkında yaptığı değerlendirmede “28 Şubat’ın talimatıyla tutuklandım” demiş. Nihayet 28 Şubat’ı yargılıyoruz. Bu güzel bir gelişme. Ancak 28 Şubat’ın tersinden bir versiyonunu yaşadığımızı da kayda geçirmek durumundayım.”

Bu  yazısından anladığım kadarı ile, 28 şubatta askerin yaptıklarını, bugün mevcut  iktidar ve bağlı kurumları, medya ayağı ile yapmaktadır. Günün moda deyimi ile “Kara propaganda” AKP yandaşı The cemaat ve onun medyadaki uzantılarına karşı yapılmaktadır. Allahın sopası yok gözünü çıkarsın, 5 yıldır toplumu “ darbe” paranoyası ile geren, cumhuriyetin bütün kurumlarını itibarsızlaştırıp, 90 yılın intikamını alıyoruz, demokratikleşiyoruz naraları ile herkes hakkında “ Kara propaganda” yapan bu kimseler, kendilerine yönelik üstelik belgeli bir suçlama karşısında feveran etmeleri ve başbakana açık mektuplar yazmalarının anlamı, sadece ve sadece “etme bulma dünyası” olarak açıklanabilir.

2003 Yılı 1 Mart teskeresinden sonra başlayan ve uygulamaya konulan projede belki çok sıkıntılar çekildi, ancak Başbakan da artık farkına vardı ki, The Cemaat ile yollar ayrılıyor ve “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısı mazi oluyor. Çünkü The Cemaat sadece ülke içinde değil, yurt dışında da itibarını ve faaliyet alanlarını kaybetmeye başladı. Örneğin Özbekler the cemaate yakın iş adamalarını tutuklayıp, oradaki mal varlıklarına el koyarak sınır dışı etmeye başlamıştır. Aynı şekilde Rusya’da da yakındır ( basından)..

Velhasıl haksızlık yapanlar, elbet bir gün kaybederler, ne demişler “ alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste..” Kuddisi Okkır’ı “ Ergenekon’un kasası diyerek fişleyen ve tutuklatanlar, onun yaşamını kaybetmesine neden olanlar, elbette ki tanrı katında cezalarını görecek bundan kimsenin şüphesi olmasın….

18.Nisan.2012/ANKARA  

 
Toplam blog
: 66
: 725
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1976 yılına kadar Adana'da yaşadım. Lise tahsili sonunda Ankara'ya geldim ve halen Ankara'da yaşı..