Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Partiler bazında oy kullanan büyük hata yapar

Partiler bazında oy kullanan büyük hata yapar
 

Bu referandum ve yapılması önerilen değişikler bir AKP-CHP kavgasına dönüştü, öyle lanse ediliyor ve öyle oylanması gerektiğini hissediyor insanlar. Evet bu oldukça olağandışı refereranduma gelişin özetinte iktidar ile muhalefet arasında ki olması gereken doğal çekişme yatıyor ama mevzu söz konusu partilerin ve partizanlığın çok ötesinde ve milletimizi düşünülenden çok daha fazla ilgilendirmeli. Evet veya hayırların bilinçli olarak ve partilerden bağımsız olarak düşünülmesi lazım. Doğrudur ki şu an ülkemizde ki vaziyet AKP'li bir başbakanın, AKP'nin çoğunluk olduğu bir meclisin ve AKP'nin içinden gelen bir cumhurbaşkanın olduğu yine az rastlanılır bir durum. Ama bu durum demokrasinin doğası gereği ve seçimlerin yakın olmasından dolayı geçiçi ve her an değişebilecek bir durum, fakat anayasamızda yapılacak değişiklikler kalıcı olacak. Bunun bilincinde olup bu değişikliklerin kısa dönemde, şu an ki vaziyette kime yarayacağını değil, bu değişiklerin gerçekleştiklerinde şimdiki ve sonraki kombinasyonlarda nelere yol açabileceğini düşünerek oy kullanmalıyız.

Ülkemizdeki enteresan tablo aslında hakikaten istisnai bir durum ve çok nadiren gözlenebilecek bir durum, meclis, başbakan ve cumhurbaşkanının tümün aynı partiden gelmesi veya olması aslında çok sağlıklı bir demokratik tablo değil (bunun söz konusu partinin AKP olması ile bir bağlantısı yok, bu parti CHP de olsa, MHP de olsa, ANAP ta olsa aynı sorun söz konusu). Demokratik sistemlerde farklı yetkiler farklı görevler arasında ayrıştırılmıştır, bunun basit bir sebebi vardır, tüm yetkiler bir yerde toplandığı zaman, ne kadar seçim süreci demokratik olsa da, tehlikeli bir durum ortaya çıkar ve bir tür sultanat durumu oluşur. O bakımdan yetkiler, güçler farklı görevler arasında paylaştırılmıştır, meclisin yetkileri, başbakanın yetkileri, yargının yetkileri ve cumhurbaşkanının yetkileri. Şu an ki durumumuzda yargı dışında tüm yetkiler aynı partinin (ne kadar cumhurbaşkanı parti üyesi olmasa da ve yargının haricinde) kucağında toplanmış gibi ve bu çok sağlıklı değil.

Önerilen değişilikler ise bu gerekli dengeleri kalıcı bir şekilde değiştiriyor. Örneğin yargını bir parti kapatma davası açabilmesi için meclisten bir heyetin onayını almasını öngören değişiklik mecliste çoğunluk sahibi olan partiye dava açılmasını neredeyse imkansız kılıyor. Mecliste bugün AKP'nin çoğunluğu olması bu değişikliğin AKP'lilerin işine gelmesi anlamına gelmemeli, çünkü bugün AKP çoğunlukta, yarın bu CHP olabilir, ANAP olabilir vs.. ve böyle bir partinin olası bir yanlış davranışı yargı tarafından denetlemez hale gelir ve önemli bir tehlike oluşur.

Bir diğer örnek AB raporlarında zaten sakıncalı olarak nitelendirilen HSYK yapısında Adalet bakanının HSYK başkanı ve müsteşarının doğal üye olması. Yine aynı sebeplerden parti bağı olabilecek kişilerin yargı ayağında bulunması bu yetkilerin ve güçlerin ayrıştırılmasına zararlı olarak niteleniyor. Bu düzeltilmesi gereken konuda bir değişiklik önermeyen anayasaya reformu, HSYK üye sayısını arttırmayı öneriyor. Burada yargı bağımsızlığını korumak yerine tehlike atmaya devam öneriliyor.

Anayasa mahkemesi üye sayısı arttırılıyor ve gereken vasıflar azaltılıyor, hiç bir hukuk bilgisi, hiç bir siyasal bilgi olmadan Anayasa Mahkemesi üyesi olunabiliyor değişiklik sonrası ve adaylar arasında atanma kararı cumhurbaşkanı tarafından veriliyor. Mesela cumhurbaşkanı YOK'ten aday gösterilen ve parti afiliyasyonu bilinen birini Anayasa Mahkemesine üye yapabiliyor.

Kısacası neredeyse tüm önerilen değişiklikler yetkilerin ve güçlerin birbirinden bağımsızlığını zayıflatıyor veya yok ediyor. Sakın şu anda ki iktidar nasıl olsa benim partim diye düşünerek hareket etmeyin, tarih gösteriyor ki partilerin iktidarı istisnasız geçicidir ve ileride bu meclis çoğunluğu, iktidarda olan parti sizin partiniz olmadığında neler olabileceğini iyice düşünerek oyunuzu kullanın.

Demokrasinin tanımı "tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir" olduğunu düşünerek, vatandaşların demokrasiyi zayıflatması, kendilerinde olan gücü ellerinin tersiyle bilinmeyen kişilere doğru itmesi demektir.

Elimden geldiği kadar açık, tarafsız ve anlaşılır olmaya çalıştım, umarım konuya faydası olmuştur yazım. Bu konuda, önümüzdeki günlerde, meslek ve eğitim olarak bu alanda benden çok daha engin bilgileri olan Mülkiye mezunu babamdan daha teknik ve detaylı bir açıklama yayınlamayı umuyorum.

 
Toplam blog
: 24
: 1070
Kayıt tarihi
: 27.07.10
 
 

Eğitimimi Fransa, Türkiye ve Amerika'da fransısca ve ingilizce olarak tamamladım. Bilgisayar mühendi..