Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '07

 
Kategori
Haber
 

Partilerdeki komedi...

Partilerdeki komedi...
 

Bu haberdeki olaya benzer şeyler, muhtemelen diğer partilerde de oluyordur. Bundan en ufak bir kuşkum yok. Çünkü Siyasi Patiler ve Seçim Yasası bu tür uygulamalar için engel değil.

Haber, herkesin de okuduğu gibi, AKP Genel Merkezi’nde yaşanan “Milletvekili” adaylığı mülakatı ile ilgili… Hem görsel hem de yazılı basının sadece AKP’de “Afişe” ettiği uygulama…

Ben “Neden AKP’de bunlar oluyor” filan diye bir eleştirim asla olmayacak. Dediğim gibi, böyle bir sistemde bu işlem her partide oluyor…

Ben esas eleştirimi, oraya gelip de (Hangi parti olursa olsun) milletvekili adayı olmak için gösterilen çaba için olacak…

Öncelikle şunu sormak istiyorum…

Milletvekili neden olunmak istenir?

Birisi çıksın “Dürüstçe” bunun cevabını bana versin lütfen…

Mahalli yönetim için “Göreve talip olmuş” seçime girmiş, seçilmiş ve 5 yıl görev yapmış, 15 yıl siyasetin içinde öyle veya böyle bulunmuş biri olarak bu sorunun cevabını bana “Dürüstçe” verecek birini arıyorum…

Benim bildiğim ve anlayışım…

Bu tür görevlere, bilgi birikiminiz, yeteneğiniz ve projeleriniz ile talip olunur. Seçilirsiniz, gelir hedeflendiğiniz hizmeti yapma gayreti içinde olursunuz.

Ya da birileri sizin bilgi ve becerilerinize taliptir. Siz de kabul edersiniz, göreve “Seçimle” gelirsiniz.

Görevi yaparsınız, yapamazsınız, desteklenirsiniz veya engellenirsiniz onlar başka bir şey. Ama amaç budur.

Bunun için de demokrasilerde halkın önüne çıkar anlatırsınız. Halk karar verir, seçilir gelirsiniz. Bu şekilde geldiğinizde sadece “Halk”a karşı bir borcunuz vardır. Oraya sizi, sizin talep ve projeleriniz doğrultusunda “Halk” getirmiştir, soruyu da halk sorar…

Elbette böyle “Seçilir” gelirseniz, kimseye “Diyet” borcunuz olmaz. Göreviniz “Parmakçılık” olmaz. Demokrasiye katkıda bulunur, halka hizmet edersiniz…

Ama böyle parti kapıları önünde kelimenin tam anlamı ile “Sürünürseniz” borcunuz “Halk”a olmaz, sizi oraya getirenlere olur. Yani bir yerler borçlanırsınız ama o alacaklı “Halk” değildir.

Bir başka ifade ile siz desteğinizi ve gücünüzü “Halk”tan almadığınız için arkanızda “Halk” desteği yoktur. Dolayısıyla halka hizmet etmek durumunda değilsiniz. Hizmet ettiğiniz yerin de sizden ne görev beklediğini hiçbir zaman bilemez ve öyle bir gün gelir ki, aynen bu gün başkalarına olduğu gibi, kullanma süreniz dolmuş olur…

Bu uygulamanın “Demokrasi” ile ilgisi yoktur.

Demokrasilerde seçimi “Halk” yapar, halkın adına başkaları değil.

Şimdi “Peki halk, yani cumhur, başkanını niye kendi seçmiyor?” diyecekler.

İzin verin onu da bir sonraki yazıda anlatayım. Biz, cumhurun kendi başkanını seçmesinden yanayız, bir farkla… Anlatacağım şey de zaten o “Fark”ın ne olduğudur.

Ancak, sistem uygun iken, milletvekili adaylarının “Ön seçim” ile belirlenmesine yasa cevaz (izin) verirken neden yapılmadığı tartışılır. Ancak sonuca da ulaşılmaz.

25 MAYIS 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..