Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '09

 
Kategori
Deneme
 

Paşa gönlün bilir…

Paşa gönlün bilir…
 

gönlümden uzağan bir yare düşledim seni,senle bıraktım,hayalde olsa ben neyledim...


Hayat her an mutlu huzurlu neşe dolu gibi birisini çıkarmaz karşına. Ateşli gözlerle nazar etsen de değmez senin sevgine; bu gönlüm fakir artık sana, zor uğrar senin kalbine, sevda alış-verişi bilmez bu gönül çarşında dolaşırken yüce diyarlarda... Paşa gönlün bilir sevgili… Zaman kıvrılarak akarken gözbebeklerimden, bir yalan da sen oluverirsin gönül penceremden. Gül çağını sevgililer devşirirken, köhne ışıkların umarsız gölgelerinde; bendeki ızdırabın bin misli ile doluverirsin yüreğimin yanıbaşında can sevgilim. Kim bilir? Her an tekrar etmekten bıkmayan kaderin, en kuytu köşesinde seni aramaktan usanmayan biçare gönlüm, açılmadan soluverirsin bir gül gibi duygu içinde yüklüyken… Israrın ardı ardına getirdiğini kimler sana söylemiş bitmeyeceğini sevgilim. Kim demiş ki; yalvarmakla inatlar murâda ermiş olduğunu, gözyaşları vuslata götüren sırat köprüsü olacağını söylermisin? Haklısın bazen nedir sevginin yüceliği diye soruyorum kendime… Yanmakla gönlüm, senin özleminle, bir sevdanın sabahına uyanmak ne güzelşeymiş sevgilim. Belki de bu yüzdendir ayrılıklar, yüreğimdeki o soyut çiçeğin boynu bükükken; böylesine eğilmiş gönülden rüzgarlar eserken, sevgilim unutmak kolaymı sen bende yaşarken vazgeçemedim. Hislerimin tazyiki altında ezilmekten korkma sevgilim, yüreğini gasbetmiş değilim ben artık sende var olan sevgimsin. Akılda hüznün, gönül toprağına ektiğim bir tutam sevgimdinbenim, senin için değişmem bir an bile. Kıskıvrak yakalandığım tuzaklarından kurtulamadım, bakışlarından bir umut beklemem bundan sonra . Ellerini ellerime uzatışında dokunmaz artık benim hayal dünyam senin sevgine, sevgilim. Beyhude geçer her anım, güneşle selam veririm sıcacık sevgimle ruhuna. Ruhumun o mahrem sırrı içinde donakalırken ben, hiç kimse tarafından okunmaz artık bu sevda kokulu gözlerin…! Büyük davalarda küçük hesaplar istemedim ben senin için senle yaşarken… Belki de bu sebepten kanar hayallerim, senin peşinde sürüklerim. Yalnız başıma taşımaktan yorulmadığım aşk yükünü, gayrı kimseyle paylaşmam, korkma sevgilim. İlhamın kor soluğu ile yanan alevlere sarmalamam ismini, bende her an yaşarken tutsağım senin özlemine. Âh da etmem senin ardın sıra unutmayı hedefledim artık ben… Unutmayı da unuturum belki seni benden alırken sevgilim… Manisi bol, gözleri sel, gönül esriten yel ve dahi bundan gayrı bana el güzel artık…! Rast gelişlerin tesadüflerinde yitirdim aklımı, senle donatırken benliğimi solmuşum gençliğimle… Her halin benim içimde, şeklin bir köşesinde bekler oldu keder yazısı alnımda yazılı… Sen benim cânımı aldın giderken. Ecel gelse kapıma… Söylesene, ecel ne der benim bu garip halime sevgilim ? Kan tükürdüğüm gecelerin en kesif dakikalarında, perişanım tutar iki yakanı sıvarım baştan başa gözyaşlarımla her an… Gözyaşlarım neylesin seni, buzdan olan gönül çerçevemi? Suallerim dizilir şafak vakti sökerken, gecenin puslu dağlarında gezinirken hayallerim. Ben yetişemedim bu hâlin hastalıklı oluşuna… Sen çözsen dahi baş gelebilir misin gönül bağlarına sevgilim? Seninle olma arzusunda, , çöle dönmüş gibiyim, bir bulutken ansızın yağmur yağmaktı senin üzerine bir an … Seni anlatmam artık Akdeniz akşamlarının, rutubet soluyan gecelerine… Kıskandığım hayalini sürgün ederim gözlerimden bir vakit… Gözlerim takılı kalmış olsa da sana; gözlerinin öğrettiği sevdâ bilmecelerine sürüklenirim… Fani dünya da; bir garip de ben olurum, ne olacak sevgilimöylesine yaşarım. Hâlimi soranlara anlatmam, olanları yaşatırım senin özleminle… Ben böyleyim işte der geçerim çok defalarca… Mantık ile bir araya da gelmem hani derler ya aşk mantıksız gibişeydir… Neme lâzımsın sen artık ellerin oldun… Kırk yerinden hançerlenmiş gönlüm yeter bana, bu bedende can yaşarcasına sevgilim… Nasıl olsa el yüzüne gülmek kolaydır senin gönlünde, senin dilinde senin mazinde sevgilim... Unutulduğunu sezdiğin şu ân bile aslında yanıbaşındayım, cân meydanımda ateşlerin en son oyunu halaydır benim için çekerim. Davul kederin arzusu, zurna umarsızlığın yolcusu olsun sevgilim… Ben de kimim ki senin gönlünde sevgilim. Sen doruklarda uç bakalım, uçabildiğin kadar kanatlan bakalım… Lâkin unutma ikimize de geçerli ey sevgili… Nasıl olsa gökyüzünü gören her mahlûkun sonu var hayatta; o kara toprakta buluşacağız elbet birgün… Her gece, saatler 03.20’yi gösterirken o sefil hayalimde uykularımı çalarken, senide saracak birgün sevgilim…

Paşa gönlün bilir sevgilim gideceksen kapı açık sana....

 
Toplam blog
: 360
: 1251
Kayıt tarihi
: 12.06.09
 
 

İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı bir  gülümseyiştir. Hz. S..