Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Paşam'ın seçimi ne olacak?

Paşam'ın seçimi ne olacak?
 

Sokağa girdiğim anda sesini duyardım. Heyecanla bahçenin demir parmaklıklarına doğru koşar "seni gördüm heyy bana iki kelime etmeden nereye gidiyorsun" dercesine kardeşimin evine girene kadar yan evin bahçesin de göz hapsine alırdı beni uzun uzun havlayarak.
Etrafta kimse yok ise bir kaç kelam ederdim"ne bağırıyorsun hemşerim, geçip gidiyoruz işte hanım hanım. Hatta ufaktan bir nanik işareti de yapıverirdim kolayca bilirdim ki demir parmaklıkları aşıp gelmez yanıma. Bu da ayrı bir neşe verir idi bana nedense.)

Bu hafta davetli idim yine kardeşime. Bizim hav hav kardeşimin yan komşusunun köpeği" Paşam"dan başkası değil tabi ki. Bahçeden geldim, geçtim ama hiç dikkatimi çekmedi paşamın sessizliği nedense. Yiğenlerimi çok özlediğim içindi herhalde bu farkedememek.

Kuş sütü eksikti yine balkona kurulan sofrada. Nihayet balkona ve yaza merhaba demiş, açılışı yapmıştık.
Paşam'ın sesini duydum baktım bir garip bakıyor o ürktüğüm gözleri. Tanıdık biri gibi bakıyor gibi gelmiştir bana nedense.

Kardeşim Paşam 'a bakarak hüzünlü bir tonda bir şeyler anlatmağa başladı. Baktım yan komşunun taşındığını farkettim ama Paşam bahçede idi şaşırdım.

Benim farkettiğimi sanarak bilmeden anlatmağa başladı Paşam'ın hüzünlü duruşunu kardeşim;
Yan taraftaki komşuları epedir maddi sıkıntı içinde imişler, bu nedenla üç aydır kirayı bile verememiş ve bir gün eşyalarını bir kamyona yükleyip paşam'ı orada öyleve bırakıp çekip gitmişler.
Bir kaç gün komuşular yiyecek vermişler ama nereye kadar. Sonunda belediyeye haber vermişler.Hayvan barınağından birileri gelmiş, bahçe kapısına demir bir kafes yerleştirmişler kafesin içine de kocaman bir kemik. İçeri girmemek için direnen Paşam'ı oyuna getirip içeri çekmek içinmiş o kocaman kemik.
Paşam tam kafesin karşısında duruyormuş iki gündür. karnı aç olmasına rağmen asla o ağzını sulandıran kemiğin cazibesine kapılıp kafese girmemekte direniyordu.
Ne düşünüyordu acaba? Onca zaman hırlıdan hırsızdan koruduğu sahipleri onu nasılda bir kalemde silip atmışlardı. İnsanların bu duyarsızlığına içinden köpek dili ile kızıyordur kimbilir.

Belki de "ehh Paşam diyordur senin paşalığın buraya kadarmış , seviniyordun nihayet benim de beni sahiplenen bir ailem oldu diye ama bak sahiplerin seni bırakıp gittiler. Şimdi ya kafese girmeyerek açlıktan köpek cennetine gideceğim ya da kafese girip o koca kemiği mideye indirip hayvan barınağında ki pek çok köpekle birlikte yeni bir hayırsız sahip gelene kadar olmadık maymunlukları yapacağım.

Paşam 'ın seçimi hangisi olacak acaba. Epey geç bir zaman bugün Paşam ne yaptı bilmiyorum. Şimdi telefon açsam kardeşimi uyandırsam ona sorsam...Sanırım kardeşim önce" uykudan beni uyandıran kim acaba "deyip kızar herhalde sonra korkar "abla hayırdır ne oldu "diye sorar. Ben de masumca " Paşam'ın seçimi ne oldu" desem? çok mu kızar acep.
En iyisi yarını beklemek...
Kimseye böyle yalnızlıklar vermesin tanrı. Kıssa dan hisse...herkes bu olaydan ne anladı ise onu alsın. Sevgi ile kalın efendim.

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..