Paşam logaritma cetveline döndü yaşam

"Kendini yeni şarkılara, yeni şiirlere, yeni acılara salmışsın,
İstersen sabaha kadar bekle, istersen akşama kadar uyu;
Kimine kayık, kimine kotra, kimine göre sal'mişsın,
Kimine göre yıllardır kullanılmayan bir kör kuyu;
Kimine logaritma cetveli, otantik sayı, kimine göre asal'mışsın
Unutmuşsun alnında bekleyen bu sonsuz korkuyu,
Anlaşıldı sen de gerçek değil bir masal'mışsın.

Yalan değilse başına bela almışsın,
Ey yaşam denilen anlamlı büyü,
Başka insanların girdabına dalmışsın;
Ey yalı çapkını, ey karga, ey martı, ey güvercin tüyü,
Sanki avuç içinde dolaşan gizli bir fal'mışsın,
Kaldırınca yüzünden o anlamsız örtüyü,
Büyüdükçe büyümüşsün, ufaldıkça ufalmışsın."

Aradan uzun yıllar geçmiş en son seksenli yılarda görmüş olduğum Hüseyin Avni DEDE'yi ismiyle özdeşleşmiş o çınarın altında görememe duygusu beni rahatsız etmeye başlamıştı.

İstanbul'da Tokatlıyan Pasajı, Galatasaray Lisesi, Ağacami ve Fransız Konsolosluğu önünde değişik zamanlarda şiir kitapları sergisini açmış uzun yıllardır mekan tuttuğu Beyazıt Meydanındaki çınarın altından ise gönderilmeye çalışılıyordu.

Sahaflar Çarşısı'nı dolaştıktan o ulu çınara bakan kapıdan Beyazıt Meydanına girdim.

O güzel insan orada kendi ifadesiyle 524 yıllık olduğunu iddia ettiği çınarı çevreleyen setin altındaydı, Eminönü Belediyesi şairi çınarı çevreleyen beton setin altına indirmiş sergisine şimdilik orada izin veriyordu.

Ama bu bile benim için yeterliydi, DEDE'yi orada bulmuştum ya gerisi çokta önemli değildi.

Şairle "Tek şekerli çınaraltı" sohbetlerine başladık.Sağlığı yerinde sadece parmaklarında yüzükleri yoktu, yoksa şiirinde yazdığı gibi satmışmıydı? soramadım.

Geçen süre içinde eşini, anne ve babasını kaybetmiş olması iyicene yalnızlığa itmişti sanki onu.Kadıköy'de baba yadigarı dairesinde yalnız yaşıyor ölen eşinin önceki evliliğinden olan üvey oğlu Bahadır ile pek görüşemiyordu.Üniversite mezunu olan abisi Mehmet ve yurtdışında yaşayan kızkardeşi Firdevs ile sık olmasada görüşmeleri sürüyor."Sesim Çiviye Takıldı" isimli son şiir kitabının iç desenlerini kızkardeşi Firdevs DEDE hazırlamış.

Şair önümüzdeki günlerde düzenlenecek olan "Adım adım Beyoğlu sempozyumu" na davet edilmiş olmanın tatlı bir telaşı içinde. Çaylarımızı tazelerken haliyle sohbet koyulaştı 1998 yılında sevgililer gününde eşini, anneler gününde ise annesini sonraki sene 11 Ağustos'ta ise babasını kaybettiğini öğrendim. 2005 yılında ise Avrupa Yakasının bir bölümünde "Ormanın gerçek sahibi Süleyman Amca" rolünü oynadığını ve bu bölümün izlenme rekorları kırdığını gururlanarak anlattı.

Şairin yanında bulunduğum yaklaşık iki saat boyunca Belediye Zabıtası beş altı kez geldiler şimdilik DEDE'ye ilişmiyorlar ancak şairin bir hayli tedirgin olduğu gözden kaçmıyor. Daha öncede belirttiğim gibi sergisini setin altına açmak zorunda kalmış bir başka deyimle yorulduğunda çınarın yaşlı gövdesine yaslanma ayrıcalığı elinden alınmış durumda.

Günün birinde yolunuz Beyazıt Meydanı'na düşerse uğrayın Hüseyin Avni DEDE'ye tek şekerli çınaraltı çaylarınızı yudumlarken onunla tanışın hem kitabınızı imzalatın ve he de bu güzel insanla sohbetin tadını çıkarın.Şairin son şiirlerinden biriyle veda edelim ;

"Yormayın beni
Beni bana sormayın
Ben yalnızlığın yeni adı
Ölüm tarihim yok benim
Tanrıyla bir sır var aramızda
Şiir güzel güzel birdenbire çıkagelir
Etekleri uçuşur rüzgarda
Yüreği yanar tutuşur perde perde
Hep aynı şarkıyı söyleyip durmaz
Oturur oturduğu yerde
Hırçın dalgalar gibi kudurmaz
Odamın zambak kokan raflarından
Şiir dolanır dilime
Çınarın eskiyen taraflarından
Bir çift küpe yaparım sevgilime
Şiir çocuklar gibi beyaz olur
Çocuklar gibi aklaşır
Çınara nasıl yaklaşıyorsa bana da öyle yaklaşır
Yormayın beni
Beni bana sormayın
Ben yalnızlığın yeni adı
Ölüm tarihim yok benim
Tanrıyla bir sır aramızda
Şiir dendi mi
Çocuklar gibi sevinir
Bulutlara asarım kendimi
Çocuklar gibi beyaz olun
Çocuklar gibi aklaşın
Çınar'a nasıl yaklaşıyorsanız
Bana da öyle yaklaşın."

Söyleşi tarihi : 19.Nisan.2008 / Cumartesi