Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Paskalya'da, "Horoz olmazsa yumurta olmaz" tartışılmadı.

Paskalya'da, "Horoz olmazsa yumurta olmaz" tartışılmadı.
 

Türklerle evlenen Rus gelinleri, ve diğer milletlerden Belarus, Ukrayna ve diğer Baltık ülkeleri mensup olan hanımlar, rengarenk boyadıkları yumurtalarla Marmaris Netsel Marina'da “ Paskalya Bayramlarını” kutladılar.

Uzun yıldır  bizler gibi yaşayan, ellerinde elektrik veya su makbuzları ile resmi dairelerin önünde kuyruk olan, ama bir türlü adetlerimizle haşir neşir olamayan Rus ve diğer milletlerin gelinleri, Marmaris’i yaşam olarak seçmelerinden memnunlar.

İçlerinden Selin ismini almış Selin Natali Yıldırım:  “Marmaris çok kültürlü bir şehir, dedikten sonra devamla: ” Çok uluslu bu ailenin bir parçasıyız  Marmaris'te şu anda binden fazla sürekli olarak yaşayan Rus, Ukrayna ve Sovyetler Birliği'ni oluşturan ülkelerin insanları var, her sene sayımız artıyor" dedi.

Marmaris Sanat Evi'nde gerçekleştirilen kutlamaya, Türklerle evlenerek ilçede yerleşik yaşayan çok sayıda yabancı uyruklu kadın, çocuklarıyla katıldı. Katılımcıların çoğunluğunu "Rus gelinler" oluşturdu. Aralarında Baltık ülkelerinden, Ukraynadan olanlar da var.

"Paskalya, hayatın ve baharın doğuş bayramıdır. Halkımız bugün tabiatın uyanışına ve baharın gelişine sevinir, şenlikler yaparak bugünü kutlar. Paskalya yumurtalarındaki süsler genelde su, güneş ve sonsuz hayatı simgeler. Kültürümüzde yumurta ayrıca yeni hayatın simgesi demektir. Bunun için Paskalya'yı, birbirimize süslü yumurtalar hediye ederek kutluyoruz." Dedi.

Etkinlikle yöresel danslar eden kadın ve çocukları, eğlenceli vakit geçirdi. Rengarenk boyanan Paskalya yumurtaları, çocuklara hediye edildi. Açılan stantlardaki pasta ile çörekler, katılımcılara ikram edildi.

Bu yabancılar, Marmaris’i seviyorlar ve hayatı daha renkli ve zengin yapmanın yollarını arıyorlar. Paskalyadan mutluluk duyuyorlar ve bunu Marmaris’lilerle paylaşırken bile sevinç duyuyorlar.

Yumurta, onların hayatının bir simgesi oluyor. Ama bildiğimiz yumurtaları, “ Köy yumurtası, çiftlik yumurtası” diye  tasnif etmiyorlar.

Yahut bizlerin yaptığı gibi “ civciv mi, yumurta mı” diye belirleyip, hangisi hanginden çıkma diye de bilmecelere gerek duymuyorlar. Merakları da  yok. Bunu onlara sorsak, anlamazlar. Yavan bir espri bile gelebilir belki.

Bir de başımıza, “horozsun yumurta” çıktı. Horoz, tavuğu döllüyor. Oluyor size bir yumurta. Tavuk durduk yerde n’aspın?  Yumurta mı yapsın?  İşine gelmez bir sürü çiyaklama yapıp yumurtanın çıkarken ki acısına katlanmalarna.

Onlar n’apıyor? Yumurtaları rengarenk boyuyor. Mezarlıklara bırakıyor, tokuşturuyor,

Onların şehirlerinde yumurta heykeli var da, horoz heykeli yok. Bizde sadece Denizli de var. Bu Ruslar, horozu adamdan saymıyorlar. Halbuki baş imalatçısı, bu horoz efendi oluyor. O horoz yad edilmek,  aranmak, onore edilmek istemez mi ya?!

 

         Kiev’de Paskalya Yumurta Festivalleri oluyormuş. Sergiler, yarışmalar, ödüller gırla.Tanıdıklar, akrabalar birbirini o gün, üç defa yanaklarından öpmek adettenmiş. Bayrama 40 gün kaladan bu yana oruç da tutar, hayvansal gıda tüketmezlermiş.

         Marmaris  Sanat Evinde buluşan yabancı uyruklu gelinler, böylesi günlerde kendi kültürlerini koruma uğruna insanlığı ve nezaketi öne çıkararaktan insanları sevgi ile kucaklıyorlar ve dostluğun  temasını işliyorlar.

         Kendisiyle konuştuğumuz Marmaristeki yabancı uyruklulara verdiği Türkçe dersleri için:, "kolayca anlıyorlar mı" diye sorduk.  Öğretmenleri Yunus Emre Çinkaya'ya da. "Gayet uyumlular ve çabuk öğreniyrlar" diye cevap verdi.

         Darısı bizim başımıza.

         Ört ki, ölem!

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..