Patatesi çok severiz abi, ne de olsa atalara bayılıyoruz

"Dünyada gurur duyabileceği hiç bir şeyi olmayan zavallı bir adam, son çareye, ait olmakla gurur duyduğu ulusa uzatır elini; burada kendine gelir ve artık, şükran içinde ulusa özgü tüm hataları ve aptallıkları dişiyle tırnağıyla savunmaya hazırdır.

Ulusal karakter, kitleden söz ettiği için, onda asla samimi bir biçimde övünülecek çok sayıda iyi yön bulunmaz. İnsani sınırlılık, kusurluluk ve kötülük her ülkede bir başka biçimde bulunur ve buna ulusal karakter denilir. Bir ulusal karakterden tiksindiğimizde, başımıza aynı şey gelene kadar, bir başka ulusal karakteri överiz. Her ulus öbür ulusla alay eder ve hepsi de haklıdır."

-Schopenhauer - Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar

Alman filozof Schopenhauer, bizi mi anlatmış ne?!..
Demek ki, övünecek bir şeyi olmayanlar atasıyla ırkıyla övünmeyi çok seviyor.

Bizim milliyetçilerimiz soyu, milliyeti, bayrağı ve toprağıyla övünmeyi pek sever.
Onlar adına her şeyi yapar..
Bu kutsalları korumak için, 'devlet' denilen mekanizmanın kurulmasına önem verir:
'Ya devlet başa, ya kuzgun leşe' der.
Ben gibi kutsallarından hoşnut olmayanlara da,
'Ya sev, ya terket' der.

Atayla övünmeyi muhafazakarlar da pek sever.
Ecdat, derler.
Ecdadımız şöyleydi, böyleydi, şunu yaptı, bunu yaptı gibi La Fontaine masallarından oluşan bir çok hikayeyi esneyerek dinlersiniz.
Allah'tan milliyetçiler gibi övündüğü şeyler uğruna delilik yapmazlar.
Korkmayın yani, rahat olun.
Geçmiş zaman diliminde yaşayıp düşündükleri için, biraz bayatlamışlardır.
(Ben gibi putlarını yıkabilmelerini dilerim.)

Kemalistler...
Bedenleri burada, akılları 1930'un Çankaya'sında desem inanır mısınız?
Valla, gerçekten...
Mustafa Kemal'le övünmeyi ve onun fikirleriyle övünmeyi pek severler.
Mustafa ölmedi onlar için, yüreklerinin taa içindedir; dipdiridir..

Schopenhauer'i haklı çıkartan Mustafa Kemal'in bir özdeyişini sunmak isterim:

"Türk, övün, çalış, güven."

Neyine övüneceğim abi?
Irkıma mı, geçmişime mi?

"Ne mutlu Türk'üm diyene!' var bir de..

Schopenhauer, mezarını ziyaret edesim geldi.
Sen öldükten 80 yıl sonra söylendi bu sözler.

-Mustafa Yıldırım - 26.06.2013