Patlayan nedir?

Sanırım gazetelerimizin "sürmanşetlerinin" tabak çanak reklemlarıyla dolu olduğu yıllardı 90 lı yıllar. Ki Hayatımda görmüş olduğum bir sürmanşeti asla unutmayacağım; 17 Ağustos 1999 depremi oldukça trajik bir hal almış iken arkasından gelen Düzce depreminin ertesi sabahı bir gazetede "Yeter Allah'ım" şeklinde çıkmıştı. Yani, o sütunlarını gazeteler belki de uzun zaman sonra habere ayırıyorlardı.

Sonraları ana sayfalara taşınan 3. sayfa güzelleri, iç sayfalara atılan cinsel içerikli yorumlarıyla bilgilendiren uzmanlar; birbirinin evine ana haber bülteni seyretmeye giden ve bunu lüks olarak gören toplumumuzun, ayak uydurmak zorunda kaldığı hızlı değişim sürecinde kendini aşmasına yol açmıştır. Anadoluda her ne patlarsa patlasın insanların bastırılmış insani yönlerinin fütursuzca ortaya çıkartılma çalışmaları bugün netice vermektedir. Yaratılmak istenen toplum zaten ufak bir ivme ile kontrolsüz bir güç haline gelmiştir. Kanımızın donduğu haberlerin sayısı oldukça fazladır artık. Ziganadaki facia bir sapığın belindeki viagra fantezisine yenik düşmüştür bile.

Bugün belki de Medya tarafından yapılması gereken, bıçakla kesilen yavruları, küçücük kızların ve bayanların tecavüze uğramasını, senaryolar düzerek işlenen cinayetleri;öncelikle haber değeri olduğu için gazete sayfalarına ve ekranlara taşırken "Biz Türkiye'yi ne hale getirdik?" sorusunun sorulması gerekliliğine inandırmaktır.

Elbetteki bütün bu yaşananların tek sorumlusu değildir medya ama bahsettiğim o küçük ivmede büyük payı olduğunu da düşünüyorum...