Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Patronumu nasıl çıldırttım?

Patronumu nasıl çıldırttım?
 

Çalışmayı severim ama patronları sevmem. Yanında çalıştığım işveren için her gün üzerinde düşünülmesi gereken stres kaynağı bir personelimdir. Zavallı patronlarım. Benimle mücadele etmekten yorgun düşerler. Genelde ortaya acayip bir tablo çıkar. Benim patronu azarladığım, patronun ise benimle karşılaşmamak için yolunu değiştirdiği hazin bir tablo. Trajikomik…

Son çalıştığım işyerinde de farklı olmadı tahmin edersiniz ki. Beni büyük bir heves ve umutla işe alan patronum zaman içinde nasıl bir baş belası olduğumu fark etti. İşini tamamen kendi bildiği gibi yapan, kendine emir verenin ağzının payını veren bir eleman hiçbir patronun zam listesinde yer almıyor tabii. Önce ufak ufak hırlaştık patronumla. “Asistan Hanım” diye başladığı her cümle ricasız bir emir kipiyle sonlanmaya başlayınca içimdeki patron yiyen canavar ayaklanıverdi.

Üstelik bu emir kipleri ilerleyen zaman içinde “bana sigara al, bizim kızın ilaçlarını karşı eczaneden al” şekline dönüşünce zıvanadan çıktım. Hiç iyi olmaz benim zıvanadan çıkmam. Ama bunu patron ne bilsin. O anda belli oldu benim o iş yerinde ömrümün uzun olmayacağı. Patronumu canından bezdirmeden bir yere gitmeyeceğim de belli oldu tabii.

İşte yılların tecrübelerinden özenle damıtılmış taktik listem aşağıda. Madde madde bir köşeye yazılmış, üzerinde özenle çalışılmış ve etkisi kesin olarak ispatlanmıştır.

1. Egosuna Çalışın
Bir patronu canından bezdirmek istiyorsanız önce onun egosuna çalışacaksınız. Hani boksörün böbreğe çalışması hesabı… Her patronun aynı mıdır bilmem ama benimkinin egosu tavan yapmış nedense. En büyük ve kolay hedef o. Söylediklerini önemsememek, yap dediği her şeye, yüzünüzde “aman bu da kendini bir şey sanıyor” ifadesiyle hııı tabi olur demek en etkili yöntemdir.

2. Süper bir performans sergileyin
Dehşetli bir çalışma performansı, harika pratik çözümler ve normalde sizin pozisyonunuzda çalışan birinin hiç göstermediği bir maharet sergileyin. Patronunuz size her baktığında korkunç bir çelişki yaşasın. Bu çalışkan becerikli hatunu işten kovsam mı yoksa egomun kırılan köşelerini yok sayıp dişimi sıksam mı diye uykuları kaçsın, sabahı sabah etsin.

3. Ondan başka herkesle harika ilişkiler kurun

Bütün ofis size hayran olsun. Herkese iyilik yapın. İşin tüm sırlarını siz öğrenin, kimseye öğretmeyin. Hatta ofis içi eğitimleri siz üstlenin. Siz olmadan hiçbir iş yürümesin. Bu arada patronunuza da bu eğitimlere onun da fena halde ihtiyacı olduğunu hissettirin. Eğitim verdiğiniz herkesin de böyle hissetmesini sağlamaktan geri durmayın.

4. Eşiyle çocuğuyla tanışın
Ve tabii ki sizi sevmelerini sağlayın. Özellikle eşinin en iyi arkadaşı olun. Patronunuz size her baktığında henüz sizi melek sanırken kırdığı cevizleri her an karısına yumurtlayacağınız korkusunu yaşasın. Hain hain sırıtmayı hiç ihmal etmeyin.

5. Çok az bir maaş razı olun

Sizi işten çıkarmayı her düşündüğünde aklına, yerinize gelecek olan kişinin ne kadar maaş isteyeceği gelsin. Tırnaklarını yesin. Bu arada herkesin sizin bu üç kuruş maaştan çok daha fazlasını hakettiğinizi konuşmasını sağlayın. Tüm diğer personel bu konuda hemfikir olsun.

6. Patronunuz hakkında atıp tutun

Kötü bir patron olduğunu düşündüğünüzü olur olmaz yerde herkese söyleyin. Kulağına gittiğinden emin olana kadar vazgeçmeyin.

Tüm bunların sonunda sizi kovmaktan başka çaresi kalmayan patronunuz karşısında kendine düşman olmuş bir kalabalık bulacaktır. Bu arada yakın arkadaşlarının bir çoğunu uçak bileti ve ucuz otel rezervasyonlarıyla tavlamış olduğunuzdan yeni işiniz çoktan hazırdır. Bu taktiklerin her hakkı kesinlikle herkesin kullanımına açıktır. İsteyen istediği kadar kullanabilir, fotokopi yapıp çoğaltabilir. İş dünyasına hediyemdir.

Blog not: İşten gerçekten kovuldum diyebilirim. Daha doğrusu şiddetli geçimsizlikten boşandık patronumla. İki ay dinlendikten sonra eziyetlerime başka bir patron üzerinden devam etmeyi düşünüyorum. Ne diyeyim. Tersim fenadır.

 
Toplam blog
: 79
: 1562
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1972 yılıydı. Doğdum. Evde hep kitap okuyan iki kişi vardı. Büyüdüm, okullar okudum. Birşey öğrenmed..