Pavlov'un 'şartlı refleks'i Cemil Çiçek'in 'muhtıra'sına uygun mu?

Son günlerde gündeme getirilen bazı refleksle, insana ister istemez bir bilim adamının deneylerini hatırlatıyor.

Bu deneylerde “şartlanma” ispatlanıyor.

Gelin önce Pavlov’un, ‘şartlı refleksi” nedir? Ona bir bakalım.

İvan Petroviç Pavlov, 1849-1936 yılları arasında yaşayan bir Rus bilim adamıdır!

Laboratuarında araştırma yaparken, “aç” köpeğinin daha et verilmeden, ayak seslerini duyduğu anda salyalarının aktığını fark eder!

Ayak sesinde ağzı sulanan köpek, zil çalınınca hiç takmaz!

Pavlov köpeğe et verince ise yine salyaları akar!

Pavlov bunun üzerine, köpeğe et verirken zil de çalar!

Daha sonra, ite et vermeden zil çaldığında, köpeğin salyalarının aktığını görür!

İt artık, her zil çaldığında, et yiyeceğine kendini şartlandırmıştır!

İşte buna şartlı refleks denir!

Bunun devamı da vardır. Yani ‘şartlı refleks’in belli dönem sonra yok olması gibi…

Aslında işin gerisi çok önemlidir!

Pavlov, şartlı refleksi keşfettikten sonra, işlerine devam ederken, bir gece laboratuarın bulunduğu bölgede fırtına olur!

Laboratuarı sel suları basar ve deneylerde kullanılan köpeklerin bazıları ölürken, bir kısmı da dolapların üstüne çıkarak kurtulur!

Sular çekildikten sonra, Pavlov hayatta kalan köpeklere zil çalar ama hiçbirinin ağzı sulanmaz!

Köpekler, sel felaketi sırasında yaşadıkları sıkıntılar yüzünden bildiklerini unutmuşlardır!

O zaman Pavlov bir buluş daha yapar!

Canlılar, terörize edildiklerinde, sürekli korku, endişe ve baskı altında yaşadıklarında bildiklerini unutur, başlarına bir iş gelecek korkusuyla seslerini çıkarmadan sinip kalırlar!

Son günlerde ülkemizde yaşanan ‘Muhtıra’ kelimesi aynen bunun gibi değil mi?

Her ne kadar Sayın Bülent Arınç esas duruşa geçtiler dese de, milletin esas duruşa geçtiği falan yok. İktidarın gazabından korktuğu için ‘Hukuk Devleti’ kavramını unuttuğunun açık bir göstergesidir.

Bu ülkede suç işlememiş halk hiçbir zaman esas duruşa geçmemiştir. Esas duruşa geçenler, hep saman altından su yürütmeye çalışanlardır.

Ayrıca bu ülkeyi ötekileştirip, Cumhuriyetle hesaplaşmak isteyenler bellidir!

Ülkenin kurtuluşuna ve kuruluşuna katkı yapmayanlar, ülkeyi çok çabuk harcamaya çalışmaktadırl