Paylaşır mısınız bizimle?

Batıl inançlarımız vardır belki de her birimizin nedenini bilmediğimiz. Körü körüne inandığımız… Büyürken annemizden, ninemizden duyduğumuz şeylerdir çoğu da. Peki neden inanırız körü körüne dilden dile günümüze kadar gelen bu şeylere… Bilimin bile çare bulamamasına karşın neden bu kadar hayatımızın içindedirler?

Bazı kişiler ise asla kabul etmezler batıl inançlara sahip olduklarını. Varsın olsun biz de onları öyle kabul ederiz.

Ben de çoğumuz gibi annemden, ananemden duydum bu tip varsayımları… Aklımda kalanları ise paylaşmak istedim sizlerle.

Gelin birlikte göz atalım nelere inanıyoruz, batıl yanlarımız neler. Belki içinizden aaa bunu ben de yapıyorum dediğiniz şeyler olacak benim gibi.

“Kimimiz tahtaya üç kere vurur kulağımızı çekeriz mesela…

Kimimiz on üç rakamının uğursuzluğuna inanırız.

Kara kedi geçti mi önümüzden irkiliriz, uğursuz olduğunu varsayarız.

Merdiven altından geçmekte hakeza.

Akşam vakti tırnak kesilirse çatallaşır tırnaklarımız.

Aynaya bakılmaz gece vakti.

Al basar loğusa kadını, yalnız bırakmamak gerekir.

Çocuklar kahve içmez kararırlar sonra.

Gece ıslık çalınırsa şeytanlar başa üşüşür.

Çocuğun üzerinden geçilirse boyu kısa kalır başka bir inanışa göre.

Gece ayağı ile oynayan çocukların anne babası ölür.

Gidenin arkasından çabuk dönsün diye su dökülür.

Hamileyken saçını kestiren annenin çocuğu kısa ömürlü olur.

Üzerinde dikiş dikilen kişinin konuşmaması gerekir, uğursuzluktur.

Tencerenin dibini kazıyan kızın düğünü kışa kalır.

Burun kaşınınca kavga edilir biriyle.

Sağ el kaşınınca para gelir de sol el kaşınınca gidiverir.

Ayna kırılması nazar çıkmasına delalettir.

Gelin ayakkabısının altına bekar birinin adı yazılırsa ve ne kadar çabuk silinirse o isim ayakkabının altından o kadar çabuk kısmeti çıkar o kişinin.”

Evet benim aklımın bir köşesine sıkışmış kalmış batıl inançlar bunlar. Ya sizlerin, sizlerin kenarda köşede sakladığınız batıl inançlarınız var mı… Paylaşır mısınız bizimle.


(19.11.2008)