Pazar günü Seçim var

Not düşmek için yazıyorum. Üç gün sonra, 12 Haziran 2011 Pazar günü genel milletvekili seçimleri var. 

Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Özde de milletindir, sözde de milletindir. Cumhuriyet kurulduğu günden itibaren bazı dönemler hariç milletin olmuştur. O bazı dönemlerde milletin olmamıştır, birilerinin olmuştur. Bazıları, zaman zaman o bazı dönemleri överler. Hala övenler de vardır. Açıkça övmeyip, istemem ama yan cebime koy misali, özlemle ve hasretle ananlar da vardır. Bunların içinde üniversite tahsilli olanlar da vardır, lise tahsilli olanlar da vardır, lisans üstü tahsili olanlar da vardır, olabilir. Övsünler, ne yapalım, bu işin tahsille pek alakası yoktur. Bunlar içinde demokrasi profesörü olup, asker darbe yapmadığı zamanlar öfke ve hiddetlerini gizleyemeyip dışarı vuranlar vardır. Bunlar içinde demokrasi alimi olup bu milletin hangi dönemlerde demokrasiye layik olup hangi dönemlerde demokrasiye layik olmadığı hususunda ahkam kesenler de vardır. Bunlar içinde demokrasi uleması olup, demokrasi iyidir ama falanca partinin niyeti bozuktur dolayısıyla demokratik olmayan usullerle iktidardan uzaklaştırılmaları vaciptir diye fetva verenler de vardır. 

Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. A Partisi kazansa da milletindir, B Partisi kazansa da milletindir. Eğemenlik sadece tahsillilerin, okumuşların, aydınların, entellerin, sanatçıların, ressamların, şairlerin, modernlerin, çağdaşların, akıllıların, zekilerin veya kendini daha akıllı, daha bilgili, daha iyi düşündüğünü kabul edenlerin, masterlıların, doktoralıların, briç oynayanların, viski içenlerin, rakı içenlerin, rakı veya viski içtiği için, veya başı açık olduğu için kendini akıllı , bilgili ve modern sayanların değil milletindir. Ulu önder Atatürk ne demiş, “hakimiyet bila kayd-u şart milletindir”. Atatürk bu sözü laf olsun diye söylememiş herhalde. Mademki Atatürk’ü çok seviyoruz ve her sözünün isabetli ve hikmetli olduğuna inanıyoruz, bu sözündeki isabet ve hikmete de inanalım lütfen. Laf olsun diye değil, gerçekten özümseyelim, benimseyelim ve inanalım. Sözde değil özde inanalım. Sözde değil özde Atatürkçü olalım. İşimize geldiği zaman değil, işimize gelmediği zaman da Atatürkçü olalım. 

Dağdaki çoban da bu millet için gereğinde vergisini gereğinde canını vermektedir. Dağdaki çobanın da devlet başkanının da, başbakanın da oyu bir ve eşittir ama bazı aydınlar, bazı enteller, bazı güzel sanatçılar, bazı yakışıklılar, bazı güzel bayanlar, bunu anlamakta ve kabul etmekte zorluk çekebilirler. Bu mümkündür ve bunun tahsilli olmakla ilgisi yoktur. 

Eminim ki sonuç ne olursa olsun aydınlarımız, entellerimiz, güzellerimiz, yakışıklılarımız, tahsillilerimiz, tahsilsizlerimiz, dürüstlerimiz, vatan severlerimiz, vatanını daha çok sevdiğini zannedenlerimiz, güzel bacaklılarımız ve halkımız bunu kabul edecek, içine sindirecek ve saygıyla karşılayacaklardır.