- Kategori
- Mizah
Pazar Neşesi (Gül Dâline Bülbül Kondu)
Bir şehrin eşrafından biri, çok zeki ve anlayışlı adamlarından birisini de yanına alarak, davetli olduğu bir dostunun evine gider ve ev sahibine şöyle der...
"Efendim, bizim Hüseyin ağayı da size bir yardımı dokunur düşüncesi ile getirdim. Eğer yapılacak bir şey varsa emredin hizmet etsin."
Sofra kurulur, davetlileri buyur ederler. Pilav yendiği esnada, gelen ağa, efendisinin sakalına bir pirinç tanesinin düştüğünü görünce yavaşça sokulur ve...
"Efendim, "gül dâlinize bülbül kondu" der ve efendisi de, hemen sakalını sıvazlayarak düşen pirinci yok eder...
Uşağın bu hareketini fevkalade zarif bulan ev sahibi, "alık herif, gördün mü ağanın terbiyesini" der gibi kendi uşağının yüzüne yan gözle bakar...
Yemekten sonra, ev sahibi tuvaletin musluğunda ellerini yıkarken ibrikle su döken adamına...
"Duydun değil mi, ağanın efendisine söylediği kibar lafı?.."
"Evet, duydum beyim."
"Haa!.. Bak misafirlerle yemek yerken eğer bir gün benim de sakalıma böyle bir şey düşerse, tıpkı ağanınki gibi, sen de bana "beyefendi, gül dâlinize bülbül kondu" dersin, anladın mı?.. Bak, bir daha tekrar ediyorum, gül dâlinize bülbül kondu diyeceksin tamam mı?"
"Evet, tabi anladım, sen merak buyurma beyim."
Bir müddet sonra, efendisinin verdiği başka bir ziyafette efendisi, uşağının dirayetini misafirlerine göstermek cakasiyle sakalına birkaç pirinç tanesi düşürerek, göster kendini dercesine uşağının suratına bakar bakmaz, uşak olduğu yerde bir-iki yutkunduktan sonra yüksek sesle efendisine...
"Beyefendi, şey oldu!"
"Ne oldu oğlum, söylesenee."
"Hani kenefte dediydin ya, işte ondan oldu."
..................................................................... MUTLU PAZARLAR ...............................................................