- Kategori
- Deneme
Pazardan Pazara
I.
Şehir dedikleri
Şuacayip medeniyet!
Köyde elde baston ve de sopa
Şehirde eller boş, baş açıkta
Taşlar bağlı, köpekler özgür
Gelmeyegörsün üstüne,üstüne
Şaşar kalırsın oracıkta!
.
Mektep okul olmuş
Muallim öğretmen.
Öğretme derdi, derdine yansın.
Sahipsiz kimsesiz garip
Şehirdeki insan gibi vesselâm.
Sınıfta onca prens prenses
Her şey bilinirken doğuştan
Bilene,bilene gelmişlere
Ne öğretsin söyleyin bu arif!
II.
Al gül gülüm ver gülüm
Geçti bir ömür!
Alanlar verdiler! Vermeden olmaz.
Ticaretti adı
Başka kılıkta
Uyanacak uyuyanlar büyük kıtlıkta!
III.
Cahil ile ahlâksızlık bilinçli olarak karıştırılıyor. Herkes bir şekilde işini kendince biliyor. Kendince diyorum çünkü esasında bir şekilde hakkı olmadığı hâlde hakkından fazlasını almaya çalışanlar!
Hakkını doğru yerden alabilme kabiliyeti olmadığı için hakkını bir şekilde haksızlık yaparak gücü yettiğindenalmaya çalışanlar,gücü yettiği halde başkasından bir şey almaya çalışmadığı gibi haksızlık yapanı tespit edip ona yönelenler var...
Adına ideoloji, fikir, din, tarikat, cemaat, parti, dernek (hepsi) vakıf adı altında gerçekte kâğıtüzerindeki, kutsal kitaplarda yazdığı şekliyle amaçlardansapıp bu amaçları bu dünyada daha fazla haksız yere çıkar devşirmeye ya da elde etmeye çalışanlar özde birdir ve aslı tektir. Amacından sapan her şey saptığı yolla anılmalıdır. Burada cicili bicili sözler, ulusların kutsallarının ve de uluslararasısözde kutsalların hangi amaca araç oldukları bilinmeden onlara verilecek herşey en nihayetinde veren için kayıp, alan için de kazanç ve de kârdır.
Uyanıklık kültürü bir toplumda içe doğru da çalışır dışa doğru da çalışabilir. İçe doğru çalışan bu düzen içeride bir kargaşa, bir terör, bir soygun düzeni inşa ederken, dışarıya da güçsüz hâle gelir ki bu durumda içe yönelen saldırganlık içeride ne varsa yalan edilmesine neden olur. Dışa yönelen bu enerji ise daha güçsüz toplumları izlenenstratejinin gücüyle orantılı olarak bağımlı sömürge ve/ veya yutulacak yem haline getirir. Bu esasında tarih boyunca değişmeyen düzendir.
Cahil cahillik konusuna ise bazı konularda katılmam mümkün değil..
Pazarda nice üniversite mezunları nice ilkokul mezunlarında hemen her gün aldatılırken aldatan mı cahil, aldanan mı? Av mı cahil? Avcı mı cahil diye düşünmeden edemiyorum...
Kandıran cahil ise görüldüğü gibi avcıdır kendisi, bu olamaz diye düşünüyor insan doğal olarak. Hem kandırıyor hem cahil, bu nasıl mümkün olabilir?
Cahil tanım olarak bilmeyen olabilir, görmemiş olabilir ki bu durumda benim de bu satırları okuyanların da görmediği binlerce, milyonlarca şey, nesne, olay var ki bu durumda biz de görmemiş oluyoruz. Yani bir nevi görmediğimiz için görgüsüz de sayılabiliriz... Neticedeherkes görmediği şeyin, bilmediği şeyin bilmeyeni cahilidir. Bunda bir sorun yok.
Sürekli şikâyete konu olan cahil kavramı bilmemekle alâkalı değildir. O halde gerçekte bilmeyen bilmediği için de suçlanan olamaz. Cahil kavramı bu durumda tam olarak yerine oturmuyor. Acaba ne yapsak da cahillerin aslında bilmeyenden daha farklı bir tür olduğunu mu ortaya koysak.
Günümüzde insan hayatı ne yazık ki kavramlar, belgeler, diplomalar, alınan eğitimler, mensubiyet bağları üzerinden değerlendiriliyor ki son derece yapay bir değerlendirme olduğu su götürmez bir gerçek. Misal daha önce üniversite eğitimi alan birisi ezbere dayalı olan bilgileri unuttu, uygulamasını yapmadığı bilgileri zaten unuttu, mevcut eğitim programları değiştiği için aldığı eğitimin de muadili yok ama o hâlâ bilgi sahibi olduğunu belgeleyen birbelge taşıyor olduğundan belgeli sayılırken o belgenin kendisine sağladığı haklardan yararlanmaya devam ediyor. Öte yandan hayatta hiçbir belgesi olmayan insan hayatı boyunca öğrenirken birileri onu lisanslamadı, ona bir eşya gibi bandrol (televizyonlara TRT bandrol uygulaması) yapıştırmadı diye o insan, ürettikleriyle, yaptıklarıyla, diğer insan ve canlıların hayatına (olumlu ya da olumsuz) kattıklarıyla var olmuyor mu?
Esasında burada parantez içindeki ifade olumlu ya da olumsuz kavramı öne çıkıyor ki ölümlüler için ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi olumlu olumsuz, iyi kötü kavramları sürekli olarak çelişiyor...