Pazarlama gerillaları

Dünyada pazarlama artık çeşitleniyor. Yardımcı kolları güçleniyor, araştırma gibi, uzman danışmanlıklar gibi. Hedef kitle tanımları, sosyo ekonomik sınıf tanımları klasik anlamlarını yitirdi. Artık sadece A+ deyince hedeflenen kitle yakalanamıyor. Pazarlama uzmanları bu nedenle 'işin çeşitlendirimesi' gerektiğine inanıyor.
Eskiden alternatif pazarlama diye kavramlar yokken, şimdi herkes kendisini bu kavramları anlamaya ve yeni kanallar oluşturmaya zorluyor.

Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin pazarlama müdürleri, şirketlerin yazılı pazarlama planlarının ve bütçelerinin mutlaka oluşturulması gerektiğini söylüyor. Onlara göre birçok firmanın maalesef profesyonel pazarlama personeli ve yazılı pazarlama planları yok. Oysa gelecekte şirketlerde tamamen pazarlamaya ayrılmış ve hatta kendi içerisinde departmanlaşmış unsurlar var olacak.

Yeni trendler

Pazarlamada trendler kitlelere yönelik pazarlamadan bire bir kişiselleştirilmiş pazarlamaya doğru gidiyor. Teknolojinin hayatımıza hızla nüfuz etmesi ile yeni iletişim kanalları da aynı hızla hayatımıza entegre oluyor. 'Gerilla Marketing' gibi yöntemler gündeme geliyor.

Jay Conrad Levinson tarafından temeli atılan bir kavram olan 'Gerilla Marketing'in amacı çok küçük bütçeler ile dikkat çekici ve etkili pazarlama çalışmaları yapmak. Yaratıcı fikirler ve şaşırtıcı yaklaşımlar ile daha küçük gruplara marka bilincini ve tüketim alışkanlıklarını kazandırmayı hedefliyor. Bu nedenle artık, daha farklı, ayrışan ve yaratıcılık içeren işlere imza atmak gerekiyor.

Pazarlamada yeni dönemde kontrol biraz daha tüketiciye geçiyor. Yakın zamanda tüketici ile şirketler arasındaki iletişim monolog olmaktan çıkacak. Dijital devrim bunun en önemli nedeni.

Şirketin neyi satmak istediğinden çok tüketicinin ne talep ettiği önem kazanmaya başlıyor. Tüketiciler gittikçe sofistike hale geliyor. Kişiye özel pazarlamada artık tüketiciler yeni kreatif direktörler. Artık konvansiyonel pazarlama methodları eskisi kadar etkili olmuyor.

Markanın Ruhu

Pazarlamada ayrıca son dönemlerde ağırlıklı olarak etkinlik pazarlaması ve sponsorluklara doğru bir yönelme söz konusu. Sadece marka değil, markanın ruhu ve bu ruhun insanların hayatına kattığı değer de pazarlanıyor.

Pazarlama müdürlerine göne tüketicinin marka ile olan ilişkisini tüketim anları ile kısıtlı tutmamak gerekiyor.Deneyimsel pazarlama deyimi de böylece ortaya çıkıyor. Tüketiciye marka ile ilgili deneyim yaşatmak ve bunun da süresini olabildiğince uzun tutmak gerekiyor. Bu deneyim ne kadar uzun sürerse markayla duygusal bağ o kadar pekişiyor ve sadakat oranı da artıyor.