- Kategori
- Gündelik Yaşam
Pazartesi sendromu: Bir şımarıklık durumu
Pazartesi sendromu denen şımarıklık hissi bu kriz ortamında binlerce kişinin işsiz kaldığı, kpss kuyruğunda binlerce kişinin beklediği, binlerce engellinin iş verilmediği için evinde çiçeklendiği bir ülkede pazartesi sabahı işe gidebilenler tarafından yaşanmamalı ve yaşatılmamalıdır!
Pazartesi sendromu; iş yerinde birbirinden güzel arkadaşların, cumadan hazırladığınız bir çok işin size sağlayacağı kolaylıkların, güzel müşterilerin, öğrencilerin, hastaların...insanların yani size muhtaç olan bir şekilde işini göreceğiniz ve onların hayata daha kolay akmasını sağlayacağınız kişilerin sizi beklediğini düşünerek yaşanmamalıdır. Aksine pazartesi sizi onlara kavuşturuyor diye sevinilmeli, pazartesiler iple çekilmelidir. Bunun adına "pazartesi mutluluğu" denmelidir.
Pazartesi sendromu gelir gibi olursa şayet tüm bu şükür ve tevekkül sinerjisine rağmen hemen koşun ve aynaya bakın.
Orada 5-6 yaşındaki sizle göz göze gelmeye çalışın: "Hani büyümek için sabırsızlanıyordun, büyüklere özeniyordun ya bak işte kocaman oldun" deyin, "Bu, sensin."
Evet daha iyisi olabilirdiniz ve daha olabilirsiniz de ama bugün için yine de gururlanarak siz yani kravatlı adam, aynı anda bir sürü işi halledebilen, dedelerin bile "öğretmenim", "doktor bey" ya da "avukat hanım" dediği, insanların sayenizde bir yerden bir yere gidebildiği belki , her ne ise işte onlara kattığınız bunlar için kendinizi kutlayarak çocukluğunuza göz kırpın ve "ben çalışıyorum" deyin.
Kendinizle gurur duyun ve hissedin; siz bugün çalışıyorsunuz, işinizin başında, dimdik ayaktasınız ve hayat denen büyük çarkın çok önemli bir dişlisisiniz. Siz olmasanız tekerlek dönmez ve bütün işler aksar .
Benim baktığım aynalarda mesela "Yıpranmak, paslanmaktan daha iyidir." yazar.
"Ne mutlu çalışabilenlere, bütün dualarım iş bekleyenlere..."
(Resim www.tuhafadam.com 'dan alınmıştır.)