Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '07

 
Kategori
Eğitim
 

PDR camiasında politika ve siyaset ikilemi

PDR camiasında politika ve siyaset ikilemi
 

Politika, bir kurumun, kuruluşun, mesleki örgütün ya da uygulama alanının bugününü ve geleceğini belirleyen en önemli yapıdır. Politika; ne zaman, ne için, ne kadar sürede ne yapılacağının manifestosudur. Politika sonucunda belirlenir o mesleğin çalışma alanları, etik kuralları, kurumsal sınırları ve hangi kurumda hangi ünvanla çalışılması gerektiği…

Siyaset ise politikayı işlevsel hale getiren harekettir. Bir mesleğin sınırlarını çizen politika kolay kolay değiştirilemez. Çünkü politika ne kadar sağlamlaşmışsa veya sağlamlaştırılmışsa o mesleğin diğer profesyonellerce ve halkça algısı da o kadar sağlıklı ve sağlamdır. Politika, siyaset ile renklenir ve kendini güvence altına alır.

Örneğin kredi kartları uygulamaları ile ilgili devletin politikası ve buna bağlı olarak geliştirdiği siyaset gerçekten takdire şayandır bence… Kredi kartlarının kullanımında güvenliği artırma politikasını aktif hale getirmek için Okan Bayülgen ve ekibini reklâmlarda kullanmakla siyaset basamağında sağlam bir adım atılmıştır… İşte politika ve işte siyaset… İkisi de birbirini tamamlayan kavramlar…

Buraya kadar her şey normal… Bu şekli alanımızı değerlendirmek için kullandığımızda ilginç bir görüntü çıkıyor ortaya. Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanının politikası açık ve nettir; İlkeleri doğrultusunda yardım/destek almak isteyen herkese profesyonel çizgiler içerisinde ve etik argümanlar ışığında hizmet sunmaktır. Bu politikayı sağlam bir şekilde hayata geçirebilmek için de uygulama basamaklarını yani siyaseti iyi bir şekilde yapılandırmaktır.

Psikolojik danışman kimdir? Ne için vardır? Olmazsa ne olur? Olunca ne fark eder? Bir psikolojik danışmandan ne zaman yardım almak gereklidir? Yardım süreci nasıl ilerler? Nerede kesilir? Psikolojik danışmandan istenebilecek ve istenemeyecek şeyler nelerdir? …

Bu sorular çoğaltılabilir… Burada önemli olan sorulara nitelikli cevapların verilip verilmediğidir. Bu da politikamızı sağlamlaştırmada kullandığımız siyasetin içinin çok da dolu olmadığı gerçeğini gözler önüne serer.

Her mesleğin bir politikası ve uygulama sürecinde akademisyenleri ve uygulayıcıları tarafından kullanılan bir siyaset mekanizması vardır. Politikası ve siyaseti arasında denge kuramayan meslekler maalesef yitip giderler zaman içerisinde…

Bir reklâm ile ayağa kalkan birçok meslek sayabilirim size… Buradaki püf noktası reklâm vermek değildir, reklâm ile yapılan siyasetin politikayı desteklemesi ile birlikte oluşan tutarlı yapının net bir şekilde görünmesidir.

Türk Psikologlar Derneği(TPD) kendi politikasını siyasete gayet iyi bir şekilde yedirerek Türk toplumunda sağlam bir yer edinmiştir. Marmara Depremi sonrasında birçok kurum ve kuruluş bölgeye yardıma koşmuştur ama akılda kalan en büyük marka TPD olmuştur.

Ben biliyorum ki bizim derneğimiz de bu süreç içerisinde rol aldı –ki bence TPD’den çok daha etkili ve verimli çalıştı–. Bu haldeyken neden çerçevenin içerisindeki görünümümüz silik? Silik, çünkü politika – siyaset bağlamında bir yerlerde kopma ya da bütünleştir-e-meme yaşanmakta…

Politikamız bu kadar önemli bir temele dayanırken siyasetimizi oturtamamak beni üzüyor. Bunu nasıl engelleyebiliriz?

Sahiden…Sizce Okan Bayülgen ve ekibi bizim reklâmlarımızda da oynar mı?

Haktan DEMİRCİOĞLU
Uzm. Psikolojik Danışman

 
Toplam blog
: 14
: 1606
Kayıt tarihi
: 16.10.07
 
 

Hacettepe Üniversitesi PDR Anabilim Dalı 2001 mezunu. ..