Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '15

 
Kategori
Felsefe
 

Pek çoğunuzu hiç sevmiyorum

Pek çoğunuzu hiç sevmiyorum
 

İnsandan daha değerli, daha öte hiçbir güç ve hiçbir kavramın olmayacağını düşünüyordum. Ola ki tanrı varsa bile, tüm bu saçmalıkların yaşandığı dünyada, hiçbir müdahalede bulunmadığı ve olan biteni sadece izlediği için bize açıklaması gereken sebepleri ve çok sağlam bir özrü olması gerektiğine inanıyordum. Tanrıyı yargılama noktam, yani dayanağım, insanlığın yaşadıklarıydı.

Fakat farkına varıyorum ki, dünya üzerinde hiçbir düşünceye dayanak olmayacak tek şey “insan”lıktır.

Var olduğu –ya da belki de yaratıldığı- ilk günden bu yana kendi türü de dâhil olmak üzere dünya üzerindeki her şeye zarar veren tek yaratık insandır.

İnsanlık tarafından yaratılmış olan “toplum”ların oluşturduğu “doğru”, “yanlış” kavramları, yaşanılan topraktan bir adım öteye gidildiğinde hiçbir anlamı olmayan kavramlardır. Tanrı ve din ise insanları korkutmak için insanlar tarafından kullanılmıştır. Yani insanlığı zora düşüren pek çok durum bizzat insanlar tarafından yaratılmıştır. Tanrı neden müdahale etmiyor diye beklemek ise sanırım tanrıya yaptığımız en büyük haksızlıktır.

Ancak cesaretinizi toplayıp, insanların üzerinizde yarattığı korkulardan kurtulunca, yani “ben”liğinizi yaşamaya başlayınca, insanların dayattığı doğrulardan vazgeçip(karanlık taraftan çıkıp), kendi doğrularınızı bulmaya başladığınızda(aydınlık tarafa geçtiğinizde), dünyanın mucizelerle dolu, sınırsız olanakları olan muhteşem bir yer olduğunu görüyorsunuz.

Tüm bu mucizelerin varlığı, bende milyonlarca soru yaratıyor. Cevabını bulamadığım bu sorular ise bir gücün varlığına inanmamı sağlıyor.

Bu “güç” bir mi, birden fazla mı kısmı çok net değil benim için… Hepimizin aynı tanrıya sahip olduğunu düşünmüyorum. Sen şu toprakta doğdun diye diğer insanlardan daha değerlisin diyen ya da “öldür” emrini veren tanrıyla, benim tanrım aynı olamaz. O zaman herkes kendi tanrısını kendi mi yaratıyor? Bu pamuk arasında fasulye yetiştirmek gibi bir şey mi acaba? Gereken inancı ve emeği diğerleri kadar göstermediğim için benim tanrım, ötekilerinin tanrısından küçük mü kaldı? Bu yüzden mi benim tanrım, diğerlerinin tanrısı kadar güçlü değil? Bu yüzden mi, diğerleri kendi tanrılarının benim tanrımdan daha büyük olduğunu düşünüp, bana dînen hükmedebileceğine inanıyor?

 “Tam aydınlanıcam bi gülme geliyo” diyen Budist gibi, tam inanacakken gelen bu sorularla inancım sarsılıyor.

Ve kendi inanç sistemimde bir değişiklik yapmam gerektiğinin farkına varıyorum. Merkezinde insanoğlunun olmadığı yeni bir sisteme geçiş yapıyorum. Kendi tanrımı biraz büyütmem gerek.

İnsanoğlu ile de aram kötü değil. Yanlış anlaşılmasın. Bilakis bugünlerde çok iyiyiz. Hiç tanımadığım değişik kültürlerden yeni şeyler öğreniyorum. Farklı toplumlarda hayatın ne kadar farklı olduğunu görüyorum. Hatta şaşırtıcı bir şekilde, iyi olan insanlarla daha sık karşılaşıyorum bu aralar.

Sizden nefret etmiyorum sevgili insanoğlu.

Ama şunu da bilmenizi isterim ki, pek çoğunuzu hiç sevmiyorum.

 
Toplam blog
: 73
: 5913
Kayıt tarihi
: 06.09.06
 
 

Yılın en uzun gecesinde doğmuşum. Bu yüzden midir bilinmez ruhlarımızın özgür kaldığı geceleri se..