Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

Pekaka ile pazarlık yapmıyorlar, Pekakayı legalleştiriyorlar

Pekaka ile pazarlık yapmıyorlar, Pekakayı legalleştiriyorlar
 

Siyaset Bilim Hocası Öner Samanlı’ya göre, “Devleti işlevsel hale getiren, hükümetlerdir. (Haber Me


Şimdi hemen bu yazının başlığına atlayacak ve eleştirecek dil bilimi üstatları olacaktır.

Onlara ve her şeye rağmen biz dik duruşumuzla, bu illegal bölücülerin, halk ve bebek katillerinin özel isimli statüde değerlendirilmesine karşı olduğumuz için de, özel isim ayracı kullanmıyoruz.

Ayrıca, daha önceki yazılarımızdan anlatılan kampanyaların bağlamında da, bu illegal caniler birliğinin adını anarken, üç harfle değil de, altı harfle tanımlayıp, “PEKAKA” diye dillendiriyoruz.

PEKAKA…

PEKAKA…

Türkiye’nin malum siyasi duayenlerinden, baba lakaplının, “Dün dündür, Bugün bugündür” söylemini birçoğunuz anımsarsınız.

Basının çoğunda aşağıdaki paragraf yer almıştır.

“Daha düne kadar “PKK’yla pazarlık yaptığımızı ispatlayamayan şerefsizdir” diye yeri göğü inleten Hükümetin Başı, Erdoğan, her şey kabak gibi ortaya çıkınca tevil yoluna gitti ve “hükümet değil gerekirse devlet görüşür” dedi. (GAZETELER)

Dün tabiî ki dündür de,

Bugün hangi gündür..?

“TEVİL” NEDİR DERSENİZ..?

Tevil; Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevirme..

Benimde yıllar önce çamurlu sokaklarında çok ayakkabı eskittiğim, “Kasımpaşa” lügatinde, argo tabiriyle, “KIVIRTMA”.

Kamuoyunda çoğunlukla şöyle yazılıp konuşuluyor.

Devlet PEKAKA ile pazarlıklarda…

Devlet PEKAKA ile pazarlık yapıyor…

Devlet Bölücü başı ile görüşerek, pazarlıklar yapıyor…

BUNLAR YANLIŞ İFADELER VE TANIMLAMALARDIR

Devlet cansız bir erkdir. Yani sessiz sedasız duran bir güçlü bir teşkilat yapısı, omurgadır.

Cansız bir beden gibidir.

Onu canlandıran, sesli ve sedalı hale getiren, teşkilatlarını işlevselleştiren hükümetlerdir.

Hükümetler, siyasi arenada iktidara getirilen siyasi partilerin kurmuş olduğu yasama- yürütme ve yargı erklerini işlevselleştiren kurumsal ve dinamik bir yapılanmalardır.

Hükümetler asla yansız değildir.

Hükümetler genelde oluşturulduklarında kendilerini iktidar yapanlara ve yapmayanlara eşit çizgide olacaklarına dair ilk yalanlarını, hükümet oluşumlarını açıklarken kamuoyuna duyururlar.

Tekrar ederek söylüyoruz ki, hükümetler tamamen yanlıdır.

Yandaşlarının önceliklerini ajandalarına not ederler., .

Yandaşlarını korurlar…

Yandaşlarına çıkar sağlarlar…

O halde; Devlet PEKAKA ile pazarlıklarda.

Devlet PEKAKA ile pazarlık yapıyor.

Devlet Bölücü başı ile görüşerek, pazarlıklar yapıyor, denilmeleri tamamen yanlış bir tanımlamadır.

PEKAKA ile pazarlıkları yapan, bölücü başı ile görüşerek, pazarlıklar yapan, bölücüleri iktidarın TBMM meclisinde tutan kimdir…?

Hükümet…!

Hükümetler ise siyasidir…

Siyasi algılamalarının gereği de, gerek ülke içerisindeki ve gerekse de ülke dışındaki güçlere ve yönetsel yapılara, sistemlere uyak sağlamak üzere görev icra ederler.

Bugün, ülkemiz, AB. ve ABD yanlısı bir hükümetin yönetimdedir.

Gerçi geçen yıllarda bundan farklı bir süreci gözler önüne sermemiştir.

Bugünkü Hükümet, yönetime nasıl gelmiştir?

Bu devletin Anayasal seçim sisteminin izin verdiği azınlık oyları gereğince..

TBMM’de ise, çoğunlukla hükümet olmak kaydıyla…

TEKRAR ALTINI ÇİZELİM, DEVLET DEĞİL, BİZZAT HÜKÜMET PEKAKAYLA PAZARLIK YAPMAKTADIR

Daha önceki yazılarımızda şehit acılarını ve cezaları kesinleşmiş kimselerle, canilerle asla pazarlık yapılamaz, demişiz.

Buna ilişkin yazılarımızdan birisinin linkinde bu hususlarda neler yazmışız takip edebilirsiniz.

http://blog.milliyet.com.tr/Turkiye_Cumhuriyeti_Devleti___Milli_Birlik_Beraberlik_Ulkusu__uzerine_kuruludur__/Blog/?BlogNo=267447

AKP Siyasi Hükümeti, PEKAKA pazarlıklarında ateşi teknik olarak maşaları ile tutmaktadır.

Uyanık avcı politikası izlemektedir.

İhanet eden kadının itiraf etmedikçe kocasının asla fark edemeyeceği bir namusluluğun çemberi içerisinde fink atmaktadır.

İyi ustalar iyi eti bilir ve iyi mangal yakarak sizlere iyi kebap yedirirler.

Hükümette, iyi ustaları bulmakta cevvaldir.

Türkiye’nin insanları, ateş yakmayın denilen yerlerde ateş yakmayı, yıllardır çok severler.

Yangın seyretmeyi de..

Yangın yerinde olmayı da…

Sütten ağzı asla yanmamış aslanlar gibidirler. Ateş üzerine gaz dökmeyi de çok severler.

PEKAKAyla, pazarlığın nasıl kotarıldığını yazacağız ama gelin önce benzer sahneleri yaşanmış filmlerden birkaç bölümü birlikte izleyelim.

HAFIZALARIMIZI KONTROL EDELİM

Asla ilk olmayan o pazarlıkları, kısa kısa, anımsayalım..!

Cengiz Çandar, eski bir gazetecidir. Hatta hatta çok eski yıllarında, Ali Kırca ile yakın savaş muhabirliklerinde bulunmuştur.

15 Mart 2009 tarihinde Referans Gazetesinde şöyle diyor, hükümetin akıl danelerinden Cengiz Çandar;

“Çankaya’daki Abdullah - İmralı’daki Abdullah… Yani, Kürt sorununda iyi şeyler olacak”

AYNA 1.

Çandar, 26 Eylül 2009 tarihinde Vatan Gazetesinde “Sanem Altan” ile gerçekleşen ve yayınlanan röportajında ise; “AKP’nin “Kandil ve İmralı” ile görüştüğünü söylemiştir.

Çandar, başından buyana, “Çankaya’daki Abdullah - İmralı’daki Abdullah… Yani, Kürt sorununda iyi şeyler olacak” diyerek de, meseleyi “ 2 Abdullah”ın çözeceğini savunan bir gazetecidir.

AYNA 2.

PEKAKA ile açılımın en yetkili olan makamı Başbakandan sonra İçişleri Bakanı, Beşir Atalay’dır.

Beşir Atalay 20 Ekim 2009 günü yaptığı açıklamasında, Öcalan’ın talimatıyla Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye gelen birinci barış grubuyla ilgili olarak, “Eve dönüş, demokratik açılım sürecinin bir safhası, planın bir parçası” ifadelerini kullanmıştır.

İçişleri Bakanı, Atalay’ın DTP Eş Başkanı Ahmet Türk ile 17 Ekim günü gizlice görüşüp, iki gün sonra Habur’dan geçişi planladıkları da birçoğumuzun basından takip ettiği gibi gerçekleşen bir tarihin unutamayacağı, affetmeyeceği bir aczi olgudur. Anımsamanız için kaynak ise; (21 Ekim 2009 tarihli Milliyet Gazetesidir)

AYNA 3.

Yıldıray Oğur, Taraf Gazetesi’nde söyle yazmıştır; “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı bir analize dayanarak, 2006 yılından beri PKK’nın Avrupa sorumlusu Sabri Ok ile görüşüldüğünü açıkladı. Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu da “Sabri Ok, Abdullah Öcalan ile telefon görüşmesi yaptı” dedi. Her iki açıklama birleştirilince AKP’nin Sabri Ok’la, Ok’un da Öcalan’la görüştüğü ortaya çıkmış oluyordu. Öcalan boşuna “AKP benim söylediklerimi alıp uyguluyor” dememişti! (16 Ekim 2009 - ANF NEWS AGENCY)

Dikkat edilirse, Taraf Gazetesi, tüm taraflılığının gereğince tüm legal ve illegal haberleri bulmakta, kaynak yaratmakta, hükümet söylemlerinin çizgisindeki politikasında neden bu denli başarılıdır, bu husustaki derinlikler açıklamanın içeriğinde de fark edilebilmektedir. Yani yukarıdaki ifadeler detayı ile değerlendirildiğinde demek istediklerimiz gayet net anlaşılabilmektedir.

Adı üzerinde “Taraf” taraftır.

AYNA 4.

PEKAKA, Lideri Murat Karayılan, Habertürk’ten Amberin Zaman’a şöyle açıklıyor; “Geçen yıl Şubat ayında bir hükümet üyesi Öcalan’a gitti ve açılımı konuştu”. (Habertürk, 16 Nisan 2010)

Var mi başka yorumu..?

Ayna 4, yanlış yansıtma mı yapıyor..?

Hayır, aynalar üstelik asla yalan söylemezler..!

AYNA 5.

Yukarıdaki bilgi yansımalarına ilaveten burada, eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in gerek Barzani ile gerekse henüz Müsteşar Yardımcısı iken Bölücübaşı ile hükümet adına yaptığı birkaç müzakereyi de asla unutmamak gerekmektedir.

Plansız talan yapılamaz.

Plansız yalan söylenebilir.

Ama yalan ve talan birbiri ile iyi arkadaştır.

AYNA 6.

Milliyet Gazetesi yazarlarından, Hasan Cemal başta olmak üzere PEKAKA ile röportaj yapan gazetecilerin asla sayfalarında yazmadıklarının sözde 11. Cumhur Gül ve Hükümet ile paylaşmalarına dair ortaya atılan dedikodular ve bu dedikoduların da ardındaki pazarlıkların yoğunlaşan dedikoduları…

Aynadaki somutlukları görmeye hala yetmez mi..?

AYNA 7.

AKP Hükümetinin PEKAKA ile gerçekleşen son pazarlığı ise referandum nedeniyle yapılan ama hedefleri referandum sonrası sürece ilişkin olan ülkemizin geleceği adına temlikli önemli pazarlıktır.

PEKAKAnın 13 Ağustos 2010 tarihinde ansızın “eylemsizlik ve silah bırakma ” kararıyla ortaya çıkan düşündürücü bir saiktır bu.

Sonrasında ise, 11. Cumhur Gül’ün, Bakü’ye giderken yaptığı “TERÖRÜ BİTİRMEK İÇİN DEVLET HER YÖNTEMİ DENER” açıklaması tüm gizli gerçekleri nihayetiyle ortaya koymaktadır.

Üstelik aynı tarihlerde, uluslararası ve ulusal basında yer alan haberlerde, PEKAKA lideri Murat Karayılan’ın “devletle anlaştıklarını” ilan etmesi yer almaktadır.

Bu neyin ne şekilde tezahürüdür..?

İşte tüm yukarıdaki yanyana aynalara yansıyan olayların gerçek yansıması ise, AKP Hükümetinin PEKAKA ile gayet net bir şekilde pazarlıklarını ortaya koymakta olduğudur.

ÜSTELİK BU PAZARLIKLARI YAPMAK İÇİN ÖYLE ÇOK UZAK KANDİL’E, AZ UZAK İMRALI’YA GİTMEYE DE GEREK YOKTUR

TBMM içerisinde yurtlanmış ve yapılanmış bir BDP ile temsilcileri bazında bu görüşmelerin yemekli, çaylı, kahveli sohbetlerle yapılması her an ve her zaman, ayaküstü bile söz konusudur.

EFENDİM NEYMİŞ ADI, “DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİ”

Bir tarafta bu süreç, diğer tarafta, binlerce ananın ve babanın kan ağlayan yüreği demokratikleşir öyle mi..?

Şehit anaları ve babalarının kin ve nefretle devletin, hükümetine bakan gözleri mutlaka görülmelidir..!

Görmeyenler ise kesinlikle kör olmalıdır..!

Dikkat ediniz, BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Taleplerimize cevap verilmesi durumunda elbette ki biz yeni anayasayı destekleriz” sözleri ile Demokratik Toplum Kongresi DTK Eş Başkanı Ahmet Türk’ün “Hükümet ciddi adımlar atar, hamle yaparsa her şey değişebilir” sözleri tüm bu anlattıklarımızın ortak kanıtlarından değil de nedir..?

Eşzamanlı olarak paydaları eşitleyen son vurguda zaten, Bölücübaşından gelmiştir.

Boykot yerine, Seçmeni serbest bırakma” çağrısı pazarlığı Bölücübaşı tarafından yapılmıştır.

Üstelik bizim yansıttığımız aynalar, sirklerdeki palyaçoların komiklik yaptığı aynalar değildir.

Saçımızı başımızı tararken baktığımız, tıraşımızı olduğumuz, hani derler ya ayna gibi işte, o klasik aynalardır.

Aslını aslı gibi gösteren aynalardandır.

Eskiden arkaları sırlı kağıtlı olan, şimdilerde gümüş nitrat ile kaplı olan aynalardır.

Yıllardır ülkemizdeki et ile ilgili sorunu çözememiş bir Tarım Bakanımız olan Mehdi Eker, Türkiye’deki et sorunun arkasındaki gizli gücün PEKAKA olduğuna dair yazımıza bir cevap verememiş tekzip bile edememiştir.

İşte o yazımızın linki;

http://blog.milliyet.com.tr/_Pkk_terorunu_kacak_et_finanse_ediyor__dunya_bu_haberi_konusuyor_/Blog/?BlogNo=239874

Esas itibarıyla, Mehdi Eker kürt kökenli bir milletvekili bakandır. PEKAKAnın eylemsizlik kararıyla ilgili “Kan ve gözyaşı dökülmemesi her halükarda olumlu mütalaa edilmesi gereken bir durumdur” şeklindeki yorumu meseleye o tarafın aynasından baktığının somut kanıtı değil de nedir..?

Tüm bu yazdıklarımız ve söylenenlerin yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in “Terör örgütü kimsenin hatırına silah bırakmaz” demesi de akıllara “Pek, PEKAKA ne karşılığında silah bırakır?” sorusunu getirmiyor mu..?

Ve sorunsalın odak noktasındaki müsebbibi şahanemiz, tüm bu açıklamalar yapılırken, durumun ters teptiğini görünce, ne yapmıştır..?

AKP Hükümetinin başı Erdoğan, miting meydanlarında görüşmeyi yalanlayarak, dahası “ispatlayamayan şerefsizdir” demiştir.

Sayın hükümetin başı, “AYNA 1 ile AYNA 7” arasındaki tüm yazdıklarımız, ajansların ve görsel yazılı basının somut bilgi ve belgeleri ile kanıtlanmış onay görmüş haberleri yalan ve yanlış mıdır..?

Üstelik şerefimizle de ünlenmişizdir.

Bu haberlerin benzerleri tüm TRT dahil tüm radyo ve televizyon haberlerinde yer almıştır.

Neyin ispat edilmesi kalmıştır..?

“ispatlayamayan şerefsizdir” demekle demagogluğunuzu mu ispat etmemizi istemektesiniz..?

Bunu ispatınıza gerek yoktur, biz peşinen kabullenmişizdir.

Nasılsa meclis aritmetiğindeki çoğunluk elinizdedir.

Size bayrak kırmızısı bir demet gül sunsak, siz ekibinize bu güllerin bayrak kırmızısı değil, ateş kırmızısı olduğunu oylamalarını isterseniz, sonuçta bizim genel kabul görmüş bayrak rengi güllerimiz bile, ateş kırmızısı olarak tescillenerek, meclisinizden geçecektir.

Muhalefet partileri birçok yolsuzluğu rakam ve belgeleri ile önergelerinde sunuyorlar da ne çözüm elde ediyorlar ki…?

ÇOĞUNLUK OYLARINIZLA MUHALEFET ÖNERGELERİNİ REDDETMİYOR MUSUNUZ?

Tıpkı bayrak kırmızısı ile ateş kırmızısındaki gibi, hükümetin Başının danışmanı Doç. Dr. Yalçın Akdoğan’ın “pazarlık yok, diyalog var” demesi gibi…

Ama olsun sonuçta reklam filminde olduğu gibi “KIRMIZI” işte.

ADAMI YERE ÇAKIVERİYOR VALLAHİ

İstenmeden de olsa köşeye sıkıştığınızın ve tevil(kıvırtma) yoluna gidip “hükümet değil, devlet görüşür” denilmiş olduğu gibi, denildiğinin denilmişliğindeki denilmişlikler gibi…

Bakın bizlere bile demagojiyi öğretmeye başladınız.

Bağırın çağırın, azarlayın, yapabildiğiniz kadar.

Bu millet arsızlığı sever…

Döven babaların çok ellerini öptük bizler…

Daha çok el öpenleriniz olacak…

Yakında, bayram da gelmiş iken…

….

Prof.Dr.Öner SAMANLI

SİYASET BİLİMCİ

GAZETECİ ve YAZAR

MUTLU OLUN EY MİLLET-İ MUKTEDİRLER, SÖZDE CUMHURİYETÇİLER, SÖZDE ATATÜRKÇÜLER, DESTEKTEN 15 YILDIR KAÇAN KÖSTEKSİZ SAATLİLER…

…..

….

220 MİLYONUNCU ZİYARETÇİSİ İLE YAYININA SON VERECEĞİM “ SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE, TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ “ nin maalesef

KURUCUSU ve EDİTÖRÜ

http://www.ataturksitesi.com/

E-BİLGİ İÇİN: tukorder@hotmail.com

Yazarın Dipnotu:

Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.

Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..