Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '17

 
Kategori
Siyaset
 

Peki neden Türkiye?

Peki neden Türkiye?
 

Dünyanın milli gelir bakımından en zengin iki ülkesi ABD ve Çin... Birbirine zıt iki ideoloji tarafından yönetilip kapitalizme en iyi şekilde hizmet eden iki ülke. Sayıca en fazla askere sahip olan ülkeler, ekonomileri sürekli teknoloji geliştiriyor. ABD dünyanın en çok beyin göçü alan ülkesi, yaygın görüşe göre dünyanın en saygın eğitim kuruluşlarına sahip, rezerv parası ve ordusu ile tüm dünya ülkelerinin iç işlerine karışabiliyor. Faiz oranları 0,25 - 0,50 baz puan arasında. Borsa ve yatırım imkanları fazla. Nüfusu yaklaşık 320 milyon. Dünya kaynaklarını yönetmeyi geçti , diğer gezegenlerde yaşam ünitesi kurmaya çalışıyorlar. Uzay teknolojisi ve genetik mühendisliğine yatırım yapıyorlar.
 
Peki dünyanın bir numaralı ülkesinde her şey güllük gülistanlık mı? Beyaz polisler tarafından siyahi vatandaşlar sorgusuz infaz edilebiliyor. Gelir dağılımı adaletsizliği tavan yapmış. 5 milyon insan resmi rakamlara göre evsiz. Fakat mortgage krizinden sonra milyonlarca ev terk edilmek zorunda kalmış. İş gücü ucuz olduğu için üretim Çin, Endonezya ve Tayvan da yapılıyor. Askeri harcamalar sayesinde insanlara istihdam yaratıyorlar. Yani bir yerleri işgal etmelerinin sebebi doyurmak zorunda olduğu askerlerin olması. Eğitim tamamen rekabetçi. Burs alamayan veya parası olmayanın okuması çok zor. Bankalardan alınan kredilerle okuyan milyonlarca çocuk var. Binlerce televizyon kanalı sayesinde dışarıda olup bitenlerden kimsenin haberi yok. En vahim tarafı koskoca ülke başkan adayı olarak Hillary Clinton ile Donald Trump'ı çıkarabiliyor. Kötünün kötüsünü seçmek tercih meselesi değil bir zorunluluk. İnsanlar sokağa çıkıp eylem yapıyor. Dünyanın en zengin ülkesini yönetenleri eleştirmek için. Politikalar beğenilmiyor. Geleceğe umutla bakamıyorlar bunca imkana sahip iken.
 
Gelelim bizim ülkemize. Öz eleştiri yapamıyorsun. Birileri çıkıp birliğimizi beraberliğimizi bozuyorsunuz diye sizi yaftalıyor. Üniversiteye kadar eğitim parasız fakat devlet bedava eğitimi kalitesiz sunduğu için yıllarca aileler tonla para döküp çocuklarını dershanelere göndermek zorunda kaldı. Eğitimin kalitesi yetiştirilen insan sayısı ile değil; yapılan okul sayısı ve açılan yeni üniversiteler ile ölçüldü. Ülkenin batısındaki imkanları hala daha doğuya sunamadık. Fırsat eşitliğini sağlayacak fikirleri ortaya attık ama eyleme geçemedik. Dış politikayı milletlerin kardeşliği üzerine değil, şahısların hatır gönül ilişkisine göre kurguladık. Komşularla sıfır sorun politikası, komşularla sıfır ilişki politikasına dönüştü.
 
Üzerimizde oynanan kirli oyunların arkasında Batı ve Amerika'nın olduğunu biliyoruz. Fakat her ikisini de stratejik ortağımız olarak nitelendiriyoruz yıllardır. İhracatımızın büyük bir kısmı Avrupa Birliği'ne yapılıyor. Amerika'da üretilen teknolojiye muhtacız. Bankalarımız ve özel sektörümüz Amerikan Doları cinsinden borçlanıp yatırım yapmak zorunda. Otoyollardan geçiş ücretleri dolar cinsinden hesaplanıyor. Yani göbek bağını kesersek çok yaşamaz bu çocuk...
 
Peki neden Türkiye? Bizim göremediğimiz neyi görüyorlar bizde. Ülkemizde petrol yok, yüksek teknoloji ile üretim yapan bir ekonomik sistem yok. Saygın bilim adamlarız zaten kendi isteği ile Amerika'ya ve diğer Avrupa ülkelerine göç ediyor. Bor madenleri tek başına kurtarmaz dünyayı zaten. Ki Amerika hem petrol hem de kaya gazı madenleri ile dünya enerji sektörüne hakim olabilecek konumda. Jeopolitik konumumuz diyelim o zaman. Cennet vatanımız dört mevsimi yaşıyor, 3 tarafı denizlerle çevrili. Bizans'ın torunlarının gözü hala buralarda diyelim. Yunanistan'ın hali ortada. Ortadoğu zaten bataklık. Sünni- Şii gerilimi hat safhada. Cahil ve eğitimden yoksun, kadınlara köle muamalesi yapan, sanat ve bilimle ilgilenmeyen bir topluluk haline gelmişler. Müslümanlık bile aynı çatı altında bir araya getiremiyor bu insanları.
 
Peki nedir yahu üzerimizde oynanan oyunların nedeni? Avrupa'da ve İskandinavya'da kiliseler bomboş. İnsanlar refahtan dolayı maneviyatını kaybetmiş. İnsanlar çocuk doğurmak yerine evcil hayvan besliyor evinde. Aşırı refahtan intihar oranları artıyor. İnsanların elde ettikleri başarı ve refah onları daha da mutsuz etmeye başladı diyen bilimsel araştırmalar var. Tarih bilincini kaybeden bir toplum oluştu. Bunlara rağmen hala dünyanın en güvenilir, en refah ve insanların yaşamak istedikleri yerler buraları.
 
Türkiye ise laik ama seküler olmayan bir ülke. Her ne kadar eski maneviyatını kaybetmiş olsa da gelenek ve göreneklerini yaşatabilen bir ülke. Tarihinden koparılamayan ama cumhuriyet ve osmanlı hanedanlığı arasında gidip gelen bir düşünce yapısı var. Her şeyden öte en çaresiz anında bile atalarının yazdığı destanlardan ilham alıp tarihi yeniden yazabilecek gücü ve kudreti var. Diğer İslam ülkelerinde gösterilmeyen saygıyı gören kadınlar var. Hee çocuk yaşta evlilikler, töre cinayetleri, kadına şiddet yok mu tabi ki var. Ama bunu yasallaştıran bir rejim yok. Yani henüz yok diyebiliriz.
 
Bizde de hata yok değil. Kendi ülkemizde her şey sanki çok mükemmelmiş gibi gittik Libya'ya, Irak'a, Tunus'a , Suriye'ye ve Mısır'a karıştık. Nato'yu Libya'ya, ABD ordusunu da Irak'a davet ettik. Lojistik destek verdik. Vicdanımızı rahatlatmak için de ölenlere dua, arkada kalanlara da Kızılay çadırı gönderdik. Sıra bize gelmeyecek miydi? Sanırım şu an olanlar bunu gösteriyor. Aklı selim duruşumuzu Atatürk'ten, inancımızı da Kur'andan aldığımız müddetçe dimdik ayakta duracağız. Yeter ki bu iki değerden şaşmayalım yeter...

 
Toplam blog
: 27
: 980
Kayıt tarihi
: 22.05.13
 
 

Cebi delik, gönlü zengin, kahkahası bol, hayatı sıradan ve sade yaşayan bir insan evladı. Ekonomi..