Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Peki niye Türkiye´de öyle olmuyor?

Peki niye Türkiye´de öyle olmuyor?
 

Daha evvel bizim evin hallerinden bahsetmiştim sizlere.
Cumhuriyet miting`ine dair bin soru cevaplamıştım kızıma.
Miting`de kullandığımız sloganlari sordu, hemde hiç bıkmadan yorulmadan, yoğurdu beynimi o gün. Her zaman yağmaz bu soru yağmuru diyerek avuttum kendimi.

Ne büyük bir yanılgı?
Ne büyük bir gaflet?
Daha yeni başlamışız meğer, zor da olsa, Dilan`ın sorularını bir şekilde hallettik.
Fakat Didem`inkileri cevaplamak için mangal gibi yürek gerekiyormuş, sabrı şöyle bırakın, zihin, mantık ve herşeyden önce ergenlik çağındaki, bir genç kıza anadan, babadan üstün olduğunu öğrettiğimiz devlet`in, yanlışlarını allayıp, pullayıp satabilme becerisi gerekiyormuş.

O da bende yok, buyrun birlikte izleyelim olup bitenleri!


Işte bizim evin halleri:


Aslında sakın olması gereken, bizim evin halleri, bir kaos yaşıyor, hemde tam bir "çöz beni, anla beni " kaosu.

Içeri girdim:
" Merhaba gençlik! Nasılsınız bakiiim? Iyi mi ev hali ?"
Kaos`u özetleyen cevap: Hep bir ağızdan, sussssss! Dizi izliyoruz.
Didem televizyonun karşısında, koltuğun dibinde, gözü dönmüş bir halde, sarılmış masaya.
Dilan da, Didem`in dizinde, anlıyormuş gibi kaptırmış kendini atmosfere:
-Sus baba dizimizi izliyoruz, karışma!
-Iyi halt ediyorsun kızım, ne varmış diz`inde? Sen neden hala ayaktasın?
-Pşiit babaa !

Gülsem mi, ağlasam mı? Daha dün bezini değiştirdiğim bebek, bana dizimi izliyorum, sus baba diyor iyi mi?

Iyi tamam kızım dedim ve herzaman ki yerine attım çantamı.
Işık loş, Didem hoş, hanım mayhoş, Dilan da kaptırmış kendini, yinede bakışları boş, hiç birşey anlamasada; uymuş işte küçüğüm manzaraya.
Manzara karanlık, sadece televizyon`un parıltıları.
Odaya girerek, koltuğa çöktüm, öylece izliyorum bizimkileri.
Onlar dizilerini izliyor, ben onları.

- Eeee, ne dizisiymiş bu?
- Arka sokaklar, sus bi! Şimdi reklamlara girecekler, anlatırız sana da, dedi hanım gözlerini ekrandan ayırmadan.
- Iyi dedim, kafamı sallayarak.

Bir kaç patırtıdan sonra reklamlar girdi, bende Didem`e dönerek:

- Anlat bakalım Didem, arka sokaklarda neler dönüyormuş?
-Ya abi! Çocuk çok sevdiği ablasını, vurmak zorunda kaldı. Aile sey`i toplandı, neydi o ya? Meclis miydi neydi, işte ondan hem de kızın öldürülmesi için karar aldılar.
17 yaşındaki çocuğun eline tabanca verdiler, çok sevdiği, herşeyini paylaştığı ablasını ağlaya-ağlaya vurdu abiiii.
- Eeee?
- Eeee mi? Nasıl olur, nasıl böyle bir karar alırlar? Bu çok saçma değil mi? Kızın suçu ne? Ona tecavüz edilmedi mi? Suç neden onda oluyor?
-Tabii ki suç onda değil ama bazı yörelerin geleneklerine göre kız kirlenmiş oldu, kirlenen namusun, temizlenmesi için ölmesi gerekiyordu.
- Of yaa çok saçma! Ben şimdi pantolonuma bir şey döksem, kirlense-lekelense? Pantolonum kirlendi diye onu temizlenmesi için kesip parçalamam mı gerekiyor, hem kendime hemde pantolonuma haksızlık yapmış olmazmıyım? O kız istemedi ki böyle birşeyi. Şimdi benim başıma böyle bir felaket gelse, sende mi temizlik yapacaksin abi?
-Anlamadım nasıl?
-Yani temizlik yapmak için, beni vuracak mısın?

Bazen olmadık yerlerde acayip çam deviririm ben, işte o devrik çamlardan bir misal:

-Herhalde yani! Hemde tam alnının ortasından. Daaaan!

Ne bileyim ben, tam bam teline dokunmuşum bizimkilerin. Dilan dahil hepsi suratıma bakiyor, şeytan görmüş gibi.
Dilan`in gözleri yaşardı, hemen Didem`e sarıldı, hanım hayatımın suçunu işlemisim gibi, kafayı sallamaya başladı, "cıkcıkcıkcık!"

-Yahu şaka yaptım! Olur mu hiç öyle şey? Yani siz de buna inandınız ya! Asıl şimdi, siz şok ettiniz beni.
-Ben inanmadım baba! Ben biliyordum zaten şaka yaptığını dedi ve atladı kucağıma kızım. Besbelli rahatladı, babasının vahşi bir canavar olmadığını görünce.
-Hadi kızım senin uyku saatin geldi, gelde yatırayım seni.
-Ben yatmıycam daha babaaa! Ühüüüüüüüü!. Ich will noch fernsehen. Ühüüüü! (Ben daha televizyon izleyeceğim)
Didem de seyredebiliyor dizisini, ben niye seyredemiyom? Ühüüüüüü.
-Kızım! Didem neredeyse 14 yaşında, sonra! Bu tip programlar sana göre değil, ayrıca yatma saatin geldi geçiyor bile, hadi kızım diz`ini yatakta da seyredersin, hemde iki dizi`nide seyret. Hadi dedim!

Işte yine gaddar babalığım tutmuştu, ciddiyeti fark eden Dilan, anında kesti sahte ağlama denemelerini, sustu, usulca tuttu elimi...

Ben Dilan`ı yatırana kadar, bitmiş bizimkilerin dizisi, Didem le hanım hararetli-hararetli konusmaya başlamışlar.

-Ya abi ya! Yeter abla böyle şeyler oluyor Türkiye`de diyor, yani bu sadece bir film değilmiş, gercekten oluyormuş bunlar.
Olmuyor dimi abiii? Sie hat doch keine Schuld gehabt (Kızın suçu yoktu ki) Haksızlık bu yaa!
- Valla Didem ne diyeyim sana ben şimdi, neyazık ki oluyor kızım, daha kötüleri de oluyor, bunlar yazık ki bizim gerceklerimiz.

Merakla gözlerine bakıyorum Didem`in, anlasa da kurtarsam kendimi, hiç sevmediğim bu gerçeklerden bahsetmekten.

- Bundan kötü ne olabilir ki abi ?

Eyvaaah! Yine bir patavatsızlık yaptım iyi mi? Hazırda bir konu varken, nerden çıkardım şimdi, daha kötülerini ?

- Eee şey, aslında pek öyle daha kötüleri yok! Hani şey, yani şimdi! Öylesine söyledim işte.
- Abiii, değiştirme şimdi yaaa! Daha da kötü neler oluyor Türkiye de?
- Eh iyi, sen kaşındın kızım, dinle o zaman! Sen zorla evlendirilmek diye birşey duydun mu?
- Nasıl yani! Zorla evlenmek mi olurmus?
- Oluyor Didem! Ne yazık ki oluyor. Bu devirde dahi, hala yaşanıyor bu facialar. Sen yaşlarında ki kızları, deden yaşlarındaki adamlarla, hemde çoğu zaman, akrabalarıyla evlendirenler var; Türkiye`de.
- Nasıl olur ya! Türkiye deki polis uyuyor mu, yasak değil mi böyle şeyler?
- Türkiye`de bazı yöreler vardır, oralarda polisin sözü pek geçmez Didem. O yörelerin kendi kanunları, kendi kuralları vardır.
- Hani, biz Cumhuriyet miting`ine gittiğimiz de, Türkiye`nin modern bir ülke olarak kalmasını, sağlamak için yürümüştük?
Hiç modern bir hali yok ki o zaman Türkiye`nin! Sonra nasıl geçmezmiş polisin sözü! Herkes kendi kanunlarını yaparsa? Kimse kimseyle anlaşamaz ki, birinin yaptığı öbürünün kanununa göre suç sayılır o zaman.
-Tam olarak öyle değil, bak şimdi! Türkiye`nin, hani o çok sevdiğin, büyük, modern şehirleri, turistik yerleri varya, hani istediğin gibi fuarlarını gezdiğin, havuzlarına gittiğin, deniz kenarların da, sahillerin de oynadığın? Işte o Türkiye`nin birde öbür yüzü var.
O yüzün bir parçasını, bugün arka sokaklar dizisinde gördün! O dizinin ismi hiç de yanlış değil, daha çok arka sokaklarda kalıyor bu görüntüler, nasıl Berlin de çeşitli sefilliklerle karşılaşıyorsan? Türkiyede de, bu tip şeyler var.
- Nasıl yani, Almanyada da mı zorla evlendirilen küçük kızlar var?
-Yok! Bazı uçuk kaçık istisnaların haricinde yok, o istisnalara sebep olan insanlarda, süratle yargılanıp hapise atılıyor burda.


- Peki niye Türkiye de öyle olmuyor?


Gelde çik işin içindeeen! Hanım yine, başladı sinsi sinsi gülmeye. Gözlüğünün üstünden bakarak sordu,

-Yardıma ihtiyacın varsa? Dilanı çağırayım!
-Yok ya! Kolaysa sen anlat? Ver bakalım şimdi şu sorunun cevabını. "Niye Türkiye`de öyle olmuyor?" Ne anlatıcam ben şimdi bu kıza?
Çünkü biz müslüman bir toplumuz, Hz.Muhammet`de 13 yaşındaki kızla evlenmiş mi diyeceğim. Yoksa, biz hala bazı yobazlıkları atamadık üstümüzden, onun için aile meclisleri 17 yaşındaki, çocukların eline silah mı veriyor diyeceğim?
Zorla evlendirilen çocuk yaştaki kızlar, koca iskencesinden kurtulmak için kaçtıkların da, öldürülmeleri gerekiyor! Bunun kültürümüzde yeri var mı diyeceğim? Türkiye de hala küçük çocuklar, ailelerinin sosyal güvenlikleri olmadığı için, okumaları gerekirken, çalıştırılıyor mu diyeceğim. Devlet`i yönetenlerin, kendi ihtiraslariyla uğraşmaktan, çalıp çırpıp milleti soymaktan, bu olumsuzluklara çözüm bulmaya vakit bulamadığını mı söyliyeceğim? Türkiye`yi hem içten, hem dıştan kemiriyorlar, Türkiye milletiyle bir bütündür, yani milletide mi kemiriyorlar diyeceğim? Nasıl cevap verirsin yerimde olsan? Söylesene! Üç yanı deniz memleketim de, su sıkıntısı çekiyoruz mu diyeceğim. ABD`ye Irak için yol vermedik, şimdi o Bush denilen p... "öc-alan" mı oldu diyeceğiz? Kızım! Türkiye`de Söz' de kadın hakkı var! Öz`de kadınlar öküzümüz den sonra gelirler* mi diyeceğiz, ne anlatırsın Allah aşkına şimdi bu kıza? Soruyor işte, haklı olarak! Soruyor! Vatandaşı olduğu bu güzel memleketin, arka sokaklarını soruyor? Kırsal kesimi soruyor? 2007 yılındaki ağalıkları, beylikleri soruyor? Kendi kanunlarını yürüten, magandaları soruyor? Madalyonun bir yüzü bakmaya kıyamadığımız kadar, güzel memleketim. Bunu biliyor, şimdi bana öbür yüzünü soruyor? Hadi anlat bakalım!!!


Hani, açtım ağzımı yumdum gözümü derler ya? Işte aynen öyle oldu. Gözlerimi açtığımda oda da benden başka kimse yoktu! Daha sonra hanım yanıma geldi.

" Didem ağladı Okan, çok vardın üstüne konunun. Nasıl düzelteceksin bakalım! "

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..