Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Peki ya bundan sonra?

Peki ya bundan sonra?
 






Dersteyim.

Dersin adı “İşletme”.

Konu : Üretim faktörleri.

Saymaya başlıyorum öğrencilerime tek tek.

Üretim yapmak için gerekli olan faktörlerdir, “ Emek”, “ Sermaye”, “ Doğal Kaynaklar”, “ Teknoloji” ye üretim faktörleri denir…

….

Müfredat dışına kayıveriyorum farkında olmadan; - “ En önemli üretim faktörü –emek-tir arkadaşlar, insanın düşünsel ve bedensel katkılarını içerir diyorum öğrencilerime ve ekliyorum; siz siz olun, sakın emeğinizden ödün vermeyin. Kimsenin emeğinize yan gözle bakmasına izin vermeyin “ diyorum, henüz "hayatın dikenli yollarında yürümeye başlamamış" öğrencilerime.

Yoğun geçiyor günüm. Yoğun günün sonunda yorgun ama mutlu dönüyorum eve. Şu öğretmek duygusu var ya, kendimi hep iyi hissettirmiştir bana.

Bilgisayarımı açıyorum. Can arkadaşımın kumsaldaki kadını için yazdıklarının devamı gelmiş mi diye ilkin O’nun sayfasını tıklıyorum. Karşılaştığım bambaşka bir yazı oluyor. Yanıtını kendimin bile bilmediğim soru yağmuruna tutuyorum kendimi.

Nasıl olur? Neden? Niye?

Yok…

Cevabını bulamıyorum.

Oysa ben O’nu bu sayfalarda tanımıştım, içten, samimi, kendi gibi doğal yazıları aracılığı ile sevmiştim. Aynı şehirde yaşıyor olmamıza rağmen neden daha önce tanışmadık diye hayıflanmış, bizi bir araya getiren bu sayfaların ve platformun varlığı ile duyduğumuz sevinci paylaşmıştık çoğu kere.

Aylar önce “Rakı Şişesinde Balık” a hayran olmuş, devamı gelsin diye destek vermiştim. O’ndan aldığım cesaretle kendim de denemiştim bir şeyler.

Peki şimdi bu yaşananlar ne?

Sansür mü?

Baskı mı?

Bir de hak edip etmeme konusu var böylesi bir davranış biçimini.

Üstelik O’nun çok zaman önce güvenilir üye olduğunu düşünürsek, sorulara cevap bulmak daha da karışık hal alıyor.

Biz bu platforma içimizden geleni tüm samimiyetimizle yazmak için katıldık. Tıklanma kaygımız olmadı bizim. Yazdıklarımız bizi anlattı, hayatın içinden karelerdi paylaştıklarımız. Hayatımızın telif hakkı nasıl kendimize aitse yazdıklarımızın da telif hakkı bizimdi. Alıntıya, kopyaya gerek duymadık.Tıpkı günlük hayatımızda da gerek duymadığımız gibi.

Hiç bitmeyecek bir öykü gibi değil midir aslında yaşadığımız hayatlar? Anlayabilene, değerine bilene her yaşanmışlığın ayrı bir öyküsü yok mudur?

Peki ya bundan sonra ne olur?

….

Günün sonunda, biten günü yorumlarken, kendimi, kendime şu sözleri söylerken buluyorum: “ Aferin kızım, aferin sana, emeğin en önemli üretim faktörü olduğunu öğrettin ya öğrencilerine…”

 
Toplam blog
: 157
: 1671
Kayıt tarihi
: 12.10.06
 
 

İstanbul doğumluyum ama 20 yıldır Antalya'da yaşıyorum. 3 yaşında bir oğlum var ve eğitimciyim. Kend..