Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pelin Batu ile...

Pelin Batu ile...
 

Bugün anladım ki, bir çocuğum olsaydı çıldırırdım heralde.

Yahu bir gün içinde bukadar mı çok bebek-çocuk ile karşılaşır bi adam ya?..

Arap, Zenci ve Türk çocuklar kaynıyordu amiyane tabir ile Sultanahmet meydanında bugün.

Arap, Zenci, Türk, Hristiyan, Budist..

'Çocuk kaynıyordu' desek daha iyi olur.

Asla ve asla 'ırk' diye bir şey yoktur, coğrafya vardır..

Bebek işte!

Ötesi var mı?

Hepsi birer çiçek..

Hepsi birer umut..

Hepsi birer gelecek..

Hepsi birer yeni dünya..

Hele bi Afrikalı kadının Beyazıt meydanında bir tarafta incik-boncuk satarken, diğer yanda sırtına kumaş parçasıyla geleneksel bağı ile bağlı çocuğunun uyku halini görecektiniz.

Dadikalarca uzaktan o bebeği izledim.

Gözlerimle sevebildim ancak.

Sultanahmet'e inişimde her zaman olduğu gibi her gittiğimde ayrı haz aldığım ayrı keyf aldığım bir ortamda yaklaşık ikibuçuk üç saat gezindikten sonra Çemberlitaş'ta sık sık uğradığım ve sevdiğim tarihi medrese içindeki otantik nargile-çay kafeye girdim.

Yer bulmakta zorlandığım mekanda sadece bir bayan ve arkadaşının oturduğu yerde boş yer buldum ve izin alarak oturdum..

Odun ile pişirilmiş çaya doymak ne mümkün..

Bir çay..

İki çay..

'Zıırr..' 

Minik çalar saatım durmak bilmedi..

Bitmiş pili değiştiren amca, ayarını yanlış yapmış olacak ki, zııırrr zıırrr.. ötmeye başladı ikinci çayın ortasında..

Susturayım dedim saatı..

Susturamadım, beceremedim..

Yanımda oturan bayan (bayan kadın itham farklılıklarını bazı kişiler tarafından eleştirilmekte olduğunu bilirim. ama bu kişi o tür eleştirilere muhatap bile olmayacak derecede egosunu aşmış biri olduğunu düşünuyorum.) benden rica edip saati susturabileceğini söyledikten sonra aldı ve susturdu.

Kadının doğal davranışına sevindim ve teşekkür etmek için göz göze geldiğimizde tanıdık geldi sanki.

Sormadan edemedim.

- 'Sizi bir yerden tanıyacağım, medyadan heralde?'..

- 'Evet' dedi..

- Ya, bi dakka..bi dakka..

- (alçak ses tonuyla) Pelin.. dedi

Batu'yu ben tamamladım..

Pelin Batu'ydu arkadaşı ile birlikte yanımda oturan ama bir an toparlayamadım kendimi..

'Pelin Batu neden böyle bi ortamı tercih etsin marka cafeler dururken' dedim kendime ama toparladım sonradan.

Ama evet..

Medyada farklı biri olarak tanımış olduğum Batu, farklılığını ancak böyle ortaya koyabilirdi..

Farklı..

Doğal..

Olduğu gibi bi kadın..

Adımı sordu.

'Ben de Pelin' dedi..

Tanıştık..

(Aramızda kalsın, güven verici el sıkışını tuttum arkadaş..Kadın erkek ayırmaksızın tokalaşmaya önem veririrm. İnsanın insana güvenin ilk ifadelerden biri olduğunu söylerim hep )

Üçüncü çayımı içip mekandan ayrılmadan önce kısa sürede, ülkeyi dünyayı insanları ve sanatı konuştuk..

Bebekleri geçmedik tabiki de..

Bir iki arkadaşımdan duymuştum geçmiş dönemlerimde ama, kısa tanışma sonrasında ilk defa bir insandan sevgi dolu insan olduğumu söyleyen biri ile karşılaştığımı söyleyebilirim..

Mutlu oldum tabi..

Düşüncelerimizin örtüştüğünü hissettim..

Mutlaka ziyaretime geleceğini söyleyen Pelin Batu'ya buradan sevgilerimi gönderiyorum..

Bazı arkadaşlarım 'düz adam' olduğumu söylerler Pelin hanım..

Valla ne yalan söyleyeyim ufak-tefek buldum sizi. Medya'da göründüğünüz gibi değilsiniz..

Ama düşüncelerinize sıra gelince, kocamansınız..

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..