Pembe gözlük

Biz kadınların, erkeklerin gözünde karmaşık bir varlık olduğunu hep duymuşuzdur. Özellikle konu duygusal ilişkilerse. Aslında bana kalırsa bu okadar da karmaşık değildir. Biz kadınlar söz konusu ilişki olduğunda hemen pembe gözlüklerimizi kuşanır, muazzam bir hayal gücüyle var olmayanı var oldurup tüm normal sözlere anlamlar yükleyerek kel alaka durumlar yaratırız. Sanki hepimiz birer davranış inceleme uzmanları ya da çeviribilimcilerizdir. Bunu bir iki diyalogla örnekleyelim ;

 

KADIN:Kızlarrr! Koşun koşun.Bay X Face 'de komik bebek videosu paylaşmış.

KIZLAR:Gerçekten mi? İnanmıyorumm!

KADIN:Evet bakın. Resmen evinin hanımı, çocuklarının anası olmamı istiyor. Bakın bakın yorum da yapmış.

KIZLAR: Oha yoruma gel. "Hyatımda gördüğüm en harika en sevimli şey."

KADIN: Aşkım benim ya. Bana gönderme yapıyor. Neticede hayatındaki tek bebeği benim.

KIZLAR: Ayyyyyyy ne romantik!

 

İşte bu yarattığımız kel alaka duruma bir örnek. Gelin bi de şuna bakalım;

 

ERKEK: Bak Bayan X. Ben bu uzatmalardan çok sıkıldım. 90 dakikada gol olmadıysa zaten bir daha da olmaz. Diyorum ki, bu maçı bitirelim ve önümüzdeki maçlara bakalım. He ne dersin ?

 

KADINCA: Aşkım bu yanlızlık da bir yere kadar. Bu iş 30'umuzda oldu oldu, olmadı... Diyorum ki, bu bekarlığa son verelim ve birlikte önümüzdeki mutlu günlere bakalım. BENİMLE EVLENİR MİSİN! Evet evet evet!

 

Her kadın beyaz atlı prensinin bir gün gelip kendisini bulacağının hayaliyle yaşar. Şu daha gerçekleşmemiş durumda bile pembe gözlüklerimizi takıyormuşuz meğer. Bu atın illa beyaz olması şart mı yani. Şahsen benim atın rengini umursamayacağım, atla veya yayan hiç farketmez ve hatta nefes alsın yeter dediğim zamanlar olmuştu. Gerçi hangimizin olmamıştır ki. Hepimiz hepi topu GERÇEK BİR AŞK istiyoruz ya, işte bu; çoook katlı, hem bitter hem sütlü hem de beyaz çikolatalı, üstünde tüm şekerlemeleri ve süsleri olan meyveli kocamaaan, büyülü ve gerçek dışı bir pasta. Hadi yapmayın ama gerçeklikten söz etmiyor muyduk? Hem cam kenarı hem koridor olmuyor malesef. Ama bizi bu gerçekleşmesi düşük ihtimal olan taleplerde  bulunmaya mecbur kılanların suçu. Ve ben bu suçluyu buldum. HOLYWOOD. Evet ta kendisi. Tüm o romantik ya da romentik komedi filmlerinde, Allah'ın boş bir gününe denk gelip özene bezene yarattığı bir erkekle beklenmedik, komplike bir karşılaşma, huysuz ama tatlı bir tanışma ve ardından eğlenceli bir o kadar da sıcak flirtleşmeler gelir ve daha sonra yerini yanlış anlaşılmalara maruz kalmış ve dramatize edilmiş acı bir duruma bırakır. Endişelenmeyin sonunda gerçek kabak gibi ortaya çıkar ve bizim esas taş oğlan kızımızı alır götürür. Mamafih işte MUTLU SON.

 

Biz de sonunda kendimizi ağzımızın sularını silerken ya da histerik ve pşisik olanlarımız varsa gözyaşlarımızı silerken buluruz. Ve zaman kaybetmeden pembe gözlükleriimizi kuşanır, silahımız hayalgücünü de yanımıza alır, başlarız Alain Delon, George Clooney ya da Brad Pitt avına. İşte ağzımıza bir parmak bal çalarak gözümüze pembe gözlükleri taktırıp sonra da Kadınlar ne ister. Erkekler ne söyler kadınlar ne anlar gibi filmlerle bizleri anlaşılması zor ve karmaşık varlıklarmışız gibi gösterenlere sesleniyorum. Bizim istediğimiz şey aslında oldukça basit. Biz, birinin gelip pembe gözlüklerimizi çıkartarak asıl gerçeğin karşımızda duranın ta kendisi olduğunu görmemizi sağlayan birini isteriz sadece. İşte dediğim gibi bu okadar da karmaşık değilmiş. Son olarak nacizane bir nasihatım olacak. Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı sözüne dayanarak gelin sahip çıkalım bizim dozunda maço türk erkeklerimize ve hanım hanımcık kızlarımıza :)) 

 

Seda Gürses