Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pembe Kurdela

Pembe Kurdela
 

netten alıntı.


Hava çok sıcak. Sanki yattığım yatağa yapışıyorum. Uyku tutmuyor bir türlü. Ne yapsam acaba? Hava biraz serinlese uykuya dalabilirim belki. Sonunda dayanamayıp balkondaki sedire uzanıyorum. Burası da çok sert ama olsun içeriye göre daha serin. Neyse sızıp kalmışım, uyumuşum.

Yüzükoyun uyurum genellikle, gene öyle olmuş. Darmadağınık yatmışım anlaşılan, uyandığımda geceliğimi düzeltmeye çalışırken elim sağ memeye çarpıyor. O da ne!! Göğsümde bir şey var. Sert bir şey. Başlıyorum dokunmaya, bir taraftan da en son ne zaman kontrole gittiğimi düşünüyorum. İki yıl oldu galiba. Tekrar kontrol ediyorum. Evet evet bilye büyüklüğünde ve oldukça sert bir şey var. Yuvarlaklığını bile algılayabiliyorum , bayağı bayağı bir şey var mememde. Memenin dokusundan farklı bir şey. Yok canım diyorum önce , adet dönemim yaklaştı, hava değişimi, yer değişimi vücudumda şişlik olabilir deyip, diğer memeyi kontrol ediyorum. Tamam onda bir şey yok. Ama bunda bir şey var, acayip bir şey var .

Annem nasıl tespit etmişti acaba, ilk acayipliği. Düşünüyorum, annemin son zamanlarını. Hem doktor , hastalıkların genetik yapıdan dolayı 6 ayda bir kontrole mutlaka gidin dememiş miydi? Yok canım, ben değilimdir. Ama ya kanserli hücre varsa, hem Aysel’de banyoda tespit etmemiş miydi? O da farklı bir sertlik diyordu, taş gibi kaya gibi bir şey diyordu. Evet benimki de öyle, taş gibi kaya gibi bir şey. Yok canım bana bir şey olmaz…

Öğleden sonra Deniz geliyor. Deniz Adana’dan öğretmen arkadaşım. İzmir'li kendisi annesinin yanına tatile gelince , eski dostluğu yeniden yeni yaptık. Gerçi hiç eskitmemiştik ki... Beş on dakika kakara-kikiriden sonra , mememde bir şey var diyorum. Kocaman açıyor gözlerini , korkutma Leyla, n’oluyor Leyla , su ver Leyla… deyip tekerleme gibi sözler söylüyor. Ya bi dokunsana , yanılıyor muyum acaba diyorum. Dokunuyor, hadi kalk doktora gidiyoruz diyor. Israrla ikna ediyorum Pazartesi gideceğiz tamam. Hı hı biliyorum ben seni, nasıl sağlığına dikkat ettiğini deyip, sağlığıma önem vermediğimi iğneliyor.

Pazartesi'yi bekliyoruz. Kızımın hüzünlü sözlerini, ağlamaklı bakışlarını bir kaç azarlamayla bertaraf ediyorum ama kafamdan soru işaretlerini bertaraf edemiyorum. Annemin kemoterapileri aklıma geliyor, sonrası ne hale geldiği, tedavi sürecinin ne kadar zahmetli olduğunu biliyorum. Çekilen acıları saymıyorum bile. Sonra annemin hayata ne kadar güler yüzlü baktığı aklıma geliyor. Kötü oluyorum ama çaktırmıyorum. Ellerim habire sütyenimin içine gidiyor, bir sağdakini bir soldakini kontrol ediyorum. Deniz’e yakalanıyorum bu kontrollerde, gülümseyerek iyi oyuncak buldun kendine diyor, gülüşüyoruz... Sonra Deniz’i ben yakalıyorum , mırıldanıyor, bildiği bütün duaları okumaya çalışıyor.

Pazartesi doktora gidiyoruz, mamografi sonuçları bize nefes aldırıyor. Hiçbir şey çıkmıyor. Ama ultrasonografide iki memede kistler görünüyor. Üstelik soldaki, hiç görünmeyen, elle tespit edemediğim ; ciddiye alınacak kadar büyük ve biraz daha büyürse alınması gerektiğinden söz ediyor doktor. Kanserli hücre görünmüyor. Korkacak bir şey yok diyor. Sanki kocaman bir dağ omuzlarımdan kalkıyor. Ama iki ayda bir kontrole çağırıyor beni. Kağıtları imzalarken soruyor bana, göğüslerinizi çok mu kontrol ettiniz diyor. Neden diyorum, sol memede kist içi kanama var diyor. Ama önemli bir şey değil korkmayın. Sadece bastırmadan kontrol edin diyor. Peki deyip, iki ay sonraki kontrol günümü tespit ediyoruz. Dışarı çıkıp, beni bekleyen Deniz’e olanları anlatıyorum. En son göğüslerle çok oynamayacakmışım diyorum, gülüşüyoruz.

Üç günde , hani hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti denir ya, aynı öyle oldu. Hiçbir şey planlamamaya ve yaşanan günde kendime abuk sabuk kederler yaratmamaya karar veriyorum. Sonra İlkoku lda Kanser Haftası'nda duvarlara asılan afişler aklıma geldi.

Kanserden korkma, geç kalmaktan kork.

Her şeye geç kalan ben, umarım böyle bir şeye geç kalmam.

Sağlıkla kalın.

Leylim.14.10.2010

 
Toplam blog
: 105
: 670
Kayıt tarihi
: 18.10.07
 
 

Karlı bir kış günü, yaşam denilen bu yola düşmüşüm. Yürümüş yürümüş de bir arpa boyu yol alamamış..