Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '09

 
Kategori
Deneme
 

Pencereden bak beni, beğenirsen al beni

Pencereden bak beni, beğenirsen al beni
 

Belki farkında değiliz ama hayatın büyük bölümü pencereler yanında geçer. Evde, işte, okulda, vapurda, dolmuşta kısacası kapalı her mekânda kendimizi en rahat hissettiğimiz yer pencere kenarlarıdır! Pencereden sokağa bakarak güne başlanır, hava- yol durumu tahmini yapılır, hele birde denk gelirse yağmurun, karın yağışında en güzel seyir yeri olur doyamazsınız…

Pencereden pencereye bakarken ne aşklar doğmuştur kim bilir? Sevdiğini görme ümidiyle aynı sokaktan kaç kez geçmiştir bıçkın delikanlılar. Yol bekleyenler, ayrılıklar, el sallayıp gözyaşı dökmeler, mektup alıp vermeler, hatta dedikodular hep pencere yanında yapılır. Güne orda başlanır, gazete mecmua okunur, bulmaca orada çözülür, çaylar yudumlanır...

Yaşam tarzından tutun da, pencere yapım çeşitleri, pencere kullanım biçimleri bile farklılaştı günümüzde. Çerçevelerine sünger çekilip ses geçmesin, soğuk girmesin diye bin bir uğraş verilen eski ahşap doğramaların yerini PVC pencereler aldı. Değişen sadece pencereler mi? Eski kalın kadife perdeler yerini, Ahşap perde, Jaluzi perde, Japon perde, Stor perdelere bıraktı.

Bir mesaj verme aracı olarak kullanıldı kimi zaman! Perdeler sıkı sıkıya kapalıysa veya bir taraftan açık bırakıldıysa sanki bir yerlere evde varım- yokum mesajı veriliyordu. Yoksa evde olmadığını bildiğiniz birine kim niye "Pencerenin perdesini, aç bana göster yüzünü" diye yakarsın ki?

Pencereler evin sessizliği ile sokağın gürültüsüne perde çekendir. Yalnızlığın ve yaşlıların mekânı olur bazen. Anneler çocuklarını pencereye oturtur, genç kız yavuklusuna oradan işmar eder, evin minnoşu pencere kenarında vakit geçirir. Hep birileri beklenir. Bir postacı, bir koli, belki tanıdık biri kapıyı çalacak, önce pencereden bakılacak sonra kapılar açılacak.

Kimse pencerenin yokluğuna tahammül edilmez. Her kapalı mekânın bir penceresi bulunur uçak, tren, gemi, otomobil, otobüs… Penceresiz bir odada kalmak, uyumak boğar insanı, bir yerlerden ışık girsin, aydınlık olsun istenir. İş yerinin en prestijli köşeleridir. Herkesin gönlünde çalışma masasını pencere kenarına çekmek yatar. Çünkü, pencereler dış dünyaya açılan gözler gibidir.

Pencerelerden dışarı bakmak, evden, sahilden vapurlara bakmak, işveli bir güzelin ardından bakakalmak, telaşla koşuşan insanları peşinden dalıp gitmek, patlak top peşinde koşuşan çocukları seyretmek bile farklı duygular uyandırır, hepsinde başka başka heyecanlar yaşanır.

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..