Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

22 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Perçem düştü

Perçem düştü
 

Gazetelerde yayınlanan siyasi söylemlere bakarsanız, AKP iktidarı artık herşeyi açık oynama kararı vermişe benziyor. Bir zamanlar dokunulamıyan konulara tek tek dokunuyor devletin temel niteliklerinin değişmesini açıktan dillendirebiliyor. Aslından istediği, 1923 de kurulan Cumhuriyeti,  bazılarının ılımlı islam cumhuriyeti adını taktıkları'' şeye''  dönüştürülmek istiyor. Ayrıca bu durumu sağlamlaştırmak için kürtler tarafından inatla tırmandırılan bağımsız devlet isteklerine bir taraftan göz kırpar gibi yaparken diğer taraftan en üst düzeyinde, milliyetçi söylemleri de bulduğu her fırsatta söylüyor. Amaç Kürt oylarının fazla olduğu bölgelerde daha fazla milletvekili çıkarmak,  MHP den oy koparmak ve sonunda, TBMM de Anayasa değiştirmek için gerekli sayıyı tutturmak. Bunun için yıllardır inatla hazırlanan adımlar atılmaya başlandı. Örneğin kamu da türbanın serbest bırakılması, her türden baskıyla ve milli eğitim sistemini altüst ederek normal liselerin ve ortaokulların imam hatibe çevrilmesi, giyim kuşam ve yaşam tarzıyla ilgili her türden baskının artması artık gündelik olaylardan kabul ediliyor ve aldırılmıyor . Sık sık, üstelik AKP genel başkan yardımcısı düzeyinden.  ne olur yani okula başörtüsü takıpta gitseler, veya şimdilik kapsam dışından bırakılan, polis asker ve yargı, neden başörtüsü takmasın, ne olur kime zararı var söylemlerine artık hergün rastlanıyor. 1923 den beri çoşkuyla kutlanan milli bayramlara bazı yönetmelik değişiklikleriyle kısıtlamalar getiriliyor. Bu arada bazı AKP milletvekilleri kantarın topuzunu iyice kaydırarak ilk okullarda da baş örtüsü takılmasını söyleyecek kadar ileri gidebiliyor, üstelik ne olur yani müdür örtülü, öğretmen örtülü talebe örtülü olabilir diyerek...
 
Benim bildiğim kadarıyla 1923 den yana ilk kez bu ülkenin Cumhurbaşkanı, taşıdığı sıfatla, diğer bir deyişle Cumhurbaşkanı sıfatıyla suud kıralının davetlisi olarak hacca gidiyor. Bu nasıl iş hani Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın değiştirilemez hükmündeki laik ifadesinden bahsetmeye kalkan benim gibi münafıklar için hemen ikna mekanizmaları çalışmaya başlıyor. Badem bıyıklı genelde sakallı, bej tonlarında takım elbiseli, biri sizi karşısına alıyor bak aziz kardeşim diyor o maddede Cumhuriyetin temel niteliklerinden birininde demokratik olduğu yazılı ne olur yani sayın Cumhurbaşkanı hacca gitmişse, her müslümana farz olan bir şey, kime ne zararı var. Arada sırada bunun tersi oluyor, kumaş pantalonlu, yanlış beslenme nedeniyle kilolu ve göbekli biri karşınıza dikiliyor burası müslüman ülke, Cumhurbaşkanı  niye hacca gitmeyecekmiş lan diye başlıyor ve devam ederseniz kesinlikle dayak yiyiyorsunuz...
 
Tarlabaşında eli satırlı bir adam demokratik ülkelerde ve yasalara göre Türkiyede, basit toplumsal olayların birinde elinde satırla, gelen geçeninin arasına dalıyor, yakalanıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor ve hemen yurtdışına kaçıyor. Polisin olaylar sırasında aşırı güç kullanması sonucu ölen birinin yakalanan failleri delillerin yetersi oluşu nedeniyle hızla beraata doğru gidiyor ve ölen öldüğü ile kalıyor.
 
Ankarada suları kesildiği için iski kapısına dayanan vatandaşlar orada neredeyse ayni giyimli( Gravatsız takım elbise veya kumaş pantalon üzerine beyaz gömlek) bazı kişilerden dayak yiyiyor, neden böyle yaptınız diye soranlara biz vatandaşız buraya siyasetin girmesini istemiyoruz cevabı veriyorlar ve hemen sonra da İski binasından içeri, tebrikleri kabul ederek giriyorlar.
 
Daha pek çok örneği verilebilecek olayları anlatmanın pek yararı yok.Peki o zaman hedef ne ona bakalım;
 
Aslında uzun zamandır toplum sizinkiler bizimkiler olarak ikiye ayrılmıştı. Ancak bu durum AKP iktidarı tarafından sadece kadrolaşmayı ve sermaye transferini tamamlamak için kullanılıyordu. Bu noktada her ikisininde sonuna geldiği hesaplanınca, AKP kurmayları bir sonraki aşamaya geçmeye karar verdiler ve bunun fitili bizzat Başbakan tarafından gezi olayları sırasında, ''ben şimdi kalan %51 i nasıl sakin ve içeride tutacağım'' söylemiyle ateşlendi. Anayasanın ikinci maddesine aykırı söylemler ve de icraatlar arttı, eline sopa geçiren sokakta karşıt fikirli arayıp bulup döver oldu. Radyo ve televizyonda daha az siyasi, daha çok dini içerikli yayınlar reyting yaptı, Spikerler, köşe yazarları karşıt fikirleri yüzünden işten atıldılar. Balyoz adını taktıkları dava Yargıtay aşamasını geçti deniz kuvvetlerinde amiral, hava kuvvetlerinde pilot kalmadı. Davutoğlunun engin deneyimi ve bilgisi sayesinde kavgalı veya küs olmadığımız komşu kalmadı. Kimse Türkiyenin söylemlerini ciddiye almamaya başladı ABD ilişkileri bozuldu AB  tam üyelik çalışmaları ise artık yok.
 
Zannetmeyin ki kara kara şeyler anlatıp içinizi kapkara yapmaya çalışıyorum. AKP iktidarının 2023 hedeflerine uygun olarak Türkiye hızla ilerliyor, ama nereye doğru işte bütün mesele bu... Sanıyorum AKP iktidarının perçemi düştü... 
 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..