Perdeler açılırken

Tiyatro severlerin büyük bir özlemle beklediği günler, en sonunda gelmek üzere: PERDELER AÇILIYOR.

Tiyatro sahneleri, hiç şüphe yok ki oyuncuların en doğal halleriyle izleyicilerin karşısına çıktıkları büyülü ortamlardır. Tiyatro oyunları, gerçek hayatın sahnelere âdeta birer yansımasıdırlar. Devletin üzerilerinden çektiği desteğe inat, yine de yaşamlarını sürdürmeye büyük bir azimle devam eder; tiyatro sahneleri. Hem de halktan aldıkları, üstelik her geçen gün biraz daha artan bir destekle birlikte…

Yaprak Dökümü, Hırçın Kız, Kamyon… ve daha diğerleri. Bunlar daha önce benim izlediğim, ve de çok beğendiğim oyunlardı.

Geçen Cumartesi günü yeni tiyatro sezonunun oyunları hakkında bilgi sahibi olmak için, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’ne gittim. Önümüzdeki ay, yeni oyunlar sergilenecek tiyatro sahnelerinde: Eskici Dükkanı, Ceza Kanunu, Düş ve Klarnet, Barut Fıçısı, Çılgın Dünya, Rumuz Goncagül.

Tiyatroya henüz program katalogları gelmemişti. Oyunları, cep telefonuma not ettim. Oyun seçimini ve bilet alımını daha sonraya bıraktım.

İstanbul’da yaşamak; birçok sosyal faaliyeti takip edebilmek açısından önemli bir avantaj teşkil ediyor. Özellikle de tiyatro oyunları ve diğer kültürel faaliyetler için. Çünkü bir sahnede gidemeyip, göremediğimiz bir oyunu; ileri bir tarihte, İstanbul’un bir başka sahnesinde gidip, izleme şansına sahip olabiliyoruz.

Kültürlü bir toplum olabilmemiz için, tiyatrolar ayakta kalmalı. Tiyatrolara ve sanata, toplum olarak biraz daha destek olmalıyız.

Haydi, hep beraber tiyatroya. Sanata…

“Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”