Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '12

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Performans'a farklı yaklaşım

Performans'a farklı yaklaşım
 

Huzuru arayanlara


 Performansa farklı bakış

Daha çok üretip daha çok kazanmayı temel gaye haline getiren akılcı toplumda performans denen maddi tasma ve psikolojik baskı asrın yarası haline gelmiştir.

Son yıllarda CEO yolsuzlukları, hedefi tutturmak için hile ve spekülasyon yapan gelişmiş ülke yönetici ve uzmanlarını basından takip edenler ne demek istediğimi anlamışlardır.

Yapılan analizlerde zaman baskısıyla çalışan insanlarda yalan söyleme eğiliminin arttığı görülmüştür. İnsanlar sınırsız hıza ve çalışmaya zorlanmakta ruh ve kalbini kanatacak kırbaçlar havada uçuşmaktadır.

Sebep nedir?

Bir dönem için verilen hedefin gerçekleştirilmesi.

Sonra?

Yeni hedef ve onunda gerçekleşmesi.

Ya olmazsa?

Ceza, işsizlik, kötü adam rolü, değersizleşme, gelir mahrumiyeti.

Onu da başarırsam?

Yorgunluğuna şimdilik değecek bir prim.

İnsana eski çağda karnını doyurmak için çalışan varlık olarak bakılırdı. (Sümerler) Gelişen zaman içinde (birkaç  yüzyıl sonra) barınma ihtiyacı da eklendi. (Mısır – Babil) 19. Yüzyıl sonuna gelindiğinde insanın önceliklerini belirleyen bir hiyerarşi tablosu çizildi.[1]

Elbette bu çerçeve insanı anlatmaya yetmez ve bunlar yazıldığı için insan budur demek değildir.  İnsan sosyal ve psikolojik yönleriyle binlerce karmaşık işlem yapısına sahiptir. Her gün aynı olaya aynı tepkiyi vermesi beklenmeyen insan binden fazla toplumsal olayla beraber yaşamaktadır. Yağmura üzülen, kaçırdığı otobüse kızan, evine bağlı olan, çocuğuna bile ters davranan insan modelleri vardır. İnsan ne yazık ki bütün davranışlarını tüm zamanlarda aynı şekilde sürdürmez. Beklenmeyen o kadar çok tepkiler gösterir ki, bu yönüyle insanı binden fazla toplumsal faaliyet içinde zengin davranış yapısına sahip olarak kabul ederiz ve henüz her fiilin ve gerekçesinin tam anlaşılabilir olduğunu söylemek mümkün görünmediğinden “insanoğlu” der, “çiğ süt emmiş” der geçeriz.

Hayvanlar ise yaklaşık 10 toplumsal olay içinde yaşarlar ve hangi hayvanın ne zaman ne tepki göstereceği kolay tahmin edilir.

Vicdani gelişimin yüksek olduğu toplumlarda yardımlaşma, tebessüm, iyilik, dayanışma daha fazla olduğu gibi belli misyon ve bir davaya inanmış toplulukta fedakarlık, çalışma gayreti, başarma azmi en zirveye çıkmaktadır. Akılcı toplumlarda ise menfaat önde olduğundan yardım ve iyilik duygusu giderek azalmakta ve hatta dünyaya gelmesine sebep olan anne babaya karşı bile maddi çıkar ilişkisi gözetilir hal almaktadır.

Oysaki bir havuç destesinden ibaret olan maddi teşvikler akıl toplumunda kısa vadeli huzur ve mutluluk sağladığından belirli yaşa gelip boş şeyler için gençliğimi tüketmişim pişmanlığı ile şiddetli tokat yemektedir.

Sağlığı gitmiş, psikolojik tedaviler başlamış, panik, depresyon kalıcı hale gelmiş bir insan durumuna düşmektedir.

Neden? Hedefi gerçekleştirmek için hile  ve oyunlara başvurmuş, gayri meşru yönelişlere müsaade etmiş bazen kendi olmaktan çıkıp, maske kullanmış olan bu insan “ben kimim ve bu hal neyin nesi?”[2]demeye başlamış olduğunda artık çok geç olmaktadır.

Bunların yanında erken yaşlanma, alkol, zararlı alışkanlıklar, vicdan azabı, yakın arkadaş azlığı ile karşılaşmış olan insan maddi kazanç için pek çok değer ve prensiplerinden vazgeçmiş olmakla belki mutlu bir yuva kurmayı bile başaramamış, her sabah sevgili çocuğuyla baş başa kahvaltı yapamadığı gibi akşam yemeğini aile sofrasına çevirememiş olmanın acısını yaşayacaktır. Hatta eşinden ayrılmak zorunda kalıp kariyerine ve hırslı performans temposuna yapışan çalışma hayatı.

Şimdilerde yine felsefesi yapılan iş ve aile hayatı dengesi nasıl kurulmuştur? Örnekleri var mıdır?

Altın insanların yaşadığı asr-ı saadette mutlu çalışan ve mutlu tüccar vardı. İşçinin güç yetiremeyeceği işlerde yardım için koşan mal sahibi ve hayvanlara dahi gücünün üstünde yük yüklemeyen anlayış hakimdi.

İslam’ın insanlara anlatılmasına karşı çıkan ordulara kılıçla cevap veren ve inancın gücü ve azmiyle kendi sayısından 3-5 kat güçlü ve kalabalık orduları, imparatorlukları sarsıp yıkan azim ve kahramanlığın motivasyonu neydi?  Bu inanç ve misyona bağlılık azalınca davullar, kösler, mehterler, marşlar, şiirler devreye girmiş ama o etkinin yarısını bile yapamamıştır. Hatta öyle zamanlar olmuştur ki, bu kadar cümbüş ve güce rağmen daha zayıf ordulara yenilmeye başlanmıştır. İnanç zayıflamış, azim tükenmiş, kalpte güç kalmayınca bilekler ve ayaklar titrer olmuştur.

Performans havucu ancak kısa süre için manevi coşkunluk ve çalışma isteği oluşturabilir. Kaldı ki, zenginler arasında vakıflar, yardım konserleri ve yemekleri neden yayıldı. Bu alanda bir şeyler yapmak insanı daha mutlu ediyor. Hatta multi zengin insanlar yardım kuruluşlarında gönüllü çalışmak için zaman ayırıyor, onları mutlu ederken kendi insani değerlerinin haz duyduğunu ve lezzet aldığını hissediyor. Maddi bir karşılık beklemeksizin ayda bir gibi belirli periyotlarla buraları ziyaret edip ihtiyaçları karşılıyor. Ne için çalıştığını ve neye hizmet ettiğini bilenler istenen çalışma etkinliğini ve verimini sağlayacaklardır.

Aksi halde maddi çıkar peşinde geçen koşuşturma insanları yapay başarı göstergelerine itecek, aldatan ve aldananlar çoğalacaktır.

Neden şimdi insana bu kadar yüklenme var?

Niçin varlığını işe adaması istenen bir insan modeli tanımlanıyor?

Çalışma isteği içten gelen bir tahrik olduğunda o azim ve coşku en iyisini yapmaya yeter. Eğer bu istek yapay ve daha çok maddi menfaatlerle geliştirilmeye çalışılır ise hırs, gayreti kamçılar ama çok yaralar açar. Değerler yok sayılır, saygınlık azalır, hile, yalan artmaya ve toplumu bozmaya başlar. Ürünler; sahte, korsan, bozuk, çürük, eksik demeye başlarız.

Muammer Murat

İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanı (5.10.2012)

 


[1]ABD’li psikolog Maslow’un hiyerarşi farazisi; 1. fizyolojik ihtiyaçlar (beslenme, barınma) 2. Güvenlik 3. ait olma ve sevgi 4. Saygı 5. kendini gerçekleştirebilme

[2]N.Fazıl Kısakürek

 
Toplam blog
: 163
: 4552
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

1965 yılında Erzincan'da doğdu, İzmir'de yüksek eğitim alıp, devlet memuru oldu. 5 yıl süreyle bi..