Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '09

 
Kategori
Kentleşme
 

Perge – Antalya – Kaş ve Patara kıyı koridorunda son 15 yılın değerlendirilmesi...

Perge – Antalya – Kaş ve Patara kıyı koridorunda son 15 yılın değerlendirilmesi...
 

Perge Antik kenti giriş kapısı


8-9-10 Ekim 2007,

Mağosa, KIBRIS,


INTERNATIONAL GAZIMAGUSA SYMPOSIUM 2007;

MEDI-TRIOLOGY 2 : Coastal Settlements, Culture, Conservation,


AKDENİZ ÜÇLEMESİ-II- KKK : KIYI YERLEŞİMLERİ – KÜLTÜR – KORUMA

KORUMA’NIN YASAL, YÖNETSEL, PLANLAMA VE KÜLTÜREL BOYUTLARI:

PERGE-ANTALYA-KAŞ-PATARA KORİDORUNDA KORUMANIN SON 15 YILININ DEĞERLENDİRİLMESİ, SONUÇLAR VE ÖNERİLER


ÖZET

Bu bildiride, 15 yıldır çalışmakta olduğum bölge olan Perge – Antalya – Kaş ve Patara kıyı koridorunda, korumanın planlama, politika ve kültürel boyutları verilecek, son 15 yılın genel bir değerlendirilmesi yapılarak sonuçlar ortaya konacaktır.

Bu kapsamda; Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi ile Antalya-Perge arasında yer alan, korunmaya değer önemli doğal, arkeolojik ve tarihsel/kültürel değerleri barındıran Alt Bölge’de; “Sürdürülebilir ve Bütünleşik Koruma”, “Havza Koruma”, “Kıyı Yönetimi”, “Kıyı Planlaması” ve “Turizm Planlaması” na girdi verecek yasal, yönetsel ve fiziksel önerilerin geliştirilmesi hedeflenmiştir.

Bildirinin amacı; Antalya’nın doğusundaki Perge’den başlayarak, Patara’ya kadar ulaşan yaklaşık 200 kilometrelik kıyı bandı gerisinde doğal, arkeolojik, kentsel ve tarihsel çevre korunmasına ilişkin durum saptaması yapmak, başlıca güncel sorunları ortaya koymaktır.


ANAHTAR SÖZCÜKLER

Tarihsel Çevre, Doğal Çevre, Doğal Sit, Arkeolojik Sit, Kentsel Sit, Çevre Koruma, Koruma Planı, Kültür Bakanlığı.

I. KAPSAM

Ülkemizde 1980’den sonra çıkartılan Turizmi Teşvik ve Toplu Konut Yasaları ile kıyılarda ve doğal, tarihsel ve arkeolojik değeri yüksek olan kesimlerde koruma değerlerini tahrip edici, yer yer plansız, yoğun gelişmeler yaşanmıştır.

Perge’den Patara’ya kadar olan kıyı şeridinde, Antalya, Faselis, Olimpos, Termesos, Kaş ve Patara gibi Antik Dönemde PAMFİLYA (Pamphylia) ve LİKYA (Lycia)’nın önemli Antik Kentleri bulunmaktadır. Ayrıca pek çok doğal değer (Kıyılar, Falezler, Ormanlar, Milli Parklar, Tabiat Parkları vd) bulunmaktadır. Adı geçen antik kentler ve yakın çevreleri I. ve III. Derece Doğal ve Arkeolojik Sit Alanları olarak belirlenmiştir. Antalya ve Kaş’ta kentsel sit alanları da bulunmaktadır. 2863 (3386–5226) Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası uyarınca, 1984 sonrasında tüm sit alanlarında, 2 yıl içerisinde “Koruma Planları”nın yapılması gerekli iken, bazı yerlerde koruma planlarının hiç hazırlanmadığı, bazı yerlerde ise uzun yıllar süren bir süreç yaşandığı gözlenmektedir.


II. PERGE’DEN PATARA’YA ANTALYA KIYI ŞERİDİNDE KORUMANIN SON 15 YILI:

“Sürdürülebilir ve Bütünleşik / Entegre Koruma” kavramı; çok disiplinli yaklaşımı, tüm ilgililerin katılımını ve etkin ortaklığını destekleyen; biyolojik, kültürel ve eko sistem faktörleri tarafından etkilenen türlerin, dinamiklerin ve çevresel koşulların çoğunluğunu paylaşan, doğal topluluk gruplarını içine alan küçük coğrafi alanlardaki biyolojik çeşitliliğin korunmasını içermektedir (http://www.ioc.unesco.org).

Günümüzde; Perge’den Patara’ya kadar uzanan 200 km.lik kıyı şeridinde ve gerisinde sürdürülebilir ve bütünleşik bir koruma yaklaşımı bulunmamaktadır. Parçacı yaklaşım ve uygulamalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Koruma Kurulları ve Yerel Yönetim kararları ile sürdürülmekte, bu da yer yer doğal, arkeolojik ve tarihsel/kentsel çevre korumasına aykırı uygulamaları beraberinde getirmektedir.


II.1. ANTALYA KENTSEL SİT ALANLARI

Antalya’da 1970’li yıların sonlarından bu yana Kaleiçi, Haşim İşçan ve Balbey mahallelerinin tarihsel konut dokusu Kentsel Sit Alanı olarak koruma altına alınmıştır.

1980 sonrasında, Antalya çevresinde kamunun planlı yatırımları
ile (Doğu Antalya ve Güney-Batı Antalya Turizm Merkezleri, Kemer ve Belek Turizm Merkezleri) 200 000’in üzerinde turistik yatak kapasitesine kavuşması,

· Bu gelişmelere bağlı olarak ve Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki anarşik olaylar sonucunda kent, ülkenin ortalama 2 katından daha fazla oranda bir nüfus büyümesi ile karşı karşıya kalmıştır.

· Bu gelişmeler Antalya ve yakın çevresindeki doğal, arkeolojik ve tarihsel/kültürel değerleri üzerinde büyük baskılar yaratmış ve yaratmaktadır. Nazım Planların sürekli yenilenmesi (son 15 yılda 3 kez!) ve kararsızlığı, küçük ve çapsız belediyeler eline yetki verilerek uygulama planlarının yazboz tahtası haline getirilmesi de bu durumu daha vahim hale getirmektedir.


II.1.1. Kaleiçi

1980’lerin başında ODTÜ tarafından hazırlanan Antalya Kaleiçi Koruma Planı ülkenin öncü ve başarılı uygulamalarından biri olarak dikkat çekmektedir. 1975 sonrasında Turizm Bakanlığı tarafından yapılan ve ödüllü “Yat Limanı” ve çevresindeki turizm ve konaklama amaçlı uygulamalar ile Kaleiçi’ndeki konut dokusu giderek pahalı, lüks sağlıklaşma ve onarım amaçlı uygulamalara sahne olmuştur. Ancak, zaman içindeki gelişmelere koşut olarak Koruma Planının güncellenmesine rağmen, özellikle dokunun iç kısımlarındaki küçük ölçekli konut dokusu ele alınamamış, yıkıp taklit “Yeni Tarihi Eser” oluşturma çabaları süregelmiştir. Koruma Kurulu kararı ile yapılan bazı uygulamalar restorasyon ilkelerine ve tarihsel/kültürel çevreye aykırıdır. Altyapı’nın uzun yıllar süren çalışmalardan sonra tamamlanmasına rağmen, Kaleiçi ve Yat Limanı yayalaştırılamamış, araç, servis ve yaya yollarının iç içeliği ile günümüzde yürünmesi zor, dar sokak dokusu ile tıkanmış durumdadır. Anıtsal nitelikteki bazı konut yapıları bakımsız, çökmeye terkedilmiş durumdadır. Kaleiçi’ndeki sosyal doku bozulmuş, yer yer değişen sosyal-kültürel doku nedeniyle konutlar terk edilmiş, Yat Limanı ve çevresi tamamen eğlence ve yeme içme mekânı haline gelmiştir. Yapılan onarımlar ve düzenlemeler ile ülkede önemli örnek uygulamalardan biri halinde görülmesine rağmen, Kaleiçi Antalyalının güvenlik, sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı ziyaret etmekten çekindiği kesimlerden biri haline gelmiştir. Doku olarak korunabilme özelliği bulunmamaktadır.


II.1.2. Haşim İşçan Mahallesi

Haşim İşçan Mahallesi, Kaleiçi’nin güney-doğusunda bulunan Antalya tarihsel kent dokusunun bir parçasıdır. 1970’lerin başında 2–3 katlı yapılardan oluşmuş bu kesimde “Koruma Amaçlı Plan”, 1996–1997 yıllarında hazırlanmıştır. Mahalle çeperleri, Cumhuriyet Caddesi üzerinde 10 kat olarak yapılaşmış, geride kalan kesim ise giderek ikincil kullanımlar, depolama ve konut alanı olarak bir çöküntü bölgesi halinde dönüşmüştür. Giderek daralan alan içinde kaçak yapılaşmalar artmış, merkez etki alanı içinde kalan bu kesimlerde korunacak tarihsel Antalya evlerinin birçoğu yok edilmiştir. Günümüzde, tek tük restore edilen yapılar dışına çok katlıların arasında sıkışıp kalmış, doku özelliğini yitirmiştir.


II.1.3. Balbey Mahallesi

Balbey Mahallesi, Kaleiçi’nin kuzey, kuzey-doğusu’nda bulunan Antalya tarihsel kent dokusunun bir parçasıdır. Merkez baskısı ile hemen tamamen yok olmuş bu kesimde “Koruma Planı” 1990 yılların başında hazırlanmıştır. Kale Kapısı çevresi ve Şarampol Caddesi’nin 1992–94 yıllarında açılan bir yarışma sonucu yayalaştırılması ile Mahalle çeperleri 4–5 kat olarak yapılaşmış, geride kalan kesim ise Haşim İşçan Mahallesi gibi giderek ikincil kullanımlar, depolama ve konut alanı olarak giderek bir çöküntü bölgesi halinde dönüşmüştür. Giderek daralan alan içinde kaçak yapılaşmalar artmış, merkez etki alanı içinde kalan bu kesimlerde korunacak geleneksel konutların ve bahçelerin birçoğu yok edilmiştir. Kalanlar ise bakımsızlık, terk edilme, ikincil kullanımlara dönüşerek bozulma gibi nitelik değiştirmektedir.


II.2. PERGE ANTİK KENTİ

Perge, Antalya’ya 17 km. doğu’da, Isparta – Alanya ana aksı üzerinde bulunan Aksu yerleşiminin 2 km. kuzeyinde bulunmaktadır. Perge üzerinde, Antalya’nın, Aksu’nun ve çevre küçük yerleşmelerinin baskısı bulunmaktadır. Aksu 6000 nüfuslu küçük bir yerleşim olmasına rağmen 75 000 nüfuslu bir Nazım Plana sahiptir. Perge Koruma Amaçlı İmar Planı 1992–1994 yılları arasında hazırlanmıştır. Bu Planda;

1. Antik Kent Giriş kapısının 2 km. kadar güneye kaydırılması, böylece antik kentin sınır dışında bırakılan birçok kalıntısının denetim altına alınması,

2. Tiyatro önünden geçen ve Tiyatro sahnesinin tahrip olmasına neden olan ana aksın yayalaştırılması, en azından ağır vasıtaların geçişine kapatılması,

3. Güney – batıda bulunan İyelik Belen Tepesinin I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmesi,

4. Akropol ve Nekropol alanlarında öncelikli kazı alanlarının belirlenmesi,

5. Kocabelen Tepesi’ndeki Su deposu ve Fabrika binasının kaldırılması,

Koruma Planı kararı olarak getirilmiştir (Tunçer, M., 1994). Ancak bu kararların 3 ve 4. Maddeler hariç tümü günümüze kadar uygulanmamıştır.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Antalya Bölgesi Arkeoloji Araştırmaları Merkezi’nce Perge’de yürütülen Kazı ve Onarım çalışmaları kapsamında kazılar Akropolis, Sütunlu Cadde ve Batı Nekropolis’te sürdürülmektedir. Hititlerin başkenti Hattuşa’da bulunan bir bronz levhada adı geçen sınır kenti PARHA’nın PERGE olarak değerlendirilmesi sonucunda, kentin Roma Dönemi öncesini araştırmak amacıyla 1994’den beri Akropolis’te sürdürülen kazılara devam edilmiştir (Abbasoğlu, H., 2004).

II.3. KAŞ (ANTIPHELLOS) ARKEOLOJİK, KENTSEL VE DOĞAL SİT ALANLARI

Patara, Xanthos, Fellos, Antiphellos, Myra gibi Antik Kentlerin merkezinde bulunan Kaş, aynı zamanda bölgenin odağı konumundadır. Ancak, günümüzde Kaş tarihi kent dokusu hemen her yönde çok katlı ve yoğun yapılaşmalarla sarılmıştır. Yerleşik nüfusun önemli bir artış göstermemesine karşılık, yaz nüfusu ortalama 4 ila 5 oranında artmıştır. Bu gelişme doğal olarak Sit Alanları’nı değişime zorlamaktadır.

G.E.E. Anıtlar Yüksek Kurulu kararları ile Sit Alanının belirlenmesi ve koruma kararlarının alınmış olması, yerleşmenin çevresinde olmasa da Sit Alanındaki doku, strüktür ve bir dereceye kadar kültürel yapısının korunmasını sağlamıştır. Bugünkü Kaş yerleşmesi liman ve çevresinde oluşan kent merkezi ile doğu ve batı istikametinde gelişme gösterir durumdadır.

II.3.1. Kentsel Sit Alanı

Kaş Kentsel Sit Alanı ilk olarak 1978 yılında belirlenmiş, Anıtlar Yüksek Kurulu kararı ile 49 konut, 1 cami yapısı tescil edilmiştir. Koruma Planı yapılıncaya kadar geçerli olmak üzere "Antalya İli - Kaş İlçesi –Plan Koruma Kararları" üretilmiştir. 1989 yılında Kaş Kentsel Sit Alanı sınırlarının aynen devamına karar verilmiştir. Koruma Planı çalışmaları bu tarihte Kaş Belediyesi tarafından başlatılmış, Gazi Üniversitesi’ne hazırlatılan Plan çalışmaları Antalya K.T.V. Koruma Kurulu tarafından değerlendirilmiştir. Ancak, Planlama çalışmasının tamamlanamaması nedeni ile Koruma Planı 2000’li yılların başına kadar sonuçlandırılamamıştır. Bu dönem içinde Kaş kentsel sit alanı içindeki münferit sorunlar (yeni yapılaşma, onarım, plan onayı v.b.), Kaş Belediyesi ve Antalya K.T.V. Koruma Kurulu kararları ile çözümlenmiştir. Kaş Koruma Amaçlı İmar Planı; 2002 Yılında hâlihazır haritalar sayısallaştırılarak hazırlanmış ve Koruma Kurulu tarafından onaylanmıştır (Tunçer, M., UTTA Ltd., 2002).


II.3.2. Arkeolojik Sit Alanları

I. Derece Arkeolojik Sit Alanı Kaş yerleşiminin batısındaki Antik Antiphellos Kenti’ni içermektedir. Kent içinde de yer yer küçük ölçekte I. Derece Arkeolojik Sit Alanları bulunmaktadır.
Yüksek Kurul İlke Kararı uyarınca "I. Derece Arkeolojik Sit Alanları' nda" kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesi ve imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesi gereklidir. 1990 tarihli bir kararda da Kaya Mezarları' nın görünümlerini engelleme durumuna gelen yapılaşmanın kontrol altına alınması için Koruma İmar Planı ve plan koşulları geliştirilmiştir. Kentsel Sit Etkileme Geçiş Alanı'ndaki yapılaşmalar ile ilgili pek çok karar verilmiş ve bu kesim hemen tamamen yapılandırılmıştır.

II.3.3. Kaş (Antiphellos) Tiyatrosu

Antiphellos Tiyatrosu Likya Bölgesi’nde günümüze sağlam olarak gelebilen az sayıdaki Helenistik tiyatrolardan birisidir. İÖ 75 – 25 yıllarına tarihlenen tiyatro, İS 250 yılında onarım görmüştür. Tamamen ana kaya üzerinde inşa edilmiş olan tiyatro, konumundan dolayı gündüz ve gece ziyaretçilerin sık sık uğradıkları bir yer olmasının ve Kaş İlçesi' nin birçok yerel etkinliklerinde kullanılmasının yanı sıra, şu anda Antalya' nın batısında sosyal etkinliklere cevap verebilen tek merkezdir. Tiyatro’nun 2000 yılında dolgu tabakası temizlenmiş, ana kayaların düzeltilmesi ve onarımı yapılmıştır. Kaş’ta açık alanda sergilenen Antik Eserler ile arazide dağınık olan eserleri bir arada bulundurmak amacıyla, Kaş Uygulama İmar Planı' nda "Açık Hava Müzesi ve Parkı" olarak tanımlı alanın bitişiğinde yer alan binanın Belediyece alınıp, restore edildikten sonra Kültür Bakanlığı kullanımına verilmesi kararı verilmiştir.

II.4. PATARA ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ / GELEMİŞ DOĞAL VE ARKEOLOJİK SİT ALANLARI
Gelemiş’in güneyinde ve yer yer içinde bulunan Patara Arkeolojik Ve Doğal Sit Alanları ile ilgili ilk korumacı karar 1975 yılında alınmıştır. Bölgede sınır belirlemeden tarihsel - arkeolojik alanın varlığı açıklanmış ve bazı tek eser tescilleri yapılmıştır. 1981 yılında ilk kez yapı yasağı getirilmiştir. Tarımsal faaliyetlerin tek eserler arasında sürmesinde sakınca görülmemiştir. Orman içi ve yakınındaki tarımsal alanlarda ise örtü altı tarımına imkân verilmiştir. Sit Alanları, A, B, C gibi üç ayrı alan olarak tanımlanmıştır.

A Bölgesi, antik Patara kentini; bazı tarım alanlarını ve antik limanı tanımlamış ve alanın bütününde yapı yasağı getirilmiştir. Yanısıra; bazı önemli arkeolojik eserlere 50 metreden fazla yaklaşmamak koşulu ile sadece mevsimlik tarıma izin verilmiştir.

B Bölgesi’nde, ağaç dikilebileceğine ve tarım yapılabileceğine ilişkin kararlar verilmiştir. C Bölgesi’nde ise yapı da yapılabileceği, Gelemiş Köyü’nün batı ve kuzey C Bölgesi kapsamında gelişebilmesi uygun görülmüştür. 1990 sonrasında Gelemiş yaklaşık 1000 yatak kapasitesi ve diğer hizmet sektörleri ile bir Turizm Köyü’ne dönüşmüştür. Gelişmeler, turizm konaklama tesisleri ve ikinci konutları da getirmiştir. Yanısıra, toprakların bu yeni gelişmelere koşut el değiştirmesi, korumanın hedef, ölçek ve ilkeleri ile daha da ters düşmüştür. Başlangıçta, tarih, doğa ve kültür zenginliğine dayalı ve özellikle dış turizme yönelik çok özel bu sosyo-ekonomik gelişme, doğa turizmi özellikleri taşımaktadır. Bugün de bir ölçekte bu özelliğini korumaktadır.

1996 – 1997 tarihleri arasında, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı ile Kültür Bakanlığı, Dünya Bankası finansmanlı “Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı Bilimsel Çalışmaları” nı hazırlatmıştır. Bu çalışmada; Patara’da “Fiziki ve Doğal Değerler”, “Doğal ve Kültürel Miras”, “İnsan Kaynakları”, “Kurumsal Yapı” , “Biyolojik Yapı” üzerine bilimsel araştırmalar hazırlanmıştır. Patara ÖÇKB “Yönetim Stratejisi” ile “Eylem Planı” hazırlanmıştır (Atik, S. ve diğerleri, 1996). Halkın katılımının sağlanması amacıyla iki kez yerel toplantılar düzenlenmiş, çalışma grupları oluşturularak sorunlar ve çözüm önerileri araştırılmıştır. Kültür Bakanlığı tarafından, Antalya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü aracılığıyla, 1997 yılı sonlarında “Patara (Gelemiş) Koruma Amaçlı İmar Planı” çalışmaları ile harita çalışmaları başlatılmıştır (UTTA, 1997). Hazırlanan 1/25 000 ölçekli plan revizyonu, 1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Planlar, Plan Raporları ve Analiz /Değerlendirme çalışmaları, 1998 yılı sonunda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne incelenmek üzere sunulmuştur. Ancak bu planlama çalışması, Kültür Bakanlığı’nın 6 yıl gibi çok uzun süren inceleme sürecinden sonra uygun bulunmuştur (Tunçer M., 2000). Bu dönem içinde Patara’da kaçak yapılaşmalar, yangınlar vb tahribat süregelmektedir. Plan biter bitmez de Gelemiş’teki kooperatifler tarafından iptal davası açılmıştır. Dava halen sürmektedir. 2003 yılında (Işık, F., 2004/2) Patara’da Akdeniz Üniversitesi Araştırma Fonu ve Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AKMED) işbirliği ile restorasyonu hedeflenen yapılar; Tiyatro, Likya Meclis Binası, Ana Cadde Güney Kapısı, Korinth Tapınağı, Markia Tapınak Mezarı’dır.


III. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Tarih, kültür ve doğa harikası olan Antalya - Patara arası Bölge korunarak gelecek kuşaklara bir DÜNYA MİRASI olarak bırakılmalıdır. “UNESCO”, Xanthos ve Letoon’u “Dünya Miras Listesi” ’ne almıştır. Diğer antik kentlerin de bu Miras Listesi’nde hak ettikleri yeri alması gereklidir. Likya ve Pamfilya Bölgesi’nin bu seçkinliğini sürdürebilmesi için “Sürdürülebilir (Bütünleşik) Koruma Politikaları” geliştirilmeli ve uygulamaya konulmalıdır.

• “Bütünleşik / Sürdürülebilir Koruma” kavramı geliştirilirken antik dönem uygarlıklarının geliştiği ve yayıldığı kesimler temel olarak alınabilir. Bu kültürler genellikle alt bölgesel sınırlar içerisinde gelişmiş ve varlıklarını sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla antik çağda, insan kökenli kültürlerin nitelikleri ile doğal çevrenin zenginlikleri çoğu zaman örtüşmektedir (Likya, Galatia, Pamphlia, Cappadocia vb antik dönem kültürleri) (Tunçer, M., Akpınar, E., 2002).

• Daha geç dönem kültürlerin (Helen, Roma, Bizans, Osmanlı, Cumhuriyet) antik dönemin kalıntıları üzerinde geliştiği düşünüldüğünde, arkeolojik kentsel sitlerin çevresindeki doğal değerler ile bütünleşik olarak ele alınması, araştırılması, değerlendirilmesi, “Koruma Amaçlı” planlanması ve uygulamada “Yönetim Modellerinin” geliştirilmesi uygun olacaktır.

• Bu yaklaşımda; aynı zamanda Güneybatı-Anadolu’ da yaşamış, tüm antik kültürlerin ve uygarlıkların geliştikleri sınırların, ekolojik bir alt bölge ile çakıştıkları iklim, topografya, diğer coğrafi veriler, bitki örtüsü (flora) ve hayvan varlıkları (fauna) ile yakın etkileşim içinde varlıklarını sürdürdükleri ve bunun gelecekte de böyle olması gerektiği düşüncesi vardır.
•Bunun gerçekleştirilebilmesi için;

· Arkeolojik ve kentsel kültür varlıklarının saptanması,

belgelenmesi ve bütüncül koruma amaçlı planlanması, (Perge, Aspendos, Selge, Magydos, Patara, Xanthos, Leteon, Pınara, Kaş (Antiphellos), Demre, Phaselis, Olimpos vd.),

· Havza sınırlarının / kıyıyı etkileyecek akarsu havza sınırlarının

saptanması, buna bağlı flora ve faunanın irdelenmesi, kirliliklerin ve kaynaklarının bütüncül ele alınması uygun olacaktır.

· Kıyı yönetimi projelerinin geliştirilmesi önem taşımaktadır.

· Var olan sosyal – ekonomik verilerin, nüfus verilerinin

değerlendirilmesi, projeksiyonlarının yapılması ve buna bağlı Master planlarının (1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planları dahil) ele alınması gereklidir. Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğin tanımlanması, değerlendirilmesi ve hedeflere yönelik stratejileri içeren “Eylem Planları” nın (Türkiye Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP) öncelikle uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Eko-bölgesel eylem planları hazırlanması da giderek önem kazanacaktır.

Antalya-Patara arasını turizm açısından etkileyen en önemli kent olan Antalya Kenti için kapsamlı bir Master Plan olmasına rağmen, kentsel gelişmenin kontrolü olası değildir. Bu durum, kıyılardaki ve kentlerdeki hızlı gelişmeleri ve gelişme baskılarına hazırlıksız olan yerel kuruluşları denetleyecek güçlü bir “Kıyı Yönetimi” ni gerektirdiği gibi, potansiyel kirlilikleri ve kirlilik kaynaklarını kontrol altında tutacak kapsamlı bir kent yönetimine de ihtiyaç bulunmaktadır.

“Patara Yönetim Planı” yörede 1980’li yıllardan bu yana yoğunlaşan sorunlara bir çözüm getirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Ancak, “Yönetim Planı” karar ve önerilerinin ne kadar uygulamaya yönlendirildiği konusu tartışmalıdır. “Çıralı Yönetim Planı” hazırlanmış ve uygulamaya konmuştur. “Gelemiş - III. Derece Arkeolojik Sit Koruma Planı”, “Kaş Koruma Planı”, “Olimpos ve Phaselis Koruma Planları” tamamlanmıştır. Perge Koruma Planı, Kaş Koruma Planı detay projelerle uygulanmayı beklemektedir. Diğer arkeolojik sitlere ilişkin koruma ve yönetim planlarının da hazırlanması gereklidir.
1. Bölgede eko-sistemlerdeki yoğun insan eylemlerinden (antropojenik) kaynaklanan etkilenme ve kirlenmenin araştırılması gereklidir.
2. Antalya Metropoliten Kenti ve yakın çevresinde yapılacak tüm uygulamalar ve yapılacak tüm planlamalar, oluşturulacak “Yeşil Politika” doğrultusunda ele alınmalıdır.

3. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmakta olan Antalya 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, buna bağlı tanımlanmış alt ölçekli (1/25 000) ve buna bağlı yapılacak olan “Stratejik Projeler” ve “Fizibilite Çalışmaları”, “ÇEVRE DUYARLI” olarak yeniden ele alınmalıdır.

4. Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde ve 50 km.lik Metropoliten Alan Etkisindeki kesimlerde hazırlanmış tüm Nazım Planlar bütünleştirilerek, planlı ve plansız alanlar belirlenmelidir. Buna bağlı plan içindeki tüm doğal değerleri ve tarihsel/kültürel/arkeolojik değerleri ele alacak, koruyacak, onaracak bir planlama yaklaşımı ile bu planlar revize edilmelidir. EKO-PLAN denilen çevre duyarlı Planlar üretilmelidir.

5. Tüm Uygulama Planları (1/1000) doğal, kültürel ve tarihsel çevre değerleri (Sit Alanları, ormanlar, tarım toprakları, tescilli yapı ve alanlar, akarsular, vadiler) dikkate alınarak yeniden irdelenmelidir. Uygulama Plan ve Projeleri “Sürdürülebilir Koruma” ve “Ekolojik Planlama” ilkeleri ile birlikte düşünülmelidir. Kentsel dönüşüm yapılırken “Ekolojik Planlama“ yaklaşımları ile “Kentsel Ekoloji” dikkate alınmalıdır.

5. Antalya ve çevresindeki “miras coğrafyalar”, “ekolojik hassas alanlar”, “önemli doğa alanları”, “sıfır yok oluş alanları”, “kuş, memeli, sürüngen, caretta caretta, balık, kelebek gibi önemli fauna alanları” yanısıra “önemli bitki alanları” saptanmıştır. Bunları dikkate alacak bir planlama yaklaşımı gerekmektedir.

Referanslar

Abbasoğlu, H., 2004/2, “Perge 2003”, Anadolu Akdenizi, Arkeoloji Haberleri, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, S.45 – 48.

Atik, A., S. (Proje Yönetimi); DOĞANER, Y., GÜNER, A., MAT, H., ÖZCAN, Z., ÖZGÜNEL, C., TUNÇER, M., ULUĞ, E., ÜNLÜ, H., 1996–97, “Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı - Sektör Raporları ve Final Rapor”.

Işık, F., 2004/2, “Patara Kazısı 2003”, Anadolu Akdenizi, Arkeoloji Haberleri, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, S.37–44.

Tunçer, M., 2002, “Kaş (Antiphellos) Koruma Amaçlı İmar Planı Araştırma Ve Planlama Raporu”, Kaş Belediyesi, UTTA Planlama, Projelendirme, Danışmanlık Ltd. Şti.

Tunçer, M., 1994, “Perge Koruma Amaçlı İmar Plan Raporu”, Kültür

Bakanlığı, Akman Proje Ltd.

Tunçer, M., Akpınar, E., 2002, Türkiye’nin Kıyı Ve Deniz Alanları, IV. ULUSAL KONFERANSI, Türkiye Kıyıları 02, “Güney-Batı Anadolu’da Doğal ve Kültürel Değerlerin Bütüncül Ve Sürdürülebilir Korunması”.

Türkoğlu, K., Uzel, A., Tunçer, M., 1997, “Patara Hâlihazır Kotlu Plan ve Çevre Düzenleme Projesi”; UTTA Planlama, Projelendirme & Danışmanlık Ltd.

Tunçer, M., 2000, “Patara Özel Çevre Koruma Bölgesinde Doğal Ve Kültürel Çevrenin Korunması” “2000’li Yıllarda Yaşadığımız Çevre Ve Peyzaj Mimarlığı Sempozyumu”, Ankara Üniversitesi Ziraat Fak. Peyzaj Mimarlığı Bölümü.

http://www.haberbilgi.com/bilim/cevre/mehmet_tuncer/patara.html

http://www.ioc.unesco.org

 
Toplam blog
: 114
: 2207
Kayıt tarihi
: 16.04.08
 
 

Kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarında koruma, ıslah ve yenileme projelerinde, plancı, yöne..