Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '10

 
Kategori
Sinema
 

Pers Prensi: Zamanın Kumları’yla efsanevi bir yolculuk!

Pers Prensi: Zamanın Kumları’yla efsanevi bir yolculuk!
 

Antik İran, keşfedilmemiş dünyaların en ilginci! Malzeme açısından büyük zenginliğe sahip olan bu dünya, doğal olarak pek çok yapımcının da dikkatini çekiyor. Jerry Bruchkeimer de ‘PERS PRENSİ: Zamanın Kumları’yla bu hayal dünyasını olağanüstü bir sunumla seyirciye yansıtıyor…

İran, altıncı yüzyılda en büyük imparatorluklardan biri. Güçsüzlerin koruyucusu, korkusuz Destan da kimsesiz bir çocuk olarak burada yaşamakta. Destan, bir gün askerlere kafa tutar ve tam cezalandırılacakken Kral Sharaman tarafından kurtarılıp evlat edinilir. Sonrasında gelişen olaylar bol aksiyonlu kahramanlık destanıdır…

Jordan Mechner, 1989’da ‘Prince of Persia’ adlı oyunuyla bilgisayar dünyasında fırtınalar estirince 2003 yılında ‘Zamanın Kumları’nı dâhil etmiş. İran’ın ulusal destanı Şahname’den ve 1001 Gece Masalları’ndan etkilenen Mechner, daha sonra iki bölüm daha eklemiş. ‘Prince of Persia’yı gerçek bir karakterde canlandırmak isteyen Mechner, ‘Zamanın Kumları’nı beyaz perdeye uygun görüp, hikâyeyi oyundaki vizyona sadık kalarak senaryolaştırmış. Yönetmen Mike Newell de bu gerçek ve sıra dışı hikâyeyi sinemaya aktarmış! ‘Karayip Korsanları’nın ekibiyle gerçekleştirilen filme Harry Potter’in yönetmeninin katkısı oldukça büyük. Çekimleri Marakesh ve İngiltere’de gerçekleştirilen filmin üreticisi Disney de masraftan kaçınmamış! Destan rolü için Jake Gyllenhaal seçilerek, Orlando Bloom veya Johnny Deep dışında bir aktöre daha şans verilmesi isabetli olmuş! Ancak ‘Zamanın Kumları’ndaki prensten çok, ‘Warrior Within’dekini çağrıştırıyor. Nizam karakteri içinse Sir Ben Kingsley yerinde bir seçim. Aksiyon sahnelerinde hem Parkour sporu, hem Yakın Doğu savaşı, hem de serbest koşu var. Bu nedenle dublör koordinatörlerine büyük iş düşmüş!

‘POP Efsanesi’nin ilki olan film, görsel efektleriyle dikkat çekici! ‘Kum fırtınası’ndaki efektin yanı sıra ‘zamanın başa dönmesi’ndekiler de uzun çalışmanın ürünü! ‘Devekuşu yarışı’ da ilginç sahnelerden biri. Müzik ise görsellikle uyum sağlayarak mistik bir yolculuğa çıkaran türden! Bu artılara karşın filmin eksileri de çok! Senaryonun özen gösterilmeden basite indirgenişi, kurgunun ve sahneler arası geçişlerin başarısızlığı göze çarpıyor! ‘Prince of Persia’, kanlı canlı bir karaktere dönüştürülmüş ama akrobatik hareketlerde yerçekimine meydan okuyuşuyla, gerçeklikten fazlasıyla uzaklaşıp yeniden ‘bilgisayar oyunu’ halini almış. Rahatsız edici bir nokta da sekanstaki kopukluk. İzleyene ‘oyun takıldı’ hissini veriyor!

‘Kader’i, her şeyin üstünde gören film, asaletin değil kişiliğin önemli olduğu ve söylenene değil yüreğindekine inanmak gerektiği mesajını veriyor! Yalan ihbarla, asıl amacın örtbas edilip, menfaat için bir ülkenin kuşatılması itibariyle de ‘Yeşil Bölge’yi çağrıştırıyor. Eminim, dünyanın bir numaralı oyun serisi olan ‘Prince of Persia’nın devamı da gelecektir. SAND OF TIME-WARRIOR WITHIN-THE TWO THROMES üçlemesinin ilki, fantastik aksiyon meraklılarını bekliyor…

Anibal Güleroğlu

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..