- Kategori
- Şiir
Petrof
Daha üstüme adımı koyamadığım yaşta,
Nazım'ın bilmeden adımı koyduğu yerdeyim
Gideceğim yola çıkmadan önce,
Sabah kahvemi içmeye,
Kendisini ziyarete geldim
Karşılıklı oturuyoruz onunla
Göz göze geliyoruz
Elimde ballı kahvem, sıcak
O burun kıvırıyor,
Rakı açtırmak istiyormuş, masada memleketi kurtarmak için,
Olmaz ki ! Diyorum, gurbetteyiz ikimizde
Burada tek bildikleri likör, az biraz da şarap
Eh ne yapalım diyor, rızasız
Ben de giriyorum konuya
Daha üstüme adımı koyamadığım yaşta,
Belki de bilmeden adımı koyduğu yerdeyiz,
Ne yazacağımı bilemediğimden bir türlü
Ona sormaya geldim
Elim boş değil elbet,
Dilimde damağımda Türkçe'yi sakladım
Bu aksanı bozuk şehirde,
Burada tek, özlemiştir diye
Bu kafeye gelince de, hep nedense
Elime sanki onun eli değiveriyor
Belli ki, Dünya hayatında yazmayı özlemiş
Ondan elimi tutup şu Petrof, o da kim oluyorsa,
Hakkında yazdırmaya çalışıyor
Halbuki ben bizim hakkımızda konuşmaya gelmiştim !
Haydi öyle olsun
Bre Petrof,
Ne durup durursun orada
Bin yüzyıldan beri hiç bozulmadan,
Kim bilir kaç parmak geçti üstünden,
Nice Mozart, Bach katliamı
Yine de öylece durup durursun işte, P harfin yaşlanmış
Tarih seni cilalarken, gölgeler üstünden kaymış
Ancak, seni suçlayamam
Çok güzel yerin
Elimde olsa benim,
Bende gitmem
Ama ben şu an bir rüyada seninle olsam da
Nasıl dayanırdım bu insanların arasında ?
Soğuk kanlı, ters bakışlı
Hele bizim çay olmadan
Acaba Nazım nasıl dayandı ?