Peygamberler partisi!

MHP'li Osman Durmuş'un TBMM kürsüsünden ajite ettiği "Peygamberlik" tartışması yeni değil aslında... Aynı zihniyet yıllar önce, benim üniversite öğrenciliğim döneminde, o zaman MSP'nin genel başkanı olan Necmettin Erbakan için de aynı şeyi yapmıştı:

Erzurum Atatürk Üniversitesinde, yanılmıyorsam 1977'de yaşandı ilk "Peygamberlik" vukuatı... O zamanlar Erzurumda sol olmadığı için, İslamcı öğrencilerle, Ülkücüler siyasi mücadele veriyor. Ülkücülerin Başbuğu Türkeş, İslamcıların lideri de Necmettin Erbakan o vakitler...

Dediğim gibi, Erzurumda solun esamesi okunmadığı için, siyasal mücadele, sağcı ülkücülerle, onların "Yeşil komünistler" dediği biz İslamcılar arasında...

Bir seçim zamanı Necmettin Erbakan'ın partisi miting yapıyor. Erbakan Hoca, adeti olduğu üzere miting meydanlarına mehteran eşliğinde giriyor.. Siyasetin fazlasıyla ideolojik zeminlerde yapıldığı dönemler, o zamanlar.... Miting esnasında iki slogan çok sık söyleniyor; birisi "Tek Önder Peygamber"; öteki "Başbakan Erbakan..."

Miting bitiyor ve ben bir arkadaşımla tavla oynamak üzere bir kahvehaneye giriyorum. Daha birer çay içmeden dedikodu kulağımıza erişiyor: "Duydunuz mu Selametçiler mitingte Peygamber Erbakan, diye bağırdılar"

Arkadaşımla birbirimize bakıyoruz... Bu yaman iftira çok zorumuza gidiyor ama kahve ülkücülerle dolu.. Sesimizi çıkarmıyor ve tavladan vaz geçip orayı terk ediyoruz...

Bu söylentinin ilk çıktığı merkezde biz kulak misafir oluyoruz ama söylenti kısa zamanda Erzurum çapında yayılıyor... Selametçiler Erbakan'a Peygamber dedi, hezeyanı alıp başını gidiyor.

Daha sonra, başka arkadaşlardan öğrendiğim bir şey daha var; Şehrin parkının duvarlarına yazılmış; "Tek Önder Peygamber" ve "Başbakan Erbakan" slogolarının "Tek önder" kısmıyla, "Başbakan" sözcüğünün üzerleri silinmiş... Slogan "Peygamber Erbakan" şekline dönüştürülmüş... Böylece, Selametçiler Erbakan'ı peygamber ilan etmekle kalmıyor; bunu duvarlara da yazmış oluyor!!!

MHP'li Durmuş'un Meclis kürsüsünden dillerdiği ve Meclisi birbirine kattığı "Peygamberlik ajitasyonu"nun böyle bir evveliyatı var yani...

Aslında, Ergenekon zincirinin halkaları birbir ortaya çıktığı bugün, geçmişe doğru dönüp baktığımda gördüğüm odur ki, 1977 de yapılanla, 2010'da yapılan aynı "merkez" in işi... O zaman da samimi ülkücüler bu kuru "iftira" dan uzaktı; bugün de öyle...

Zaten, ciddi ve samimi ülkücüler çoktan Osman Durmuş'un durduğu yeri terk etti.. Bir kısmı Merhum Yazıcıoğlu ile BBP'ye geçti, bir kısmı da AK Parti içinde yer aldı..

Geriye kalanlar da, siyasi hırsları uğruna en yüce değerleri ortalığa atmaktan geri durmayan Ergenekon'un "sağ ayağı" olarak iş görüyorlar...

Osman Durmuş'un Sağlık Bakanı olduğu dönemde, "sivil doktorları" azarlarken, bugün GATA'lıların ayıplarına böylesine sahip çıkması anlamlı değil mi!!

Anlayana, anlamlı!...