Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Pilav üstü az demokrasi

Pilav üstü az demokrasi
 

Ülkemiz uzun yıllardan beri aynı sorunlarla boğuşmakta. İşsizlik, yoksulluk, kadın hakları, çocuk hakları, cinsiyet ayırımı, düşünce özgürlüğü önündeki kısıtlamalar; yani tümden insan hakları, kimlik sorunları, etnik sorunlar, sosyal ve kültürel haklar, bir türlü tam demokrasiye geçemeyişimiz. Hukukun egemen olmayışı, yani ceberrut devlet anlayışı, yani halkını küçük gören, halkına güvenmeyen, inanmayan, halkına kul muamelesi yapan oligarşik devlet anlayışı. Eğitim sorunu, sağlık sorunu. Yerel yönetimlerdeki çarpık anlayış. Gelir dağılımındaki eşitsizlik. Adalete duyulan güvensizlik ve bunun sonucunda her vatandaşın kendi adaletini dayatması. Bize demokrasi gerekmez anlayışı. İkide bir yapılan askeri darbeler. Bir avuç aydın üzerine hem devlet tarafından hem de gerici çevrelerce yapılan yoğun baskılar. Bütün bu olumsuzluklar ki bunlara yapacağınız birçok ilave daha olabilir, ülke havasını zehirlemekte, ülke havasını solunamaz hale getirmekte. Geniş halk yığınları çaresizce sağa sola savrulmakta ve çoluk çocukları ile birlikte heder olmaktalar. Dikkat edin son yıllarda aile içi cinayetler ve cinnet geçirmeler artmaktadır. Geniş halk yığınları çareyi dine ve milliyetçiliğe sarılarak bulduğunu zannetmekte. Bu yetmiyormuş gibi mevcut partilerde oy avcılığı uğruna bu durumu kullanmakta hatta daha da ileri giderek dini ve milliyetçiliği kullanmaktalar. Böyle olunca ülkemiz çağdaş dünyadan kopmakta, içe kapanmakta ve günümüzde yükselen dünya değerlerinden uzaklaşmakta.

İşte tamda bu noktada ülkemizdeki sosyal demokrat ve sosyalist partilere çok iş düşmekte. Ama ne yazık ki onlarda bu rüzgâra kapılmış ve sağa sola çarparak uçuruma doğru halkla birlikte sürüklenmekteler. Çünkü ülke halkına ilaç olacak politikalar üretememekteler. Hâlbuki böyle durumlarda ülkeyi düze çıkartacak olan yegâne parti sosyal demokrat partilerdir. Bütün bu yukarıda saydığım sorunların tek bir çaresi var, oda demokrasi ve daha çok demokrasi. Sosyal demokrat parti yılmadan usanmadan demokrasinin erdemlerini, nimetlerini halka anlatır. Bütün sorunların tam bir demokrasi ile çözüleceğini halkına inandırır. Etnik, bölgesel, kültürel ve sosyal sorunlar dahil işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, eğitim, sağlık ve dini sorunların tamamının tam demokrasi ile çözüleceğini halka anlatır. Kendiside ( sosyal demokrat parti ) parti içi demokrasiyi yaşatmalıdır ki halka inandırıcı gelsin. Peki, bizdeki sosyal demokrat ve sol partiler bunu yapabiliyorlar mı? Hayır yapmıyorlar!

Bir; Bu durumda halkın demokrasiye olan güveni ve varsa inancı yıkılmakta.

Sosyal demokrat ve sol partiler özgürlükçü olur. Ülkemizde ki sorunların giderilmesinde en büyük katkıyı yapacak olan özgürlükler ve bireysel haklardır. Düşünce özgürlükleri sonuna kadar savunulmalıdır; ve düşünce özgürlüğünün önündeki engeller hızla kaldırılmalıdır. Buda ancak sosyal demokrat partilerin öncülüğünde gerçekleşir. Oysa ülkemizde ki sosyal demokrat ve sol partiler ne yazık ki tam tersini yapıp statükoyu savunup yazarları ve aydınları vatan hainliği ile suçlayabiliyorlar.

İki; Sosyal demokrat ve sol partilerin hatalı duruşlarından dolayı halk kendi lehine olan özgürlükleri savunacağına baskıcı güçlerden yana tavrını koymakta, çağdaş Dünya’dan kopmakta ve ülke iyiden iyiye çıkmaza girmektedir.

Sosyal demokrat ve sol partiler halka dayanır. Yani işçi, memur, öğrenci, öğretmen, işsiz ve yoksul kesim. Kadınlardan ve gençlerden taban bulur. Var olan düzen tarafından dışlanan, horlanan, küçük düşürülen kesimleri kucaklar ve onların sözcüsü olur. Ülkedeki azınlıkları korur ve kollar. Parti örgütlerinde bütün bu kesimlere yer verilir. Milletvekilliklerinde yerel yönetimlerde bu kesimlere öncelik tanır. Peki, ülkemizdeki sosyal demokrat partiler kadınlara ve gençlere parti üst yönetiminde görev veriyorlar mı? Hayır! Sadece seçimlerde görev veriyorlar ve onları parya olarak kullanıyorlar. Seçimlerde onları kapı kapı dolaştırıp oy dilenciliği yaptırıyorlar. Üstelik ülkemizde ki sosyal demokrat partiler yukarıda saydığım kesimler tarafından değil, laiklik kaygısı yüzünden varlıklı kesimler tarafından desteklenmektedir. Buda çelişki yaratmaktadır.

Üç; Halk burada da dışlandı ve bir hüsrana uğradı mı?

Sosyal demokrat ve sol partiler evrensel olur. Evrensel değerlere sahip çıkar ve o değerleri halkı ile paylaşır. Milliyetçilik yapmadan yerel değerleri (kültürel ve folklorik) evrensel değerlerle birlikte harmanlayıp geniş halk yığınları ile paylaşır, yüceltir, halka benimsetir. Ülkemizde ki sosyal demokrat ve sol partiler bunların çok azını bile yapıyorlar mı? Hayır yapmıyorlar. Sağ partiler zaten dünya değerlerine küfredip onları halka günah ve ahlaksızlık olarak gösteriyorlar.

Dört: Halk böylece dünya değerlerinden kopup dünyalılaşmaktan uzaklaşıyor. Ülke insanı bilimden, sanattan, edebiyattan uzaklaşıp kendini iyice din sandığı hurafelere kaptırıyor. Bir ülkede bilim, sanat, felsefe, edebiyat, resim, heykel, müzik bir kenara atılıp din ve milliyetçilik yüceltiliyorsa o ulus yok olmaya mahkûmdur. Bu konuda örnek ülkeler: Afganistan, Pakistan, Bangladeş, İran, Irak gibi.

Yazar Notu: Kendilerine ulusçu diyen bir partinin destekleri ile ANTALYA KEMER ’ de Belediye Başkanlığını alan Milliyetçi Partinin Belediye Başkanı şehrin meydanındaki heykeli kendince “müstehcen” bularak şehir çöplüğüne attırdı. Ne yazık ki bu duruma Antalya ve Kemer’ de ki sosyal demokrat ve sol partiler tepki göstermediler. Bu da gösteriyor ki ülkemizde ki sosyal demokrat partiler çağdaş anlamda sosyal demokrat olmayıp sadece tabelalarında sosyal demokrat parti yazıyor.

Sosyal demokrat ve sol partiler siyasette ve ekonomide dışa açık olurlar. Yani dünyada ki sol çevrelerle ve sosyalist partilerle iş birliği içinde olurlar. Yani dışarıdan gelen yatırımcıyı desteklerler. Ülkede kalıcı yatırımlar yapmaları için yabancı yatırımcıyı teşvik ederler. Yerel yönetimlerde örnek belediyecilik yaparak halka kaliteli hizmet götürürler. Yerel yönetimlerde halkla birlikte belediyeleri yönetirler. Şehirlerde toplu ulaşımı teşvik ederler. Yoksul kesimleri konut sahibi yaparlar. Çok geniş parklar bahçeler, spor alanları, geniş bulvarlar, caddeler açar ağaçlandırmaya önem verirler. Yaşlıların, çocukların yararlanacağı alanlar yaratırlar. Yani kısaca insan unsurunu ön plana alırlar. Sosyal demokrat ve sol partiler eşitlikçidir. Geniş halk kesimleri ile dayanışma içinde olur. İnsanları yoksullukta eşitlemez. Yani üretimi arttırmayı teşvik eder. Çalışmayı teşvik eder. Yani insanları zenginleştirmeyi amaç edinir. Girişimciyi destekler. Kazanandan vergisini alır, o vergilerle yoksuluna işsizine bakar. Parasızlıktan okuyamayanı okutur. Parasızlıktan hastaneye gidemeyeni tedavi eder. Yani sosyal devlet olma özelliklerinin gereğini yerine getirir.

Beş: Ülkemizdeki sosyal demokrat ve sol partiler, belki böyle bir program yapmış olabilirler, ancak gerek muhalefet ediş biçimleri gerekse yerel yönetimlerde ki iktidarları döneminde ki süreçte yukarı da dile getirdiğim konularda bir varlık gösteremediler. İki örnek hariç; Biri Gaziantep Belediye Eski Başkanı Sayın Celal DOĞAN diğeri ise Ankara eski Belediye Başkanı Sayın Murat KARAYALÇIN’ DIR. Böylece halkımıza umut verecek tek kesim olan sosyal demokrat ve sol partilerde halk deyimi ile çuvallayınca maalesef ülkemiz şu anda çok kötü yönetilmekte ve çağdaş dünyadan kopmakta. Buda bizi hızla yoksulluğa ve ilkelliğe sürüklemektedir ki bu durum ülkemizin hayrına değil.

1960’larda İspanya, Portekiz, Yunanistan’la ekonomik ve sosyal bakımlardan aynı ligde olmamıza karşın o ülkeler 1980’lerden itibaren hızla demokrasilerini birinciliğe yükseltiler. Ayrıca darbecileri yargılayıp ülkelerini darbecilerden ve darbelerden kurtardılar. Bunun sonucu olarak da zenginleştiler. Şu anda adı geçen ülkelerde kişi başı milli gelir 25.000-30.000 $ arasında değişmekte.

Şimdiye kadar ülkemizi yöneten hükümetler ve sivil asker bürokrasi halkımıza dönüp şöyle diyorlar; Size pilavdan başka yiyecek yakışmaz, üzerine de biraz demokrasi ekleyelim olsun bitsin, yani pilav üstü az demokrasi. Hiç sesinizi çıkarmayın sesini çıkartanın kafasını kopartırız. Yani kendileri bu ülkenin efendileri halk ise onların kulları.

Ülkemizi ancak çağdaş sosyal demokrat parti düzlüğe çıkartır. O halde mevcut sosyal demokrat partileri zorlayacağız. Onlar kendilerini çağdaş sosyal demokrat parti düzeyine yükseltsinler, ya yoksa onları terk edeceğiz. Çünkü onlar halkı şimdiye dek hep aldattılar. Onlardan lütfen aşağıdaki ilkelere uymalarını isteyelim. İş de çağdaş sosyal demokrat partilerin ilkeleri:

ü Demokrasiyi yüceltmek ve demokraside ısrarcı olmak

ü Bireysel hak ve özgürlükleri savunmak

ü Halka dayanmak

ü Piyasa ile barışık olmak

ü Dışa açık olmak(Siyasette ve Ekonomide)

ü Yerel yönetimlere önem vermek

ü Evrensel olmak

ü Eşitlikçi olmak

ü Dayanışmacı olmak

Bütün bunlar için ve ülkemizin düzlüğe çıkabilmesi için Atatürkçüyüm diyen her kişi lütfen el versin. VESSELAM.

 
Toplam blog
: 104
: 478
Kayıt tarihi
: 31.01.07
 
 

Antalya'da yaşıyorum. İki yıl öğretmenlik yaptım, şu anda müteahhitlik yapıyorum. Aslen Kayserili..