- Kategori
- Spor
Pınar mahallesinde beyzbol
Adana'daki günlerimden kalan güzel bir hatıra. Bu haber Yeni Adana gazetesinde yayımlanmıştı.
Bir gün güneş doğmasa ne olur sorusunun yanıtından elbette ki daha az korkutucudur Türkiye A Milli Futbol Takımı bir Dünya Kupasına katılmasa ne olur sorusunun yanıtı. Fakat, hepimiz derinden üzülmüşüzdür. Üzülmüşüzdür mü? Üzüntü duygusundan fazlası var. Ne ayıp! Ne çabuk unuttum çıkan kargaşaları, FIFA'nın bize açtığı davaları? Yalnız, iş, bizim, arkadaşımızın, kapı komşumuzun payına düşene gelince "üzüntü" duygusu dolaylarında geziniyoruz. Peki, hiç elenmiş olma gerçeğine bu kadar kızıp ve mutluluğunun/ mutsuzluğunun bir uluslararası organizasyona, yani Dünya Kupasına katılıp katılmamaya bağlı olmasına kederlenip başka bir spor dalına ilgi göstermek aklımızdan geçmiş miydi? Aslında, geçmese bile kendimizi eksik kalma duygusuna kaptırmamıza gerek yok. Zira, taksitlere ve borçlara eksik kalmak bir eğlence sorunu olmaktan çok öte olarak bir yaşam sorunu. "Ama, ama hayatı bir eğlence olarak görürsek sorunlar önemsizleşir" diyenler varsa yakınınızda, şşşşşttt! Sessizlikte uyuyarak büyür bebekler! Gelelim, elenmiş olma gerçeğine kızıp ve mutluluğunun/mutsuzluğunun bir uluslararası organizasyona katılıp katılmamaya bağlı olmasına kederlenip başka bir spor dalına ilgi göstermeyi aklından geçirmekle yetinmeyip o sporla ilgilenenlere:
Yer: Adana İli Seyhan İlçesi Pınar Mahallesi Yıldız Apartmanı önündeki kum saha
Oynanan Spor Dalı: Beyzbol
Oynayanlardan benimle konuşanlar: Mevlit (9), Gürkan (9), Kutay (10), Alper (12), Hasan (14)
"Futbolun nesi eksik?", "Beyzbol oynamak aklınıza nasıl geldi?" sorularını sormamla beraber:
Gürkan (9): Abi, futbolda kavga var.
Mevlit (9): Evet, abi, biz bile futbol oynarken kavga ediyorduk.
Kutay (10): Bir de biz Türkiye'nin elenmesine çok kızdık. Ailelerimiz de futbola kendimi çok vermemizi istemiyordu. O yüzden, beyzbol oynamaya başladık.
Hasan (14): Beyzbol hem keyifli hem de adaletli.
Alper (12): Futbol eskimiş bir spor zaten ya.
Kutay (10): Herkes biliyor onu zaten. Biz beyzbolu başka mahallede yaşayan arkadaşlara da öğrettik. Bizi yenemiyorlar ama, en azından, öğretmiş olduk.
Futboldaki kavganın suçlusu futbol mu yoksa futboldaki kavga yaşamın sıkışmasının bir sonucu mu? Beyzbol gerçekten adaletli mi yoksa beyzbolda azlık oldukça beyzbolda tatlılık olur mu? Futbol eskimiş midir yoksa artık tv kanallarını işgal eden seviyesiz futbol sohbetleri futbolu eskimiş mi gösteriyor? Bu soruları hepimiz aklımızda umarım yanıtlayabiliriz. Burada önemli olan çocukların kavgadan uzaklaşıp barışçıl bir şekilde sporla ilgilenmeleri, dahası adaleti gözden kaçırmadan bu spora yönelmeleri. Futboldan uzaklaşmalarındaki bir diğer etken olan "eskimişlik" algısı ise futbolu meslek edinmiş olanlarda ne derece uyarı niteliği taşır bilemem, ama beyzbolu "eğlence" ve "spor" amacıyla oynayan bu barışçıl ve yenilikçi çocukların hiçbirisinin hayalinde beyzbolcu olmak gibi bir hayal yok. Olsa bile olanak olmadığı kuvvetle olası. Fakat, güzel olan odur ki barışçıl ve gelişimci olanın bir değil, birçok yolu vardır. Yolları açık olsun!
19.06.2006