Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Pınarbaşı'nda yedim ocakbaşı işkefe

Pınarbaşı'nda yedim ocakbaşı işkefe
 

Katılımcılar: Tuncer Aydın (Avukat), Ertan Tuna (halktan kişi), Cemile Apayrı(Sosyolog), Rıza Ceren (İlahiyatçı), Meral Süngüt (sosyal hizmet uzmanı) ve Kerim Korkut (Düşüncenin sahibi), Niyazi Berkay (yazar), Serap Çeçen (Ev kadını) 

Meral Süngüt-Sayın Korkut’un bazı yazılarında dile getirdiği tek taraflı irade beyanıyla evliliğin sona erdirilmesi konusunu tartışacağız. Hukukumuza göre zina, hayata kast, kötü muamele ve onur kırıcı davranış, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılması gibi durumların bulunması halinde mağdur olan taraf dava açarak eşinden ayrılabilir. 

Kerim Korkut- Kanunda sayılan boşanma nedenleri sanki sadece eşlerden biri tarafından yapılıyormuş gibi kötü giden evliliğin bütün suçu ona yıkılmaktadır. Suçlanan eş, aşağılık biri mağdur olan ise sütten çıkmış ak kaşıktır. Oysa eşlerin her ikisi de hatalı olabilir. Boşanma genellikle uzun bir süreç sonunda ortaya çıkmaktadır. Bazı olayların, durumların birikimidir. Üstelik bu olayların gerçek olarak ispat edilip ortaya konulması zordur. Bir iftira yüzünden bile yuva yıkılır. Eşlerden birini katil gibi gösteren, ispatı mümkün olmayan olaylara dayanan bu gerekçeler gerçek anlamda boşanma nedeni olamaz. Yani bir olaya dayanılarak değil de evliliğin bu haliyle devam etmemesi gerektiğine karar verilmelidir. 

Meral Süngüt- Sayın Korkut’un da değinmek istediği gibi günümüzde boşanma gerekçeleri işte zina yapmış, evden gitmiş, karısını dövmüş, aklını yitirmiş gibi belli olaylara göre tespit edilmiş.”Bu evlilikten sıkıldım. Artık onu sevmiyorum.” şeklinde bir gerekçe boşanmanız için yeterli olmuyor.” Onunla yatağa girmekten iğreniyorum” desen hâkim sizi boşar mı? 

Tuncer Aydın(Avukat)- Kanun eşlerin mutlu olup olmadıklarını nereden bilsin? İhanete uğramış bir eş mutlu olabilir mi? Bu, evliliği kökünden sarsan somut bir durumdur. Elbette kanun buna göre karar verecektir. Adam evini karısını ve çocuklarını bırakıp 6 ay bir yıl çekip gitmiş. Kanun elbette bunu gerekçe olarak kabul edecek. Eşim bana gülümsemiyor; o nedenle ayrılmak istiyorum denilir mi? Eşe karşı kötü muamelede bulunmak boşanma nedenidir. Hiçbir kanun deli eşinizle yaşamanızı isteyemez. Kanunlarımızdaki boşanma gerekçeleri tamamen mantıklıdır. 

Cemile Apayrı(Sosyolog)- Ben Sayın Korkut’un öneri olarak ortaya koyduğu “tek taraflı irade beyanıyla boşanabilme” konusunu konuşacağımızı sanıyordum. Bugünkü boşanma gerekçelerine de değinmemiz güzel oldu doğrusu. Gerçekten de Sayın Korkut haklı. Bugün boşanmak için dava açan eş mağdur ve melek; diğeri her şeyin sorumlusu, sanki katil gibi algılanıyor. Bir de ben Korkut’un yazılarında dile getirdiği bir konuya değinmek istiyorum. Türkiye’de boşanmak gerçekten çok zor. Eşinden ayrılabilmen için illa ki karın o…pu olacak ya da kocan seni bırakıp gidecek. Koca karısını zina halinde yakalarsa boşuyor ama bazen buna hiç gerek kalmıyor. Çünkü o durumda zaten karısını öldürüyor. Eş 6 ay evi terk ederse boşanma davası açabiliyorsun. Adam uyanık 5 ay gidiyor. Ara sıra bir iki ay gidiyor. Yani Korkut çok haklı. Saçma sapan komik bir gerekçe. 

Kerim Korkut- Eşlerden biri sıkıldı çekip gitti. 6 ay bir yıl başka yerde kaldı. Kafasını dinleyecek. Sonra belki dönüp gelecek evine. Böyle bir boşanma gerekçesi olur mu? Ömür boyu eşinin kucağında mı yatacak? 

Rıza Ceren(İlahiyatçı)-Evlilik kutsal bir yuvadır. Eşlerin karşılıklı iyi niyeti ve fedakârlığıyla sürdürülür. Sizleri dinlerken ben sanki bir cinayet örgütünden bahsediyorsunuz sanıyorum. Allahın huzurunda söz vermiş, dini duygularla dolu, birbirlerini seven ve sayan insanlarda bu anlattıklarınız olmaz ki zaten. Korkut’un haklı olduğu nokta şudur. Gerçekten zinanın tespiti güçtür. Kılı kırk yapmanız gerekir. İslam’da zina hali tarif edilmiştir. Bugüne kadar eşim zina yapıyor diye karısını boşayanların hatta öldürenlerin belki de yarısının haklı olmayabileceğini düşünüyorum. 6 ay evini terk etti diye de gerekçe olamaz. Hele de maddi sorumluluklarını yerine getiriyorsa. 

Ertan Tuna(halktan kişi)-Bunların hepsi saçma sapan şeyler. Adam kadını dövüyor, aşağılıyor, sırtında sigara söndürüyor… Bu sadece boşanma sebebiymiş! Komediye bak! Sonrada bakıyor ki nasılsa kanun bir şey demiyor; vurup öldürüyor. Ne boşaması ya! Sen önce zavallı kadını adamın elinden kurtar! 

Serap Çeçen(Ev kadını)-Boşanmaların en büyük nedeni kötü muameledir. Ama her evde kavga olabilir. Her kavgada ayrılma olsa ülkede evli kimse kalmaz. Ben Sayın Korkut’un düşüncelerine katılmıyorum. Toplum düzenimizi yıkmaya yönelik. Öyle iddia edildiği gibi aylarca git gel boşanamıyorsun diye bir şey yok. Ortada haklı bir neden varsa mahkeme sizi boşuyor. 

Cemile Apayrı(Sosyolog)-Serap hanım, aynı sokakta oturuyoruz. Senle arkadaşlığımız da var. Hatırlarsan liseyi dışarıdan bitireceğim dedin. Kocan izin vermedi. Bir iki ağladın sızladın konu kapandı. Mahkemeye dilekçe ver. Ben okumak istiyorum, kocam izin vermiyor de. Bakalım hâkim seni boşayacak mı? 

Niyazi Berkay(yazar)-Bunları yine konuşalım ama ben asıl tartışmamızın ana nedeni olan konuya gelmek istiyorum. Okuduğum zaman kulaklarıma inanamadım. Yanlış mı okudum diye tekrar okudum. Bu ne dediğini bilmeyen adama göre evli çiftlerden isteyen” Ben ayrılıyorum” deyip gidebilmeliymiş. Karşı taraf ister kabul etsin isterse etmesin. Tam sapık erkeklere göre bir öneri. Karısını bırakan gider. Memlekette evli kimse kalmaz. 

Kerim Korkut- Eşlerden biri sıkıldı çekip gitti.6 ay bir yıl başka yerde kaldı. Belki dönüp gelecek evine. Böyle bir boşanma gerekçesi olur mu? Ömür boyu eşinin kucağında mı yatacak? 

Keza kötü muamele. Adam her gün karısını dövüyor, işkence ediyor, bir sürü adilik yapıyor. Eşini öldüren bile var. Kadın mahkemeye gidiyor. Kocam beni öldüresiye dövüyor. İşkence ediyor. Sırtımda sigara söndürdü diyor. Devlet de “sizi boşayım bari” diyor. Şu rezilliğe bakın lütfen. Üstelik kadın boşandıktan sonra da kurtulamıyor. Bu nasıl devlet ya? 

Tuncer Aydın(Avukat)- Tartışma karşılıklı suçlamaya dönüştü. Ülkemizde insanlarımızın yeteri derecede eğitimli olmayışı ve bu nedenle haklarının ne olduğunu bilememeleri, az gelişmişlik, ekonomik ve sosyal nedenler yüzünden evli kimselerin boşanmalarında yaşanan sorunları bir yana bırakalım lütfen. Kanunda yazılı nedenler olması gereken şeyler değil mi, ona bakalım. Yani hâkim evliliğim iyi gitmiyor diyen her çifti ayırsın mı? 

Cemile Apayrı(Sosyolog)-Zina çok olmakla birlikte tespit edilemediği için zina nedeniyle boşanma fazla değil. Başka bir kadınla Eminönü’nde yan yana geziyor diye dava açılamaz herhalde. Tespit edilemese de eşleri zina yapıyor şüphesi içinde olan erkekler bir yolunu bulup ayrılıyorlar. Yani bence masum arkadaşlık hatta rastlantı olsa bile Eminönü firarileri de eşlerini kaybediyorlardır. Elbette bu sadece kadınlar için geçerli. Türkiye’de bütün evli erkeklerin yanında başka kadın olabilir ama kadınların olamaz. Yani zina kuralı erkekler için geçerli değildir. 

Kadınları erkeğin zulmünden kurtaramayan devlet bu gerekçeleri kanuna koyarak kendi acizliğini kabul etmiş ve kadınların kendilerini kurtarmaları şeklinde durumu idare etmektedir. Kocan dövüyorsa onu boşa. Kocan evden gidiyorsa ondan ayrıl. Kocan deliyse (akıl sağlığını yitirmişse) onu bırak. Sanki koca bir günde deliriyor? Aklını yitirmeden önceki dönem ne oluyor? Kadın deli kocasından ayrılmakla iş bitiyor mu? Bunlar güvenliği ilgilendiren durumlar. Evliliğin sona erdirilmesi böyle trajik ve dramatik olaylara bağlanmamalı. 

Meral Süngüt- Sayın Korkut sanırım gerçek anlamda tek evlilik gerekçesi olarak gördüğü “Tek yanlı irade beyanı”hakkında konuşacak. Hakaret, tehdit, kötü muamele, işkence hatta yaralama ve öldürme… Ayrıca baskı, yasak koyma. Kadın ben çalışacağım diyor. Koca hayır izin vermiyorum diyor. Merak ediyorum; bu durumda kadın bunu gerekçe göstererek boşanabilir mi? Kanunda üçbeş tane gerekçe sayılmış. Ben yirmi tane gerekçe bulayım size. Adam giydiğin elbiseye bile karışıyor. Böyle giyinmeyeceksin diyor. 

Kerim Korkut- Kanuni anlamda bugünkü boşanmanın özeti”Kocan sana şunu yaparsa gel seni boşayayayım” şeklinde kadını vicdansız kocanın elinden kurtarmaktır. Sanki bu boşanma gerekçeleri kanuna mağdur kadını kurtarmak amacıyla konmuştur. Erkek karısını döver. Erkek evini terk eder. Beşinci boşanma gerekçesi olan “Evlilik birliğinin sarsılması” sadece kanun adamının açıklayabileceği bir şey. İnsanlar bunun ne anlama geldiğini bilmiyorlar. 

Bu arada ufak bir açıklama yapmak istiyorum. Özellikle bu tür yazılarımı okuyanlar çok basit ve özensiz bulabilirler. Ben gerçi geniş bir bilgi dağarcığına sahip değilim. Yani sizin gibiyim. Sadece düşünerek bulduğum görüşlerim var. Ama yine de istesem daha özenli, teknik detaylara giren akademik yazılar yazabilirim. Bende bu kapasite var. Okurum araştırırım yine yazarım. Ama dikkat ederseniz herkes böyle teknik bir incelemeye, araştırmaya dayanarak yazıyor. Halk tarzı yani halk için yazan yok. Bu nedenle herkes anlasın okusun diye mahsus basit yazıyorum. Benim yazılarımı sokaktaki insan okuyup anlamalı. 

“Kocan seni dövüyor, işkence ediyor; belki de öldürecek, gel seni ayırayım” Evliliğin sonlandırılması bu şekilde olabilir mi? Hem bunun bir ölçüsü yok ki. Bir kere dövdüğünde mi mahkemeye gideceğiz yoksa yıllarca işkence ettiğinde mi? 

Ben karımı seviyorum. Evime çocuklarıma bağlıyım. Uzun evlilik yıllarından sıkıldım, bunaldım. Bir süre kafamı dinlemek istiyorum. Karım razı olmadı, hâkim de boşadı. Ben eşime mahkûm muyum? O da gitsin kafasını dinlesin. Ben eşimin kölesi miyim? Bunun için boşanma olur mu? 

Yeniçağda (Türkiye’de Ağaç Hareketi düzeninin kurulup uygulanacağı dönem) bir tek boşanma gerekçesi vardır: İstemiyorum. Bu, her şeyi kapsar. Saçlarını tarama şeklini beğenmiyorsundur. Kemersiz pantolon giyiyordur falan filan. Evlilik birimine “Ben bu evliliği sürdürmek istemiyorum” demen yeterlidir. 

Serap Çeçen(Ev kadını)- Herkes bunu söyler ve çekip gider. Özellikle de erkekler. Ne kadar çok işlerine gelir ya domuzların! Siz kendiniz için düşündünüz galiba bunu. Ben çoğu yazılarınızı okudum. Allahtan kısıtlı bir yerde yazıyorsunuz, bu nedenle fazla kişi okumuyor. Yine de yazılarınız yasaklanmalı. Editörler nasıl izin veriyorlar anlamıyorum. Şuna bak! Ben bu evliliği istemiyorum deyip çekip gidecekmişiz. Çocuk oyuncağı sanki. 

Ertan Tuna(halktan kişi)- Eminim kocan seni akşam sabah dövüyordur. Sayın Korkut mutlu değilsen, kocanı sevmiyorsan, evliliği yürütmek istemiyorsan ayrılırsın olur biter demek istiyor. Ayrılmak için illa o…pu mu olacaksın? Eşinin ya da senin aklını mı kaybetmesi lazım? Kocanın karısının sırtında sigara mı söndürmesi gerekiyor? 

Kerim Korkut- Tek taraflı irade beyanıyla evliliğin sona erdirilmesi şu anlama geliyor. Herhangi bir nedenle veya nedensiz olarak eşinizle evliliğinizi sürdürmek istemiyorsanız Evlilik Birimi’ne bunu bildiriyorsunuz ve hiçbir şart aranmaksızın evliliğiniz sona erdiriliyor. Bu arada boşanma kararınızı eşinize bildirmeniz, onun izin ya da onayını almanız da gerekli değil. 

Bu gün ise kanunda yazılı trajik olaylar olmamışsa eşinizin isteği olmadan ondan ayrılamıyorsunuz. Bu nedenle evliliğin çekilmez hale geldiği bazı durumlarda kadın sırf kocasından kurtulmak için onu aldatma yoluna gidiyor ya da koca karısından kurtulmak için evi terk ediyor. 

Niyazi Berkay(yazar)- Sayın Korkut, böyle bir durumda Serap hanımın dediği gibi ülkemizde evli olan kimselerin yarısı eşini bırakır. Yazılarınızı özenle okudum ve anladım ki Medeni kanunumuz ve evlilik hukukumuz sizin önerileriniz doğrultusunda yeniden oluşturulursa özellikle eşlerin hakları ve mal paylaşımı konusunda çocuklar, kadın hatta erkek bile mağdur edilmeyecektir. Çünkü boşanma halinde bunlar Koruma Birimi’nin güvencesinde olacaklar. Ta ki yeni bir yuva kuruluncaya kadar. 

Kerim Korkut-Evlilik birliği hem karının hem de kocanın isteği doğrultusunda yürüyen bir sosyal yapı. Siz sevmediğiniz, istemediğiniz bir şeyi yapar mısınız? Hem niye yapasınız ki? Cahil ana babanız ve toplum tarafından istemediğiniz birisiyle evlendirildiniz. Eşinizi sevmiyor hatta görünüş ve hareketlerinden nefret ediyorsunuz. Eşiniz evi terk etmedi. Siz onu aldatmadınız. Sizi dövmedi ve delirmediniz. Onunla yatağa girmekten iğrenseniz bile boşanma ihtimaliniz yok. 

Meral Süngüt- Gerçi Niyazi beyin dediği gibi Korkut’un önerisi uygulanırsa ülkede kaos çıkar. Çünkü boşanma çok kolay olur ve mutlu olmayanlar ekonomi ve çocuklar konusunda sorun yaşamayacaklarsa hemen eşlerini bırakırlar. Hem bu arada kimin mutlu olduğu ve eşini sevdiği de anlaşılır. 

Cemile Apayrı(Sosyolog)- Ben diyorum ki bu evlilikten mutlu değilim. Kanun bana diyor ki kocanı razı et ayrıl. Adam razı olmuyor. Böyle bir şey olabilir mi ya! İnsan haklarına bile aykırı. Üstelik bu kanunlar şu bizim girmeye çalıştığımız AB patentli. AB bizim Korkut’umuzdan 200 yıl geride. İnanmayan karşılaştırsın. Halka göre düzen olmaz. Sen düzenini kurarsın halkı o düzene uydurursun. 

Rıza Ceren(İlahiyatçı)- Valla belki alışmadığımız için bize ters geliyor ama galiba Korkut haklı. Evlilik iki taraflı hukuki bir sözleşme. Bir taraf hayır derse sözleşme nasıl yürürlükten kalkarsa burada da aynısı olmalı. Neden boşanıyorsun sorusu bana da mantıksız geliyor. Yüzlerce sebep olabilir. Birde ayrılmak istediğinizi eşinize bildirmelisiniz. Yani razı etme, izin alma anlamında demiyorum. Haberi olur ve kendisini ona göre hazırlar. Sonra burada nedensiz, keyfi ayrılmalar da çok olur. Adam affedersin şeyinin keyfine bırakır gider. Yine kadınlar mağdur olur. 

Kerim Korkut- Eşimize ayrılıyoruz desek kıyameti koparır. Kocamız ise bir ton sopa yeriz. Kötü olaylar da olabilir. Birim kendisine “eşiniz sizden ayrılmıştır” diye bilgi verecektir zaten. Nedensiz olarak, şeyinin keyfine eşinden ayrılan cehennemin dibine gitsin. Böyle biriyle evlilik lazım değil zaten. Ayrıca önemle ve üzerine basarak söylüyorum: Yeniçağde kadınlarımızın hiçbir şekilde mağdur olmaları veya edilmeleri mümkün değil. Nedeni şimdilik bende kalsın. Hepinize teşekkür ediyorum. İyi akşamlar. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..