Pinokyo’ nun dedesi namaz kılıyor, Çanakkale Savaşı' nda ak sakallı bir dede kumandan...

Alicem’in (oğlum) okulunda harika bir Türkçe öğretmeni vardı.

Dersini çok iyi verdiği gibi,

Klasik çocuk kitaplarının üzerinde de uzun, uzun tartışır,

Sınıfça altından girip, üstünden çıkarlardı.

***

İşte bu yüzden,

Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry' nin ünlü romanı Küçük Prens’ e sıra gelmesini de, epeyce bekledim.

***

(Okuyamayanlar için söyleyelim;

Küçük Prens;

İlk bakışta basit bir çocuk kitabı gibi görünmesine rağmen,

Yaşam, sevgi ve aşk hakkında derin anlamlar içeren önemli bir kitaptır aslında.

Kitap; bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasını,

İnsanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını anlatır.)

***

Baktım hocanın portföyünde yok,

Bir gün öneri olarak sundum.

- ''Haklısınız. Tamam bakarız '' gibi sözlerle geçiştirdi önce…

Bir süre geçti, bir gelişme yok…

Tekrar hatırlattım.

- '' Aklımda '' dedi.

Gene bir şey yok…

***

Bir gün sıkıştırınca;

- '' Ya Cüneyt bey, kusura bakmayın. Biliyorum Küçük Prens çok önemli bir kitap. Doğru bir öneri ama …''

- Evet ?

- ''Ama yapamam.''

- Neden?

- ''Çünkü; şimdi gidin Küçük Prens kitabını alın dersem, kitapçılardan alıp gelecekler.''

- ?

- ''Ben alıp dağıtsam da, uygun olmaz…''

- Kitapçılardan almalarının ne sakıncası var ki?

Gülümsedi.

- '' Sizin kitabınız eski herhalde? '' dedi.

- Evet ?

- ''Belli oluyor. Son zamanlarda çocuk kitapları çok değişti.''

- Nasıl yani?

***

Anlattıklarını dinleyince abarttığını düşündüm. Hemen kitapçıma gittim, olanları bir de kendi gözümle görmek istedim.

***

Hemen bildiğim ünlü çocuk klasiklerini incelemeye başladım…

Gözlerime inanamadım;

***

Pinokyo’ nun dedesi namaz kılıyor,

Heidi’ nin anneannesi başını örtmüş,

Çanakkale savaşı’ nda baş kumandan Mustafa Kemal yok,

Onun yerine, ak sakallı bir dede bulutların arasından çıkıyor ve onun yardımıyla savaş kazanılıyor…

***

Aklıma dünya klasikleri geldi.

Koştum baktım,

Sefiller, sefil olmuş kuşa dönmüş, Victor Hugo görse oturur ağlar…

Savaş ve barış, cep kitabı kadar.

***

Söylendiğine göre (hepsini okuyamadım),

Artık çoğunun üzerinde din sosu varmış…

***

Çizgi filmler, yerli diziler mutlaka din motifli,

Filmlerde; hiç ilgisiz yerde namaz kılanlar, sahura kalkanlar…

***

Son haber;

'' TRT’ de Arthur adlı çizgi filmde; orucunu bozarak pizza yiyen çocuğa ''yüz karası''olduğu mesajı veriliyor.’’ muş…

***

İnanılır gibi değil..

***

Lütfen, dünya klasikleri ile oynamayın, kitaplarımızı da bozmayın!

Çizgi filmlerimize dokunmayın!

Allah aşkına…

***

Özel yaşamınızda dininizi istediğiniz gibi yaşayın,

Anlıyorum, muhafazakar bir yaşam istiyorsunuz.

Çocuklarınızın dini konularda iyi yetişmesini istiyorsunuz.

Hepsini anlıyorum.

Onlara bu amaçla yazılmış kitapları okutabilir, eğitebilirsiniz.

Ama n’ olur kitaplarımıza dokunmayın.

Onları tüm dünya çocuklarının okuduğu gibi orijinal halleriyle okuyabilelim…