Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '08

 
Kategori
Haber
 

Pirinç meselesi...

Pirinç meselesi...
 

Çeltik tarlada...


Önce bir fıkra…

Tur otobüsü şoförü, omzuna dokunulunca hafifçe başını çevirmiş, bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın...

Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş.

15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzuna dokunup bir avuç daha badem vermiş ve bu ikramı beş altı kere daha yapınca <ı>“Zahmet ediyorsunuz efendim” demiş saygılı şoför, <ı>“<ı>Hep bana yedirdiniz… Biraz da kendiniz yesenize…”

Yaşlı hanım <ı>“Çiğneyemiyorum evladım” demiş yaşlı kadın, <ı>“Dişlerim yok…”

Şoför merakla <ı>“Niye satın alıyorsunuz o zaman” diye sormuş. Yaşlı bayan, gayet sakin ve samimiyet dolu bir sesle cevap vermiş…

<ı>“Evladım, ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!...”

<ı>

Gelelim <ı>“Pirinç” meselesine…

<ı>

Ülkemizde, tarım sektörünün desteklenmesi ve kuraklık yaşanmaması halinde, pirinç üretimi ülke nüfusuna yetecek kadar üretilebilen temel gıda maddelerinden biridir.

Bol sulu arazi isteyen pirinç, ülkemizde genellikle Trakya bölgesinde yetişir ama, Havza’dan Terme’ye kadar olan Karadeniz bölgesi, Gönen bölgesi ve Kahramanmaraş bölgesi de ülkemizin önce gelen pirinç üretim alanlarıdır.

Her birinin kendine özgü de lezzeti vardır. Öyle pirinç çeşitlerimiz vardır ki, özellikle tereyağı ile pişirilmiş o pilavın lezzetine doyum olmaz. Pirinç pilavı yediğinizi doya doya hissedersiniz damağınızda.

Pirinç ayrıca beslenme değerleri ve diğer bazı özellikleri nedeniyle de sofralarımızdan eksik etmeyeceğimiz bir tarım ürünüdür.

Şimdi gelelim, <ı>“Pirinç”in püf noktasına…

Sanmayın ki nasıl pişirilir, onu tarif edeceğim. Aslında ben, pirinçten o kadar çok çeşit pilav yapıyorum ki, en sonunda evde isyan çıktı.

Dediler ki <ı>“Mademki pirinç pilavını yapmayı seviyorsun, bize bir çeşit pilav yap… Aklımız karışıyor.”

<ı>

Yani o kadar çok çeşit pilav yapabiliyorum pirinçten.

Benim şimdi anlatacağım, evde veya lokantada yiyeceğiniz pirinç pilavının nasıl yapıldığı değil, ülkemiz pirinç üreten ülke olduğu halde, bize nasıl <ı>“Üzerinden çikolatası emilmiş badem” gibi pirinç yedirdikleri…

Yazımın başında, yine dostum Şakir KARPAT’tan alınma fıkrayı, onun için aktardım size…

Çok fazla ayrıntıya girmeden…

Ülkemizde üretilen çeltik, hasat döneminde oluşan arz-talep doğrultusunda ve çeşidine, özelliğine göre fiyat bulur. Üretici, ürettiği çeltiğini doğrudan <ı>“Çeltik fabrikaları”na devrederler.

Genellikle de ekim zamanı önceden aldıkları avansları kapatmak için, çeltik bir çırpıda fabrikaların eline geçer. Pirinç ürünü <ı>“Çeltik” halinde kaldıkça da, üzerinden bir sezon da geçse, iyi korunmak kaydıyla özelliğinden bir şey kaybetmez.

Üretimin miktarı ve talebe göre de hasat döneminden sonra, öteki hasat dönemine göre fiyatı da azar azar artarak yeni sezona kadar idare eder.

Ancak, ülkemizde ürettiğimiz pirinç, ancak kendimize yeter miktarda olduğu için, bazen de <ı>“İthal” olarak ve özellikle de Amerika’dan <ı>“Carlos” diye bilinen ürün gelir.

Amerika’da da bu ürünün üretim miktarı oldukça fazladır. Ayrıca İran, Mısır ve Pakistan’dan da pirinç ithal edilir, ama Amerika, miktar olarak başta gelir.

Ve…

Fiyatı olarak da Türkiye’ye oldukça ucuza maliyetlidir.

Ülkemizde, bilinen bir kuraklık yaşanıyor. Pirinç ürünü de bol su ister. Yani, üretim, tüketime yetmeyebilir, ki bunu bir zamanlar çok yaşadık, işte o zaman da pirinci ithal ettik…

Şimdi… Düşünün bakalım… <ı>“Üzerinden çikolatası emilmiş badem”i nasıl yiyorsunuz.

İçeride fırsatçılar var…

İthal ettiğiniz ülke de Amerika…

Başka anlatacak bir şey kaldı mı, bir de pirinç pilavı nasıl yapılır, tarif edeyim mi?

İster misiniz, yoksa <ı>“Badem yemeye” devam mı?

<ı>17 NİSAN 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..