Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '07

 
Kategori
Anılar
 

Pişi pişi var mıııı? Çorba şişi var mıııı?

Pişi pişi var mıııı? Çorba şişi var mıııı?
 

Bayramların en sevdiğim tarafıydı, pişi kokusu ve tekerlemeler. Şekerden çok sokaklarda yükselen pişi kokularını severdim. Bana şeker vermelerindense pişi vermelerini yeğlerdim. Tasvir etmem gerekirse; baştan çıkarıcı bir kadın kokusuydu benim için pişi kokusu. Hala da öyledir. Her neyse.

Yarın bayram.

Bir kaşık ayran.

Hem sana yeter.

Hem bana yeter.

Pışşıııkkkk.


Fazla uzağa gitmezdik şeker veya pişi toplamak için. Fakat bir gün arkadaş gurubuna uyarak bir hayli açılmış, bizim mahallenin sınırları dışına çıkmıştık. Kimseye çaktırmıyordum ama korkmaya başlamıştım. Çünkü daha o zamanlar mahallede adımız fedai olarak anılıyordu. Bütün ezilen, büyükleri tarafından tartaklanan, dayak yiyen çocuklar bana koşardı. Erkek olsun, kız olsun, hatta yaşı benden bir hayli büyük olsun fark etmezdi. Eğer çocukları haksız yere dövmüşlerse çekecekleri vardı elimden. Özellikle kız çocuklarına laf olsun diye işkence eden çocukların azılı düşmanıydım. Eğer yokluğumda kızlara işkence etmişlerse, onlar bir koşu beni bulur, sonrasında ise ne erkek kalırdı ortada ne gölgeleri. Durum böyle olunca tabii ki karizmayı çizdirmemek, şanıma leke sürdürmemek için korkumu dizginlemek, saklamak zorundaydım. Neyse. Aynı endişeleri taşıyan bir iki çocuk haydi dönelim artık dedi de ben de durumu kotarmış oldum böylelikle. “Demek ki, şekil “A” da görüldüğü gibi eşkiyalar da korkarmış:))

Bayramların en sevdiğim bir diğer yanı ise köyde yaşayan dedemleri ziyaret etmekti. Hele de mevsim yazsa. O kadar güzeldi ki köyümüzün, yazları çıktıkları mahalleri. Her taraf yemyeşil, her taraf meşe, çam. Fakat mahallere yol yoktu o zamanlar. Üç kilometre dağ tırmanırdık. İşin en güzel taraflarından biri de bu yolculuktu zaten. Sağda solda bin bir çeşit bitki ve onlardan yükselen mis gibi kokular. Hele o dedemin dere kenarında, kavak ağaçları altında yağını çıkardığı kekik kokusunu içime çekmek yok mu? Öldürüyordu beni.

Ne güzeldi ey tanrım kocaman bir radyodan dedemle dinlediğim ajans haberleri. Ne güzeldi babaannemin kara tencere içinde hafiften dibini tutturarak pişirdiği yanık kokulu süte şeker katıp, yufka ekmeğini kaşık yapıp bandırarak yemek. Ne güzeldi kara tavada tereyağı ile pişen yumurtaların rengi, tadı, mis gibi kokusu. Ne güzeldi; çok değil otuz km aşağıda sıcaktan uyuyamaz dört dönerken, orada kocaman yorganların sıcaklığına ihtiyaç duymak. Ne güzeldi halamların beni hiç yere koymadan hoppidi, hoppidi havada zıplatmaları. Hele rahmetli Fatma halamın bana olan sevgisi o kadar derindi ki; ilk kızının adını Aynur koymuştu bu yüzden.

Ya halamların üstüne yalnızca biraz su ve tuz çiseleyerek yaptıkları salatanın tadı. Ufff yaaa. Yaşamak oydu işte, yaşadığını hissetmek. Ya kucağıma alarak uyuduğum tüyleri sarı beyaz kedim. Ne güzeldi onun sıcaklığı ve mırıltısına sarılarak rüyaya dalmak. O zamanlar çok kızdığım ve elimden zorla çıkardığım kara tencere lekelerini bile özledim. Ya hala alnımda izini taşıdığım ve en az beş metre yüksekliğindeki meşe ağacına, “babaannemin bizden köşe bucak sakladığı kolanı bularak” salıncak kurup sallanmak. Yüzümü ve o zamanlar sapsarı olan saçlarımı salıncağın rüzgarına bırakmak. Sonunda dayak bile olsa buna değiyordu gerçekten. Kısacası güzeldi bayramlar bizim çocukluğumuzda, hem de çok güzel. Şu anda bunları düşünmek, o günlere gitmek bile öylesine heyecanlandırdı ve mutlu etti ki beni tarifi imkânsız. Tabii ki sevdiklerimi kaybetmenin burukluğuyla beraber. Daha sayfalarca yazabilirim ama sanırım kesmem gerek.

Beni çocukluğuma kadar götüren bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, her gününüzün bayram sevinci içinde geçmesini dilerim. Sevgilerimle.

*** Kolan: Renkli yünlerden kirmanda eğrilerek yapılan iplerden örülen, yaklaşık üç santim genişliğinde ve üç metre uzunluğunda kilimvari ipler.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..