Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Pislik Yağıyor Üzerimize Belli de, Sığınacak Dam Nerede?

Pislik Yağıyor Üzerimize Belli  de, Sığınacak  Dam Nerede?
 

Bir dam bulmak zor. Bulunca değerini bilmek gerek.


Allah acil şifalar versin canım hocam Yaşar Nuri sık sık yineler sohbetlerinde, Kur'an ı Kerim'deki o mesaj yüklü- tabi ki anlayana-  ayeti. .. Tam olarak  ifade edemeyebilirim "mealen" şöyle diyor Yaradan : "Aklını işletmeyen toplumların üzerine pislik yağdırırız.... "   Müslüman olduğunu iddia eden topluluklara, milletlere bakın  Allahaşkına,   aklını işletmiş olsalardı  bugünkü acınacak durumda mı olurlardı. Hepsinden geçtik birbirleri ile (İran-Irak savaşı örneği) yıllar süren savaşlar mı yaparlardı? 

Bir de "gâvur" dediklerine bakın,  hatta ateist bilinen ülkelere. Tam da Akif'in dediği gibi İslamiyet'in emrettiği  çizgide; gerek insan ilişkileri gerekse idare sistemleri...   Eğitim anlayışı ve işleyişi,  zaten  tam da arzu edilen bir öngörü ve sonuç çizgisi dahilinde...

Çok şükür  inançlı bir çevrede yetişmiş,  inançlı biriyim ama eşime de sık sık söylediğim gibi İslamiyet bunların yoluysa şayet  ...        Halk arasında  da yaygındır  "insanı dinden imandan edecekler"  söylemi...

 İslamiyetin bu derece dejenere olmasından yarar sağlayacak  kendi  dini  akidelerini  dünyada hakim kılmak isteyenlerin tezgahları,  tüm yaşananlar  .  Bal  gibi de,  ağızlara sakız olup anlamını yitiren,  içi boşaltılmaya çalışılan  "dış güçlerin oyunu"  gerçeği ,   bütün bunlar...     İçerde bunlardan yararlanmak isteyen,  çıkarları için  Müslümanlığı  yerlerde sürüyen  güruh da bunların maşaları elbette...

Zaten  ülkenin içinde bulunduğu güçlükle nefes alınan ortamı yüzünden,  şehitlerimize bile  gereken duyarlılığı tepkiyi gösteremiyoruz ; adeta  dumura uğradı  sinir sistemimimiz . Üstüne bir de gün geçmiyor ki  taciz,  sapıklık  haberleri işitmeyelim.

Bir annenin,  kocasından  gizli 6 yıl birlikte olduğu aşığı ile; olaydan haberi olan on yaşındaki oğlunun ölümüne seyirci kalması belki de azmettirmesi...  

Amacı  dindar gençlik yetiştirmek olan bir vakfın öğretmeninin  erkek  çocuklara tacizi...

Aileden sorumlu,  üstelik  bayan , muhtemelen anne olan bir kişinin, konuyla ilgili olarak "bir kereden bir şey olmaz" diyerek   birazcık aklı,  vicdanı olan insanların  midelerine sancı girmesine sebep olan beyanı...

Bir bayan öğretmenin  yine küçük yaştaki kız öğrencisine  tacizi,

onun telefonuna çıplak resimlerini gönderecek kadar  gözü  dönmüşlüğü ...

Cübbeli  ünvanı ile  ünlü  bir zamanlar  fuhuşla ilgili hapse girip çıkmış olan  utanmaz adamın (en masum bu geliyor sıfat olarak aklıma,  aslında hangi sıfatlara  layık olduğunu izan sahibi herkes çok iyi bilir)   söyledikleri...

Eğer face'den okuduğum paylaşım yalan değilse,  şöyle buyurmuş  bu zavallı insan  : "İslam'da erkek çocuklarla yakınlaşma vardır buna "bademleşme" denir . Bu nedenle  Ensar vakfındaki olay normaldir. Bunu ateistler  saptırıyor  ..."      Saç baş yolduran  böylesi sapık,  sözüm ona fetvalar...

Çölde yürürken  bir su birinkintisine  rastlamış gibi oluyorum,  güzel insanların  sergilediği güzellikleri görünce.  Örneğin;  üniversiteli öğrenciler birleşip bir köy okulunu onarmışlar haberi...    Örneğin,  16 yaşında bir çocuğun hiç tanımadığı halde boğulmak üzere olan birini  kurtarmak için  suya atlaması ve onu kurtarması...  Gazetelerin  köşelerinde veya  haberlerin minik bir bölümünde  göğsümüzü kabartan yurt dışında adımızı duyuran;  spor veya bilimde başarılarını kanıtlayan güzel insanlarımız....

İnsan olmak için ille de  yüksek öğrenim gerekmiyor.  O Allah vergisi  bir şey. Anlatacağım olay görevi insan sağlığından  sorumlu  bir doktorun  bir köpeğe  bir insandan  daha çok önem verdiğinin acı bir örneği  ...

Karı koca  emekli öğretmen olan bir ailenin karı koca doktor olan  komşuları vardır. Doktor olanların çocukları yoktur,  köpeklerini belki de bu nedenle çok önemserler.Kendileri gibi ; çocukları olmasına karşın aynı şekilde köpeklerine  çocuklarından daha çok vakit harcayan diğer bir komşuları ile köpek dostluğu nedeni ile çok iyi anlaşırlar... Bu nedenle  köpeğe verilen aşırı önemin çocukla  pek ilgisi olmayabilir, orasını bilemem... 

Bir gün, bu doktor komşuların köpeği , emekli öğretmen karı kocanın kendilerine gelen yaşlı ve hasta babalarına saldırır.  Doktor  bayan  yaşlı adama " bu köpek senden daha az tehlikeli " gibi yakışıksız bir söz sarfedince,  öğretmen komşu ile aralarında tartışma çıkar.

  Daha sonraki bir gün ise, yine aynı şekilde,  aynı baba ve anne, kardeşler öğretmenleri ziyarete gelir. Köpek sever komşuların sokakta besledikleri beş altı köpekten biri  kapıda yine anneye doğru yaklaşarak  havlamaya başlar.  Öğretmen,   yine bir tatsızlığa meydan vermemek adına köpeği uzaklaştırmak için bir iki kez "hoştt"  der.  Sadece budur yaptığı , taş veya sopayla falan değil sadece "hoştt" der uzaklaştırabilmek amacıyla... Doktor bayan,  misafirler içeri girdikten sonra  mahalleye yeni taşınan yan komşuya şöyle seslenir "Sizde kuduz aşısı  var mı ? birileri kudurdu da... "    Yetmiyor...  Kendisi gibi köpeksever ! komşuya gidiyor kapıdan bağırıyor."Sizde kuduz aşısı var mı" Tabii o anlıyor,   zira öğretmenlerle  o da kavgalıdır ,   her fırsatta öğretmenlerin gelenini gidenini takip eder  bu yüzden ...    "Kudurmuş mu yine,  evet evet var"  şeklinde tam da kendine yakışır şekilde cevaplar ,  çok  değerli,   hem de "uzman" sıfatını almış doktor komşusunu...  

Ben bu olayı  bir yakınımdan duydum, ya da siz öyle bilin, bu da bir beyaz yalandır kimbilir :)) Önceki yazılarımı okuyanlar  anlamışlardır...  

Şahsen  gazeteden filan okusam,  Allah Allah  ,  doktor , öğretmen ? Diye  şaşıp  kalırdım.   Ve de hiç yakıştıramazdım.  Hani  bugünlerde  gündemde olan "tuz koktu mu"  sözü  aklıma gelir ama işte  insan  olmak  çok başka bir şey...   

O yüzden değerli okuyanım,  güzel insanların sayıları o kadar  azaldı ki,  bulduğunuzda sımsıkı sarılın ona veya onlara ;  öyle ufak tefek nedenler yüzünden küsmeyin,küstürmeyin...

MB' da on yıla yaklaşan bir süredir  duygularımı, düşüncelerimi, gözlemlerimi paylaşıyorum.  Zaman zaman ben de hoş olmayan eleştirilere maruz kaldım. Olabildiğince saygı sınırını aşmadan cevapladım. Bazılarını ben eleştirdim  kendimce... Yine  aynı saygı sınırı içinde cevap aldım . Burada yazmak için vakit harcayan,  birikimine,  yeteneğine güvenerek  paylaşımda bulunan;  fikirlerime  uygun veya değil her  yazara  saygı duyuyorum.  Bilgi ve birikimlerin  paylaşıldığı ; insanlık adına ülkemiz adına,  denize bırakılan birer deniz yıldızı,  her bir yazı...

Başlıkta sorduğum soruyu yineliyorum.  Pislik yağıyor  belli de, sığınacak dam nerede?

Ülkemiz  bir pislik yağmuru altında...  Gençlerin pek çoğu uyuşturucudan medet umar durumda.  İnsanlar  para için öz çocuklarını satıyor,   geçim derdi ,işsizlik , ülkenin bir bölümünde iç savaşın yaşandığı, gencecik bedenlerin  toprağa düştüğü bir süreç...   Ekranda gözlerine bakmaya utandığımız fidanların bıraktığı yürek yangınları...

İşte, demem o ki sevgili  MB'un değerli yazarları ve okur,   MB bizler için  BİR DAM...  Ben öyle görüyorum.  Burada  görüşler,  bakışlar farklı olabilir ama madem ki on yıldır  devam eden bir  yazı ortamı var .  Eskiler ve yeniler demeden şu görüş bu görüş  demeden  , kırmadan, dökmeden  bu dam altında  sesimizi duyurmaya, ortak paydalar aramaya devam etmeliyiz.    

Zaten her ortamda kavga var,  bölünmüşlük var,  biz farklı olalım...  

Sevgili Filiz  üzülmüş (Filiz Alev)  Ben de üzüldüm.  

Sağlık sorunlarımla savaşmaktan  uzun süredir yazamadım.   Çok fazla da okuyamadım  .  Bu yüzden  Fransız kaldım  MB'un  son zamanlardaki  gergin havasına  belki...  :)   Umarım ortada bir yanlış anlaşılma vardır. Umarım barış sağlanır.  Geçmişte   "hıyar" lı söylemler  gibi  nahoş atışmalar oldu  ama sonrasında barış sağlandı unutuldu gitti... 

Yazan,  resim yapan,  müzikle uğraşan  , sanatın çeşitli dallarında  bir şeyler üreten, üretmeye çalışan her insan saygıdeğerdir.  Bu  yüzden  kırmayın, incitmeyin...   Güzel insan o kadar azaldı ki,  değer bilin...

 Derim ben  ...

 Elbette  bunları kendime de söylüyorum.   Hoşgörü  kanatlarımı  oldukça geniş tutabilmek adına,  zaman zaman ben de zorluyorum kendimi...  

 

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..