Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Piyasa ekonomisi ve ticari ahlak

Piyasa ekonomisi ve ticari ahlak

Sanayileşme süreci kendi iç dinamikleri ile tekamül ettikçe; kendi içinde bir çok alışkanlıklar ve farklı ticari enstrümanlar da üretti. Karma ekonomi modelleri ve ithal ikameli ulusal ekonomik modeller, liberalleşme modası ile piyasa ekonomisine dönüştü. Devletler sınai ve ticari faaliyetlerin dışına itilerek, serbest rekabet sistemi geliştirildi. Bu sistemde fiyatlar rekabet düzeni içinde oluşmakta.

Ürün ve para birincil değer olmaktan çıktı. Üretim dışı faaliyetlerden, finansal oyunlardan kazanılan paralar o kadar büyüdüki dünya ekonomisinin yönünü değiştirebiliyor.

Amerikan ekonomisini kredi ve diğer değerli kağıt ticareti dümdüz etti. Oradan başlayan problem dalga dalga tüm dünyayı sardı.

Dikkat edilirse sorun üretim sorunu yada taleplerin karşılanamaması değil. Arz ve talep dengesizliği de değil.

Ekonomilerin merkezinde insan yok. Kapitalizmin içinde gelişip güçlenen bir zihniyet insanlığın kontrolünden çıkıp her şeyi yönetir oldu. İnsani hasletler iş hayatından uzaklaştı. Bir yazılmamış yasaya ve teamüle göre oluşmuş mantığa her kes uyum sağlamış, eğrisi doğrusu hesaplanmadan yürüyüp gidiyor. Nereye varacağı nerde duracağını bilende yok.

Ne olacak şimdi?

Filozoflar ve ekonomi dehalarının oturup yazdıkları ekonomi modelleri kendi sonlarını kendileri getirdi. İnsanın olmadığı, her şeyin sadece kazanma ve galip gelme paranoyası üstüne bina edildiği bu ekonomi sistemleri daha fazla yaşayamazdı zaten.

Cumhuriyetler demokratikleşti. Demokrasiler liberalleşti. Ekonomiler küreselleşti.

Dünya ahlakı; evrensel tabi hukukun dışında, ticaretin ve para kazanma hırsının ürettiği bir zihin yapısıyla akıldışına kaydı. İnsanın tabi yapısına uymayan, doğanın genel işleyişine aykırılıklarla dolu bir üretim ve para kazanma serüveni tüm evrensel toplu yaşama alışkanlıklarını alt üst etti. Bu toplu yaşama alışkanlıkları insanlık tarihi boyunca süzüle süzüle toplu yaşama yasalarına dönüşmüşsede, her kural ve kültürel birikimin dibini para kazanma ve ticaret ahlaksızlığı delip geçti.

Her şey faiz, hisse senedi, borsa, kredi, banka, tahvil kısaca üçkâğıtçılık etrafında dönerken, bunu insanlık onurunun üstünde ne kadar taşıyabileceklerdi. Bütün mekanizmalarını bu üçkâğıtçılık düzeni üstüne kuran devletleri ne demokrasi nede cumhuriyet ayakta tutabilir.

Dünyanın üçte biri açlıktan ölürken; silahlanmaya harcanan para bütün dünya halklarını iki kat kalkındıracak boyutlarda, bu evrensel adaletle nasıl izah edebilir.

Dünya medeniyetini neler bekliyor?

Arz talep ilişkisi, dünya siyasi ve politik stratejilerinin arka planı ve hareket noktası oldu. Bütün dengeler bu merkez etrafında şekilleniyor. Kendi yasalarını ve eğilimlerini hiçbir hukuksal yada ahlaki bilgiye dayandırmayan evrensel ticaret geleneğinin nereye gelip duracağı ve nasıl bir pozisyon alacağı bilinmiyor. Dünya ticaretinin global aklı kendi eğilimlerini ve hareket biçimini piyasa değişimlerine göre eğirip çevirdiğine göre sonuçlarıda kestirilemeyeceği bellidir.

Amerikan krizi öngörülememişse, tahmin edilmiş bile olsa önlemi geliştirilememişse, bu gün itibari ile durdurulamıyorsa, piyasa ekonomisinin tepeden yuvarlanan taş gibi kendi kurallarını koymaya devam edeceği bellidir.

İdeolojileri ve felsefi tezleri ezip geçen, bilimsel varsayımları dümdüz eden serbest piyasa ekonomisinin alternatifi henüz düşünülmedi bile.

Daha önemlisi ve en korkuncu dünya sosyolojik dengeleri, hukuksal ve bilimsel bilgilerin ışığının dışında kaldı. Dünyada meydana çıkan son siyasi gelişmeler ve ekonomik krizin etkileri, sosyolojik açıdan öngörülebilir olmaktan çıkmış durumda. Görülen odur ki; gelecek yirmi yıl, Devletlerarası çekişmelere ve sosyolojik kaoslara gebe olduğu gibi, asırlık dengelerin bozulacağı beklentileri ağırlık kazanıyor. Bunun anlamı çatırdayan büyük devletler, hastalanan ittifaklar ve paktlar beklemelidir.

Belki de paradan para kazanma, devlet tahvilleri ile ülkelerin kendi on yıl sonralarını dünyaya satma dönemleri bitiyor. Yerine; kar zarar dengesi ve belirleyeni içinde yeni bir ticari sistem öne çıkabilir.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..