PKK, "esirleri" bırakmayıp kurşuna dizseydi sevinecek miydiniz?

Terör örgütünün elinde bulunan "esir"lerin serbest bırakılması, barış sürecinin kendi varlık nedenlerini ortadan kaldıracağını bilen kesimlerce "büyük üzüntü" ile karşılandı.

Üzüntü o kadar büyük ki, PKK bu insanları bırakmak yerine kurşuna dizseydi, asla bu kadar üzülmez; dahası burdan "bak işte biz dememiş miydik" edalarında süreci mayınlamaya çalışırlardı.

Bu "devletçi" zihniyetler, Terör'ün elindeki insanların salıverilmesini devlet adına zül sayıyorlar. Nedenmiş? Çünkü, devlet terör örgütüyle pazarlık yapmazmış...

Bir ağıt, bir ağıt ki sormayın gitsin... Utançlarından yerin dibine girselermiş... Yani ne demeli?... Aylardır dağ başlarında yüz metre derinliklerde tutulan insanlar analarına, çocuklarına kavuştu diye utanıyorsanız, yüzünüze elek çekin!... Ya da onların yerine, yerin dibine siz girin!!

Siz kimin adına, ne için utanıyorsunuz?...

Barış bozulsa da, yine çatışmalar çıksa, yine gençler dağ başlarında can verse diye fırsat kollayanların "sözcü"lüğüne soyunmuş bir gazete, yemiyor içmiyor hergün barış sürecini bozmak için veriyor gazı...

Bu gazı alanlar da şurda burda yazı yazıp timsah gözyaşları döküyor... Neymiş?... Devletimiz, PKK ile pazarlık yapıyormuş, olur muymuş... Bunu torunlarımıza nasıl anlatacakmışız!!...

Peki, o PKK otuz yıldır dağlarda adam öldürürken, bu insanları esir ederken "devletiniz" nerdeydi; siz nerdeydiniz?... Bu iş üç günlük iş değil ki; "durun bakalım, biz bunları silah gücümüzle bitiririz, gerek yok müzakereye" deseniz.... Terörü silahla bitirdiniz de elinizden tutan mı oldu geçmişte...

Bu barış yolunu açanlar, her şeyi sizden iyi biliyor, merak etmeyin!... Otuz yıllık kanlı süreç, giderek daha derinleştiği, toplumu içerden çatlatma aşamasına geldiği ve Türkiyenin dış ilişkilerinde sürekli ayak bağı olduğu için, barış yoluna girildi. Hem de önce terör örgütünün "dağlar bizimdir" anlayışına son vererek... O dağları onlara dar ederek...

Yani, bu kadar devletinizi düşünüyor, milletinizin acısını hissetmiyorsunuz madem, üzülmeyin, devlet duruma hakim. Bu barış görüşmelerini de yenik düştüğü için başlatmadı...Aksine tam da duruma hakim olmuşken başlattı... Çünkü, bu kanın durması lazımdı.

Bunca kan, bunca can ve bunca mal gittikten sonra, hiç değilse bundan sonrası aydınlık ve selamet olsun diye ülkemiz ve milletimiz için... Siz, hala zamanı anlamaktan yoksun, dayatmacı devlet arıyorsunuz... Eli sopalı, insanları dayakla hizaya getiren devlete özleminiz sürüyor... Üstelik, o devlet anlayışı ile bir halt edemediğiniz belli olmuşken...

Şu anlamsız, karşılıksız ve faydasız hamasetten vazgeçin!... Torunlarınıza "barışı" anlatmakta zorlanmaktan bahsetmek gibi hamaket örneği vereceğinize, eğer bu barış olmazsa, bitmeyen "savaş"ı nasıl anlatacağınızı düşünün!...

Hiç bir şey bilmiyorsanız, kendinizi o şehit analarının, o "esir" çocuklarının yerine koyun!...

Hayır konuşmayacaksanız, bari susun!