Pkk'da siyasallaşma süreci

Diyoruz ya hep “dağdan inin, ovada siyaset yapın” diye… Haberimiz yokken bu süreç kendiliğinden başlamış. Bir farkla…

Bir ucu yine dağda…

Anlaşılan o ki PKK terör örgütünü dağdan indirmenin yolu, her birini de “Milletvekili” olanakları ile donatmaktan geçiyor.

Tabi onlar da “Çoğunluk” olarak TBMM çatısı altında olamayacaklarını bildiklerinden, kendilerine yeni bir “Meclis çatısı altı” bulup Mağaralardan kurtulmanın yolunu arıyorlar, bunu da “Özerklik ve eyalet sisteminde” buluyorlar. O zaman ne olacak? Tabidir ki dağ kadrosunda üst düzey yönetici sıfatında ne kadar kişi varsa, hepsi de “Milletvekili” olmuş olacaklar.

Yani, dertleri bir “amaç" uğruna değil, milletvekili olmak gibi heves uğruna olsa gerek.

Birisi gelmiş bile…

Daha dünlere kadar dağ kadrosunda görev yaparken, önce şehre inmiş çalışmış, sonra yine çalışmış ve milletvekili olmuş.

Eh… Ne diyelim, bari geri kalanını da “Özel kontenjandan” milletvekili yapalım veya “Milletvekili” gibi olanaklar sağlayalım.

Hatta…

Baş caniyi de tuttuğumuz yerden getirelim, seçim meçim demeden “Hadi sen de milletvekilisin” diyelim olsun bitsin…

Bugüne kadar verdiğimiz şehitlerin aileleri ne mi der?

Yahu… Ne diyecekler, memnun olurlar.

Onlar dağda zaten kardeş (!) kanı dökmekten usanmışlardır. İniversinler şehre, verelim bütün imkânları, olsun bitsin.

Biri açıktan girdi, hapishanedeydi, çıkardık milletvekili yaptık…

Diğerinden haberimiz (!) olmamış, çaktırmadan gelmiş girmiş meclise.

Eeee…

Ötekilerin kabahati ne?

Gelsin onlar da girsin, olsun bitsin bu iş, biz de rahatlayalım, onlar da…

Dediğim gibi, şehit aileleri buna bir şey demezler. Onlar, vatanın selameti için bağırlarına taş basacak kadar memleketlerini düşünür ve severler.

Hatta diyorum ki diğer milletvekillerimiz de fedakârlık yapsınlar, çekilsinler ve onlara versinler yerlerini. Bu şekilde daha da mutlu olurlar…

Tezkereyi alan hükümet de teskereye biner gider böylelikle… O zaman daha da rahatlamış oluruz hiç değilse.

Ne dersiniz bu önerime…

Peşin parayı duydunuz da nasıl da gülersiniz değil mi? Ama son gülen sizden daha iyi güler, bunu da aklınızdan çıkarmayın ha…

12 KASIM 2007