PKK ile mücadelenin 30. yılına doğru-2 PKK'nın sonu

PKK terörizmi ile mücadelenin 30. yılı bu kabusun sona erdirilmesi için tam bir milad olmuştu. Nihai amacı olan Türkiye'nin bölünmesinden asla taviz vermeyip silah bırakmaya yanaşmayan örgütün artık yok edilmesinin zamanı gelmişti.

Şimdiye kadar kısır çekişmelerden kurtulamayıp havanda su döğen bütün kesimler - PKK'nın uzantısı olan legal pari hariç- PKK Terörizminin sonu için tam bir mutabakata varmışlardı. 

Politik sahada asgari müşterekler sağlanınca  sıra örgüte anladığı dilden cevap vermeye gelmişti. Yani yapılan bütün barış çağrılarını sabote edip, kan ve ateşe boğan örgütün yurt içi- yurt dışı nerede olursa olsun inlerinden çıkartılıp etkisiz hale getirilmesi için şimdiye kadar görülmemiş dev bir organizasyon kurulmuştu.

Özellikle nizami harbe göre eğitilmiş birlikler hızla bölgeden çekilerek yerlerine tam bir terörist avcısı olarak yetiştirilmiş 20 bin kişilik özel bir güvenlik kolordusu yerleştirilmişti.Tamamı asker olmayıp büyük bir bölümü de polis özel harekatçılarından oluşan bu büyük güç en son model silah ve teçhizatla donatılmış, emirlerine en ileri teknoloji ürünü helikopter ve zırhlı araçlar tahsis edilmişti. Gerektiğinde hava kuvvetlerince de yakından desteklenen özel güvenlik kolordusu doğu ve güneydoğu coğrafyasını avucunun içi gibi bilen hedeflerine kilitlenmiş, bir an bile geriye bakmayan gözüpek asker ve polislerden meydana geliyordu.

Mevcut karakollar kale misali yeniden inşa edilmiş, belli bir noktada durup savunmaya geçmek yerine mobilize olarak kesin alan hakimiyeti sistemine geçilmişti.

Kolordunun manga, bölük ve taburlardan oluşan savaşçıları aynen teröristler gibi dağlarda barınıyor, dere tepe dolaşıp, ansızın bastırarak kuşattığı teröristler için ya imha ya da teslim olmaktan başka bir seçenek kalmıyordu. 

Harekat sahalarında eyleme geçmek için sıkıntı veren bütün bürakratik kısıtlar kaldırılmıştı. Operasyon için her düzeydeki birlik konutanlarının kendi inisiyatifi yeterli oluyordu. 

Bu arada savaş araçlarında müthiş bir sıçramaya imza atılarak uçan otomobillerden geliştirilen jet motorlu uçan tankların prototipi yapılmıştı. Dünyada ilk olan bu çalışmayla savaş alanlarının yeni hakimi doğuyordu. Uaçan tankların kısa zamanda seri üretimine geçilerek güvenlik kolordusunun emrine tahsisi planlanmıştı.

..........................................................

Askeri anlamda bütün hazırlıklar tamamlanınca PKK'ya son bir defa tarihi bir çağrı yapılarak derhal silah buırakması ve  şiddete son verdiğini ilan etmesi, Türkiye'deki tüm militanlarını ülke dışına çıkarması istendi.

Ancak terör örgütü bu defa da bu çağrıya ateşle karşılık verdi. Zayiat vermeye aldırmayarak karakollara ve askeri birliklere saldırdılar.

Eh, artık günah bizden gitti diyen güvenlik kolordusu bütün gücüyle saldırıya geçti. Militanların bulunması muhtemel bütün dağlar, taşlar, inler, mağaralar, mezralar , köyler tek tek taranarak tespit edilen örgüt üyeleriyle şiddetli bir çatışmaya girişildi. Şİmdiye kadar görülmedik biçimde yoğun bir hücümla karşılaşan PKK adeta grogi olmuş, ne yapacağını bilemez bir hale gelmişti.

Sonunda fena sıkıştırıldıklarını anlayıp panik halde yurt dışına kaçmaya başladılar. Örgüt panik halinde tek taraflı ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Ancak her defasında bozulan bu ilana aldırmayan güvenlik kolordusu teröristleri yurt dışında da şiddetle takip etti. Irak içlerindeki bütün kamplar ve ana üs kandil kuşatılarak, çok şiddetli çarpışmalardan sonra ele geçirildi.PKK tarihinin en büyük darbesini yemişti. Örgütün lider kadrosu daha önce firar ettiğinden ele geçirilemedi. Ancak sayıları binleri bulan militan ya öldürüldü ya da teslim olmak zorunda kaldı.

Bu müthiş operasyonun PKK üzerindeki etkisi son derece yıkıcı olmuştu. Lider kadrosu  kayıplara karışan, militanlarının çoğunu kaybeden örgüt derin bir çöküş içine girerek marijinalleşti. Kolay kolay eylem yapamaz bir hale geldi.Bu durum hemen hemen  " PKK'nın sonu " sayılabilirdi. 

......................................................................................

PKK'nın tehdit olmaktan çıkması Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya müthiş bir canlılık getirmişti. Devletin bir seferberlik anlayışıyla getirdiği teşvikler başta Diyarbakır olmak üzere doğu şehirlerini uçurmaya başlamıştı. Diyarbakır, Urfa, Van Gaziantep'le yarışmaya başlamışlardı. Kırsal bölgelerde terör tehditi kalmayınca hayvancılık tekrar canlanmış, köy ve mezralar dolmaya başlamış ve bölge halkı yarınlara ümitle bakar olmuştu.