PKK'nın paşaları öldürme girişimi

Yakın tarihimizden müthiş bir olay. Hainlerin cesaretinin vardığı son nokta. İnanılmaz bir sukast girişimi.

4 Kasım 1992'de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Kara Kuvvetleri Komutanı Muhittin Fisunoğlu, 1. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve 3. Ordu Komutanı Hikmet Köksal, İstanbul'daki 26. Zırhlı Tugayı denetliyorlar.

Yemekten sonra kahveler söyleniyor. Ve ...........

Dönemin GATA Komutanı Ömer Şarlak, "Kışladan Kampüse" adlı kitabında bu olayı şöyle anlatıyor:

"Erlerle birlikte yenen yemekten sonra Komutanlar kahve istediler. Güreş Paşa bir yudum aldı. Fisunoğlu kokusunu beğenmedi; "içmeyin" dedi. Karadayı Paşa aldığı yudumu tükürdü. Habil Küçük Paşa bir yudum içti, boğazında yanma hissetti."

Kahvelere, PKK sempatizanı iki asker zehir koymuşlardı. Bu iki askerden biri Albayın odacısı, diğeri mutfakta görevlidir. Odacı asker komutanların ne zaman birliğe geleceğini öğrenip, PKK'nın İstanbul temsilcilerine bildiriyor. Plan hazırlanıyor. Komutanlar fare zehiri ile öldürülecektir.

Fakat, Paşalarımızın dikkati, belkide ülkemizde çok büyük gelişmelere sebeb olacak bir olayı önlüyor. Gerçi bu girişim bile başlı başına büyük bir olay ama sonuçta çok fazla bir gelişmenin olduğu söylenemez.

İki asker olaydan hemen sonra firar etmiştir.

Sonraki yıllarda PKK'nın suikast girişimleri devam etmiş, Güneydoğu'da görevli bir Paşamız ile bir Albayımız şehit edilmiştir. Bu olaylar adet olduğu üzere son günlerde Ergenekon'a bağlanmış, suikastleri Ergenekoncuların planladığı ileri sürülmüştür.

Olayların başkaca acı bir yanı PKK sempatizanı askerlerin önemli yerlerde görevlendirilmesidir. Alınlarında mı yazıyor diyeceksiniz. Valla yazıyor. Yanlış anlaşılmasın, askerlik yapanlar bilir. Orada herkesin ne olduğu bellidir. Kimse ne olduğunu neye sempati duyduğunu saklamaz. Hatta bazıları zaten bu yüzden sabıkalıdır.

17 askerimizin şehit, 8 askerimizin esir edildiği, telsizcilerden birinin PKK lı olduğu sabıkasından belli bir askerin, komutanının medyaya yansıyan büyük hata yaptık dediği olay ne acı bir örnektir.

Umarım, bu derece vahim ve talihsiz olaylar bir daha yaşanmaz, yetkili ve etkili büyüklerimiz ve memurlarımız daha dikkatli olurlar.