Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '08

 
Kategori
Güncel
 

PKK’nın yeni üssü: Ermenistan

PKK’nın yeni üssü: Ermenistan
 

ASALA'nın yerine PKK...


Şehirlerimizde bombaların patladığı ölenlerin, şehitlerin olduğu bu günlerde, çok değil geçtiğimiz kış yapılan sınır ötesi harekatı hatırladım.

Hani yüreklerde 24 şehidin acısı, akıllarda cevaplanması gereken soruların kaldığı harekat.

Harekatın Kuzey Irak’ta bulunan terör örgütünün sığınaklarına, depolarına ve askeri unsurlarına karşı yapıldığı açıklandı yetkililerce. 240 teröristin etkisiz hale getirildiği belirtildi ayrıca.

Kara birlikleri ve uçaklar tarafından; 126 mağara, 12 komuta merkezi, 290 barınak ve sığınak, 11 haberleşme (muhabere) tesisi, 6 eğitim tesisi, 23 lojistik tesis, 18 ulaştırma tesisi, 40 hafif silah mevzii ve 59 uçak savar mevzine karşı yapılan harekatta, buraların tamamen veya kısmen tahrip edildiği açıklandı.

Toplamda 500’den fazla yere binlerce bomba, roket, mermi atılmasına rağmen sadece 240 leşin olması aklımızın karışmasına neden oluyor. Bu kadar tesisin personeli yok muydu? Elbette vardı. Acaba bu operasyonun yapılacağını önceden duyup daha “güvenli” bölgelere kaçmış olabilirler miydi?

Harekat başladıktan sonra kaçmaları çok da mümkün görünmüyor. Kış şartlarında bölgeden çok uzaklaşmaları zor. Yine bölgedeki sığınaklara çekilmişlerse oralar zaten tahrip edilmiş. Yok eğer bu kadar kara kışa rağmen çabucak “uzaklara” kadar gidebiliyorlarsa hareket yetenekleri artmış demektir ki bu daha vahim bir konudur. Demek ki artık kışın inine çekilen bir örgütten söz etmek mümkün olmayacaktır.

Başka bir açıdan bakıldığında bu kadar sığınak, yığınak, tahkimat, tesis nasıl yapılmıştır? Yıllarca bize teröristlerin dağda, mağarada çok zor şartlarda yaşadıkları, yürüyerek yer değiştirdikleri, malzemelerini katır, eşek sırtında taşıdıkları anlatılmaktaydı. Tüm bu zor arazi ve doğa şartlarında hafriyat yapmayı nasıl başardılar?

Tüm bunları yaptıklarına göre şartlar uygun olunca kullanacak personel şimdi nerede? Gerekli bilgi ve eğitimi ne şekilde aldılar?

ABD aylarca bizi “aman girmeyin, girerseniz karşınızda bizi bulursunuz” diyerek oyalamadı mı? Sonra da “hadi şimdi girebilirsiniz ama benim izin verdiğim kadar gidebilirsiniz.” deyip geride kalan “delilleri” ve “sıradan teröristleri” imha etme işini bize yaptırdı.

O zaman çok söylendi ama dikkate alınmamıştı: “ABD PKK’yı Kuzey Irak’tan Ermenistan’a nakletti, hem de Türkiye üzerinden.” Öyle ya; amaçları aynı: “Türkiye’den toprak almak.” Düşman oldukları millet ortak: “Türkler! Ha Türkiye’de, ha Azerbaycan’da.”

Şimdi görüyoruz ki terörist eylemler güneydoğu sınırımızdan doğu ve kuzey doğuya da kaydı. Karadeniz bölgesinde bile eylem yapıyorlar.

Terörün gelişimini incelediğimizde göreceğimiz en önemli değişim; terörist çokluğunun getirdiği kalabalığa dayalı saldırıların yerini daha az insana ama daha çok tekniğe dayalı saldırıların aldığını görebiliriz.

Yüzlerce terörist tarafından elde tüfek köy, karakol baskınlarının yerini bireysel eylemler almıştır.

Eskiden makineli tüfek kullanan teröristler şimdi roket atardan uçaksavara kadar daha uzun menzilli ve etkili silahları kullanabilmektedir. Elektronik düzenekler kurabilmekte, uzaktan GSM kumandalı bombalar, mayınlar patlatabilmektedir. Her kasabada köyde bile kolayca bulunabilen zirai gübreden patlayıcı yapabilmektedir. Haberleşme istasyonları, radyo vericileri kurabilmekte propagandasını da rahatça yapabilmektedir.

En önemlisi; bireysel eylem yapabilmenin getirdiği hareket serbestliği sonucunda şehirlere, metropollere kadar terörü yani “korkuyu” sokabilmiştir.

Bombaları “patlatmayıp” yakalatmanın kendileri açısından daha etkili bir “saldırı” yöntemi olduğunu fark edecek kadar sosyoloji ve psikoloji bilgisi edinmişlerdir. Bir bomba patlatıp insanları öldürdüklerinde tüm dünya medyasında yer aldıklarını ve global bir tepki gördüklerini fark etmişlerdir. Çalıntı bir kamyonete 3-5 çuval gübre, bir cep telefonu koyup yerleşim merkezlerinde terk ederek veya birkaç tilo patlayıcıya elektronik bir düzenek ekleyerek, medyada “eğer patlasaydı 5-6 km çapında bir alan yerle bir olurdu” haberi yayınmasının daha etkili olduğunu, üstelik Trakya’dan öte de kimsenin duymadığını anladılar artık.

Hepsinden daha önemlisi insanların kafasında “tüm bu yapılanlar boşa mı gitti? Bu kadar şehit ne uğruna verildi?” sorularının oluşmasına neden olundu. Öyle ki düne kadar “Canımızı, kanımızı vatan için feda ettik” cümlelerini duyduğumuz “dernekler”den bile “Yoksa kendimizi heba mı ettik?” açıklamaları gelmeye başladı.

Üstelik; tüm bu terörle mücadele için harcanan paralar ekonomimizi oldukça derinden etkilemekte, bunun sonucunda oluşan geçim sıkıntısı özellikle “asker gönderen” kesimce derinden hissedilmekte, yaşanmaktadır.

Aslında “bölücü terör”ün yıllardır yapamadığı “vatan toprağı” alma işini ekonomik zorluklar nedeniyle satışa çıkartılan “milli değerlerimiz”i alarak yaptılar zaten.

Bu iş böyle devam ederse gelinecek aşama ise daha kötü olacaktır. Çocuklarını, gençlerini “toprak bütünlüğümüz”ü korumak uğruna kaybeden üstelik bunun için bir de ekonomik sıkıntı çeken halk kitleleri; “Bana ne oradan buradan, zaten bize ne faydası var. Gitmem görmem. Kimin olmuş bana ne! Oraya harcanan para bana gelecekse ne önemi var!”derse dönüşü olmayan “parçalanma” süreci kaçınılmaz olacaktır.

Zaten “Bizim çocuklar başardı” diyebilecek kadar kendilerine yakın olan askeri yönetim aracılığıyla kurdurdukları sistem tarafından “apolitik” ve “sosyopat” yetiştirilen(!) gençlik bu eğilim içerisine hızla girmektedir.

Gündeme gelen her konuda “adam gibi” üç-dört cümle kurup tartışamayıp hemen taşa sopaya sarılmaktadırlar. Ya da hiç umursamayıp arkalarını dönmektedirler.

Ülkemizin yıllar içinde bu duruma gelmesine neden olan “idareciler” (ki kendileri hiçbir zaman bir şeyi “yönetemeyip” idare-i maslahat etmektedir) “birşekil”de görevden uzaklaştırılmıştır. Ancak verdikleri tavizler, sattıkları değerler, kaybettiğimiz insanlar kısacası “milli servetimiz”den gidenler ne yazık ki geriye gelmemektedir.

 
Toplam blog
: 9
: 807
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Erciyes Üniversitesi’nde başladığım Elektronik Mühendisliği eğitimini Yıldız Üniversitesi’nde tamaml..