PKK Terör Örgütü Değildir (!)

Türkiye içinde bulunduğu bölgede oldukça büyük bir ülkedir. Gerek nüfusu, gerek jeo-politik durumu, gerekse ekonomisi bakımından, birçok komşusuna göre oldukça önemli, güçlü ve bir o kadar da kıskanılan bir ülkedir. Bunu görmemek körlükten öte bir şey olur. Ama bunu görmek istemeyen, hatta farklı bir tablo çizen, Türkiye’yi her seferinde köşeye sıkıştırmak isteyen insanlar, ülkeler ve yöneticiler var. Bu hiç de azalmayacak..

Türkiye bir taraftan kendi iç meseleleriyle mücadele ederken, bir taraftan da sınırları dışındaki meselelerle mücadele ediyor. Her gün yeni bir sıkıntı karşımıza çıkmaya görsün. Bugünlerde, bir seçim yarışır gidiyor ama ister sınırsal, ister askeri, isterse politik olsun. Düşmanlarımız yada buna düşman demeyelim de kötü komşu, koyun postunda kurt ülkeler, ülkemizin altını kazmaya devam ediyorlar. Mesela, en son olarak Yunanistan’da üst düzeyde yapılan "Kriz Yönetimi Atina 2007" isimli seminerde Profesör Mazis’in Türkiye’yi bölünmüş gösteren haritanın, hem de Türk temsilcinin, hem de askeri ataşenin olduğu bir toplantıda kör gözüne çomak sokmak misali ortaya çıkartması, bunun üstüne, birinin çıkıp ahkam kesmesi ne kadar siyasi ahlakla ilintili bir durumdur?

İyonya üniversitesinin bir öğretim görevlisi olan bu zat’In, bulunduğu konuma yakışmayacak bir cüretkârlıkla, olmayan ve olmaması gereken bir haritayı –ki bu harita uzun yıllardır ortalıkta dolaşıyor- ortaya çıkartması, Türkiye’nin fiziki durumunu bilmemesine imkan var mı ? Üstelik bir üniversitede de öğretim görevliliği yapan biri için çok alçakça ve de küçültücü bir durumdur. Bu aynı zamanda Yunanistan devleti için de küçültücü bir durumdur. Ama devlet desteği ile araştırma yapan ve üstelik üst düzey temsilcilerin de bulunduğu bir toplantıya bu zatın gelmesi, arkasında acaba ne gibi bir güç vardır sorusunu sormaya hacet bırakmamıştır. Açıkça arkasında kimin ve kimlerin olduğu belli değil midir? Adamı devlet destekliyor daha ne arıyorsunuz?

Bu malum harita yeni bir hadise değil. Yıllar öncesinden beri ortalıkta dolaşıyor. O zamanlarda iddia etmiştim, yine iddia ediyorum. Bu haritayı yapanlar, yayanlar, sergileyenler, bunu telaffuz edenler, Türkiye’nin bugünkü konumunu, durumunu kabul etmeyen, etmek istemeyen ve Türkiye’nin bölünmesini, parçalanmasını isteyen ülkelerdir. O zamanlar bunu söylemiştim. Yine söylüyorum ve şimdi de şunu ekliyorum. Bu ülkeler aynı zamanda PKK’yı lojistik yada siyasi, maddi yada manevi olarak destekleyen ve arkasında duran ülkelerdir. Bu ülkeler sayesinde Pkk çok cüretkârdır ve eli silahlı, kanlı bir örgüt haline gelmiştir.

Bu haritayı şimdiye kadar kimler benimsedi? Bunu hiç düşündünüz mü? Örnek mi ? Alın size örnek.. Amerika, İngiltere, İspanya, İtalya, Fransa, Belçika, Yunanistan, Irak.. Bu ülkeleri tanıdınız mı ? Şimdiye kadar buralarda bu haritalar çıktı ve bayrak gibi sallıyorlar. Pkk’nın hemen hemen bu ülkelerin hepsinde büroları ve kampları var. Birçoğundan, özellikle Fransa ve Belçika’dan siyasal ve parasal destek görüyor. Yunanistan da, İspanya’da ve İtalya’da kampları var. Buralarda o ülkenin askerleri tarafından eğitiliyorlar. Pkk’nın bu ülkelerde ekonomik yatırımları var. Nakliye şirketleri, marketleri, gazeteleri, televizyonları var. Hemen hemen hepsi, Pkk’nın hamisi, korumacısı gibi duruyor. Daha iki-üç hafta önce AB’de üye devletlerinde dağıtılmak üzere hazırlanan kitapçıkta Türkiye’ye ait bölümde Türkiye bölünmüş ve bölünmüş kısım sözüm ona Kürdistan olarak gösterilmemiş miydi ? Bunun sorumluları kim? Türkiye bunun karşısında nasıl durdu ? Bugün bu devletler tam olarak “Pkk bir terör örgütüdür” diyemiyor. Nato bize bu konuda yardımcı olamıyor, ama başka ülkelere terör var amacıyla konuşlanabiliyor. Neden çünkü ABD baskısı. ABD Pkk için “Pkk terör örgütüdür, bizim terör gurupları ile işimiz olmaz” diyor ama Kandil dağında Pkk’lılara silah ve mühimmat yardımı yapıyor. Bugün öldürülen Pkk’lı teröristlerin üzerinden bizim dost bildiğimiz Fransız yapımı telsizler, İtalyan yapımı el bombaları, ABD yapımı silah ve mühimmat çıkıyor. Ve bunlar bize dost görünüp, düşmanımıza yardım ve yataklık ediyorlar. Bu ne yaman çelişkidir böyle !

Tüm bunlardan güç alan Kürtler de Türkiye parlamentosuna bağımsız aday sokma derdinde. Kürt kökenli bir Türk vatandaşı olarak değil, kendi tabirleri ile bir Kürt olarak. O zaman cebindeki TC kimliğini de taşıma, madem ki Türklğü red ediyorsun... Bir Kürt ve aynı zamanda bir Pkk’lı olarak. Çok mu ağır oldu ? Adamlar Pkk için, “Pkk terör örgütü değil, Kürtlerin hakkını arayan, silahlı Kürt muhalefeti” olarak bahsediyor. Kendilerini dünyaya böyle tanıtınca, Kandil dağını yabancı basın ve TV’ciler mesken haline getiriyor ve onlar orada gövde gösterisi yapıyorken, şehit edilen bir askerimizin adını ağızlarına almıyorken, öldürülen bir terörist için bütün Kürt kökenli belediye başkanları tüm imkanları ile seferber oluyor ve yöre halkı Türkiye devletine karşı biraz daha hırslandırılıyor. Durum böyle iken, bu haritaları gündeme getirmek pek de yanlış ve de bir o kadar da tesadüf olamaz. Birileri bu ülkeyi bölmek istiyor ve bunun da senaryoları yıllar öncesinden hazırlanmış, şimdi uygulamaya geçiriyorlar. Adamlar, güneydoğu ve doğu'daki yeraltı ve yer üstü kaynakların kontorlünün bile kendilerine verilmesini istemediler mi ? Yakında başka talepleri de olacak. Hele bir seçimler bitsin, Kürt bağımsızlar meclise girsinelr de.. Bakın o zaman talepleri ne olacak.

Uyanmamızın zamanı gelmedi mi ?

../..